25 Nisan 2024, Perşembe Web TV Foto Galeri Sosyal Medya Mobil Uygulamalar Arşiv
 
 
Erdal Çil

MOBBİNG FARKINDALIĞI

Bir önceki yazımda: “Biliyorsunuz Bu Şehri Siz” derken kamuoyunun aslında pek çok konudan haberdar, ilgili olmakla beraber sessiz kalıp, gereğini yapmalarını ise sorumlulardan beklediğini anlatmaya çalışmıştım.

Kamuoyu gerçekten duyarlı mıydı kurumlarda yaşanan huzursuzluklara, ilgili miydi oralarda olan bitenlere diye merak etmeme gerek kalmadı. Yazımdan sonra o kadar çok telefon ve mesaj aldım ki…..

Üstelik ben sadece birebir tanık olduklarım, yaşadığım, görev yaptığım şehre ilişkin yazarken aldığım mesajlardan aslında birçok şehrin ve kurumun aslında için için yandığı, huzursuzlukların had safhalarda olduğu belirtilmekteydi.

İçimi en yakan mesajlar ise yılların emektarları olan kimi memurların ise çaresizliklerini ifade ettikleri mesajlardı. “Adam amirim! Yerli yersiz demiyor, misafir falan umursamadan her yerde bağırıp hakaret ediyor. Evime yansıtmamaya çalışıyorum ama nereye kadar! İnanın elden ayaktan düştüm, uyku problemlerim başladı. Dairedeki diğer arkadaşlar da çok rahatsızlar ama hepsi de korkuyorlar.”

Bir sağlık kuruluşunda görev yapan bir hemşire de: “ Kuruma naklen geldiğim günden itibaren neredeyse yalnızlığa itildim. Hiçbir arkadaşım benimle konuşmuyor, yalnız bırakılarak, tayinimi alıp gitmemi istiyorlar. Sebebi de, kurum yöneticim benim yerime bir yakınını getirmek istiyormuş. İl müdürü benim tayinimi yaptı diye kurumda herkesi tehdit ederek sanki benim bilerek ve isteyerek böyle bir tayini gerçekleştirdiğimi, bunun hesabını soracağına, kendisinin Ankara’da ne kadar güçlü olduğunu göstereceğine falan o kadar inandırmış ki, şimdi herkes onun hışmına uğramaktansa bana mesafe koymayı tercih ediyor. Kaç defa eşimle birlikte gidip konuştuk ama dinlemiyor bile bizi. Eş durumundan dolayı buraya geldik. İnanın eşimin işi olmasa bir gün bile durmayacağım. Eşim de çok rahatsız ve elinden bir kaza çıkmasından korkuyorum.”

Koltuk kapma, koltuğunu kaptırmama gibi sebeplere dayalı işlere ve onların kurumdaki diğer personele verdiği rahatsızlıklara, kurumlarda bu sebeple oluşan cepheleşmelere hiç girmek istemiyorum ama kurumlarımız gerçekten kaynıyor.

Yukarıdan bakıp da: “insan olan yerde olur böyle” pişkinliğine ya da: “bizden önce de böyleydi. Şimdi niye kaşıyıp duruyorsunuz” gafletine de terk edilmemesi kanaatindeyim sorunların.

Operasyonlarda omuz omuza çarpışıp, ölüme omuz omuza koşarak giden personel tayin için, koltuk için birbirini vurur hale geliyorsa sorunun artık grift bir hale dönüştüğünü görmezden gelemeyiz. Bilgiye çabuk ulaşılabilir olduğu bir çağdayız ve herkesin her şeyden çok çabuk haberi oluyor. O zaman yönetimde bir takım eski alışkanlıkların terk edilerek daha ölçülebilir, daha sürdürülebilir, daha şeffaf, adil kriterler oluşturulmak zorunda.

Devletin gücünü en açık gösterdiği yerler, resmi kurumlarıdır ve bugün oralarda olan haksız uygulamalar, can yakan adaletsizlikler, toplumun da devlete olan güven duygusunda ciddi kırılmalara yol açmaktadır.

