Fuat Çapa

En popüler spor dalı olan futbol; düşündüğümüzde dünyada da ülkemizde de birçok kişiyi meşhur etmiş, birçoğu futbol sayesinde isim yapmış, para ve şöhret kazanmıştır.

Bugün futbol için: artık seyredilemez oldu, endüstrileşti, tadı kaçtı gibi sözler duyuyorsak da bu biraz da futbol insanlarının, futbol sayesinde isim yapmışların, futbolu hep sadece kullanmak istedikleri, ona sahip çıkmamaları ve onu sermayenin, rantın acımasız girdabına itmeleri yüzünden olduğunu da söyleyebiliriz.

Sermaye, kapitalizm eline geçirdiği her şeyi satın alır, kullanır ve işi bitince de yok eder. Koca dünya devletlerini yıllardır açlığa, sefalete mahkûm eden bu illete karşı dünya artık bir direnme, bir geri durma arayışına girmiş ve isyan ederken futbol sayesinde isim yapmış birçok insanın onu gidip de sermayenin, endüstrinin kucağına itmeleri, kurtuluşunu ancak sermaye ile ifade etmeleri, ona karşı büyük bir vefasızlık ve kadirşinassızlıktır!

Eskişehirspor bu konuda da yurdumuzda futbolun, sadece belli merkezlerin, belli elitlerin sporu yapılmasına karşı Anadolu’da yakılan ateşin ilk merkezidir. O dönemlerde İstanbul kulüplerinin sermayesine karşı Anadolu’daki bir avuç inanmış yüreğin; öğrencisi, hocası, esnafıyla kenetlenip Anadolu Yıldızı efsanesini hafızalara, gönüllere kazıdıkları şehirdir Eskişehir.

Eline geçirdiği her şeyi yok etmekte kararlı kapitalizm bu alanda ilerlerken, şahsiyetleriyle futbolun önüne geçmesi gerektiğine inandığımız, futbol sayesinde yükünü almış, isim yapmış kimi apoletli futbol insanlarına baktıkça içimizin kararmaması doğrusu elimizde değil!

Onların bu açlığı, bu tamahkarlığı, bu muhterislikleri ve dünyayı sadece kendi ikballeri çerçevesinden değerlendirmeleridir ki ülkemizde de sermayenin futbola hızlıca nüfuz etmesine sebep olmuş ve artık futbol şirketlerimizin yeni rant kapısı haline gelmiştir.

Şirketlerin ticari düşünmeleri doğaları gereği iken futbol insanlarının ticari düşüncelerini, futboldan önceye almalarıdır bizi burada düşündüren. Bir hekimin önce sağlığı, bir öğretmenin önce öğretmeyi, bir mimar ve mühendisin önce meslek ilkelerini düşünmedikleri zaman cemiyetin içinde bulunduğu çöküşü günümüzden çok ne anlatıyor ki zaten? Ama gecenin en koyu vakti, sabaha en yakın vaktidir!

Vatanın bağrına dayanacaktı ki düşman hançeri, bulunacaktı elbet kurtaracak bahtı kara mâderini!

İşte futbolumuzun içine düştüğü ve yine Eskişehir’in öncelik ederek düştüğü bu kara durumda yine bir destan yazılıyor.

Dün dünya çapında bir komutan olarak rahmetli Abdullah GEGİÇ vardı orduların başında.

Bugün yüzde yüz yerli, bu toprakların, bu topraklara borcunu ödemek isteyen bir evladı, Fuat ÇAPA var gencecik onbeşlilerin başında.

Birçok Emirdağlı gibi o da ekmeğini gurbette aramaya giden bir gurbetçi ailenin, Belçika’da büyüyen çocuğu. Orada başladığı hocalık deneyimini çalıştırdığı üçüncü lig takımı Turnhout’u şampiyon yapan ve aynı zamanda futbolda en yüksek diploma olan UEFA Prolisans Diploması alarak da taçlandıran biri.

Belçika’da birçok takımda sürdürdüğü hocalık deneyiminden sonra yurdumuza gelerek Kasımpaşa, Gençlerbirliği, Kayseri Erciyesspor, Antalyaspor, Boluspor gibi takımları çalıştıran Fuat ÇAPA aynı zamanda Eskişehirspor’un efsanevi oyuncuları gibi iyi bir entelektüel ve beş ayrı yabancı dili bulunuyor.

Oldukça kibar ve efendi kişiliği ile kısa zamanda bütün Eskişehir ve Eskişehirsporluların gönlünde taht kuran Fuat Hoca, nın yarısı bile etmeyecek kültür, kariyer, ahlak seviyesinde sözde futbol insanının türlü maniplasyonlarla nasıl nasıl paralar kazanıp, ikballer peşinde koştuklarını görünce futbolumuzun neden bir türlü istenilen noktada olmadığını da anlamamız zor olmuyor.

Fuat Hoca bir de bankacıdır. Hesabı, kitabı da bilir ama futbol aşkı, ticari hesaplarına ağır basmış hele Eskişehirspor’un içinde bulunduğu acı nokta ona, birçok Eskişehir’ liden daha ağır gelmiştir. Yanlış yok mudur, ama zaman şimdi yanlışlarla oyalanma zamanı değil, elini taşın altına koyma zamanıdır.

Parası olan parasıyla, yüreği olan yüreğiyle ortaya çıkmalıdır ve bugün ortada olduğunu gördüğümüz bir yüreğin, inanmış bir gönlün sahibidir Fuat ÇAPA.

Eskişehir, Türk İstiklal Harbinin en önemli şehirlerinden, Yunan taarruzunun püskürtüldüğü şehirdir. Eskişehir futbolda Anadolu yıldızının parladığı, İstanbul dükalığına başkaldırının adresi olmuş bir şehirdir.

Bugün birçok şehir ve birçok futbol takımını bekleyen tehlike ile bu kadar yakın temas sağlamış şehir de maalesef ilk Eskişehir olmuş ve inşallah da bu mücadeleden alnının akıyla çıkacak ilk şehir de Eskişehir olacaktır.

Fuat Komutana, onbeşlilerden oluşturduğu ordusuna, sırasını bekleyenlere, onlarla beraber yürüyenlere, onları Adana’da, Konya’da ve daha birçok ilde tribünlerde unutmayanlara, onlara dua edenlere başarılar diliyor, yeni başarı hikâyelerini ülke olarak dört gözle bekliyoruz.