Millet aç yatar, aç kalkar; eğri oturup, eğri konuşabilir ama devletinin hep doğru ve güçlü olmasını ister. Şu satırların yazıldığı sıralar, bir akademisyenin daha intihar haberi geldi bildiğiniz o şehirden.

Psikolojik sorunları falan olduğu geçti haber metinlerinde. Kurumlar bu haldeyken, içindekilerin psikolojik sorunlarının olmaması mümkün mü? Ama hani nerede o kurumların sorumluluklarını üstlenenler? El pençe divan durarak, oralara yönetici olmak adına kapılar dolaşıp, kapılar aşındıranlar?

Her intihar ile biz biraz daha intihara sürükleniyor, biraz da biz geçiyoruz insanlığımızdan. 4 – 10 Şubat tarihleri arasında Mobbing Farkındalığı Haftası kapsamında bu anlamda yine etkinlikler düzenlenip, mesajlar verilecek.

Bu konuda yıllardır büyük emek vermiş okul arkadaşlarım merhum Hüseyin Gün ve onun bıraktığı yerden görevi devralan Sevgili İlhan İşman kardeşim aslında yukarıda anlatmaya çalıştığım konularda bize hep ışık tutmaya gayret ediyor, güç katıyorlar.

Zor şartlar altında omuz verdikleri Mobbing ile Mücadele Derneği, bu hafta etkinlikleri kapsamında 5 Şubat 2020 tarihi saat 13.30 da Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu ile düzenledikleri bir panelin davetiyesi ulaştı elimize.

Umuyorum çok daha güçlü ve çok açık mesajlar vereceklerdir. Kamu çalışanlarının sesi olmuş, kamuda mağdurun sesi olmuş bu iki kurumun birlikteliklerinin çok daha büyük karşılık bulacağını düşünüyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.

Bizim elimizden şimdilik yazmak geliyor kötü de olsa. Ellerinden yapmak kudreti gelenlerin de kötü de olsa iyi bir şeyler yapmak gayretini görebilsek bir de….

22.01.2020

Erdal ÇİL

[email protected]

22 Ocak 2020 Paylaş
 
Bu yazı için yapılan yorumlar ( 0 ) + Yorum Yaz

Yorum bulunamadı !..

 
facebook.com/HaberEgeli
 
Yazarın Diğer Yazıları
BAĞIMLILIK ÜZERİNE
AVNOCA
BAHAR ÇİÇEKLERİ
ŞEHİR TAŞIYAN ADAMLAR (1)
ÇALIK KÖYÜNDEN DİYAR-I MENTEŞE’YE. MUSTAFA ÇALIK MUĞLA’DA.
KUMRU VE KADIN
CUMHURİYETE ÖZEL YÜZDE ELLİ
İLAHİ MİSYON
İKİ KİTAP
DARIYERİ İÇİNDE KİTAP OLAN KÜLTÜR ŞENLİĞİ
TÜRKÜLERLE UYANMAK
YÜZYILIN YANGINI
BAŞLIĞA GEREK OLMAYAN BİR YAZI
BEN SUSTUM, KİTAP SUSTU, KEMAL TAHİR KAYBOLDU
TATLI DİLLİ GÜZEL İNSANLAR
ADAY VE ADAY ADAYI DUASI
DEPREMİN DEPREŞTİRDİKLERİ
BİRİLERİ VAR
RODOS VE ONİKİADALARDAKİ TÜRK VARLIĞI (2)
RODOS VE ONİKİADALARDAKİ TÜRK VARLIĞI
 

WEB TV Tüm videolar
Deplasmanda plasebo
 
Şeyhim kainata alışamadım
 
 
FOTO GALERİ Tüm galeriler
 
 
 
? Anket
Spor Toto Süper Lig 2022-2023 Sezonu Şampiyonu Kim Olur?
 
   
Spor Kent Haberleri Politika Ekonomi Yazarlar Sağlık Eğitim Asayiş Kültür Sanat Yaşam Dünya Magazin
facebook.com/haberegeli twitter.com/haberegeli Google+   Anasayfam Yap
Sık Kullanılanlara Ekle
Künye
Sitene Ekle
İletişim

© Copyrigth 2013 haberegeli.com tüm hakları saklıdır
  Sitemiz abonesidir