29 Mart 2024, Cuma Web TV Foto Galeri Sosyal Medya Mobil Uygulamalar Arşiv
 
 
Erdal Çil

Yine üniversite yine Muğla

Emeklilik hayatımla birlikte yine çarşı – pazar, yine adım adım Muğla’mın sokaklarındayım. Yok, yazın sıcaklığı, yok ilk haftanın yoğunluğuydu derken yine de bulduğum her fırsatta arşınlamaktan geri kalmadım Saburhane, Tabakhane, Saatli Kule yollarını ve Arasta çarşısını.

Çınaraltı’na (Yağcılar Hanı), Ekrem’in oraya iliştiğimde ise bir garip hüzün kapladı içimi. Günlerden Cumartesi’ydi. Tamam sıcaktı, yaylaydı, Akyaka’ydı; mevsimin yaz, insanın az olduğu vakitlerdi ama çarşı yıllar öncesi ile kıyaslanmayacak şekilde bomboştu.

Üniversitenin kurulduğu yıllarda her cumartesi sabah saatlerinden, öğle sonrasına kadar rahmetli Gürsel Eren’in yanına uğrar, haftalık olağan toplantımızı yapar, şehri tam anlamıyla enine boyuna inceler, içindekileri de hiç boş bırakmazdık. (Gidişinle ne büyük boşluk bırakmıştın ki ara ara, o gün bugündür, yerin dolmuyor be güzel insan, gülen insan!) 27 Temmuz’lar birbiri ardınca gidip geliyor ama maalesef Gürsel’ler gidiyor ve geri gelmiyor.

Allah orada da yüzünü güldürsün güzel kardeşim!

“Ya Abi: bakma bizim üniversiteyi eleştirip durduğumuza! O bizim solculuğumuzun özelliği. Bizde birimiz ‘zart dedi mi, peşpeşe zartlar gideriz. Üniversite olmasaydı halimiz haraptı bizim. Bildiğin kasaba esnafı gibi işlerdi çarşımız.

Esnafların isimlerini sayar, (reklam olur diye burada biz sayamıyoruz ama…) onu oraya, bunu buraya, şunu şuraya sipariş eder, az sonra alecez der veya bizim oraya bırakıver deyip geçerdik. Herkes birbirini bilir, kimse kimseye ilişmezdi. Üniversite geldi bak şimdi şurdaki meslektaşım, kırk yıllık arkadaşım, bizim oğlenle bile rekabet girer oldu aramıza.

Üniversitenin satın almacılarına iyi bakıyor ve gelip ondan alışveriş ediyor sizinkiler. Yan teklif diye de bizim oğlenle boş teklif gönderip, imza ve kaşe bastırıyorlar bize ama olsun!

Arada da bizden de üç kuruşluk olsa alışveriş edip maçı idare ediyorlar. O bile bize yetiyor. Allah bereket versin! Mesela geçenlerde bir ünlü sanatçıyı getirmişler ya….

Sanatçıdan çok ben göbek attım şuracıkta. Nasıl atmayayım ki? Depomda yığınla ucuz bulup attığım bir sürü malı az da olsa tasalanıp dururken, o gün bir kalemde hepsini elden o sayede çıkardım. Tam bir yılda satacağım malı bir günde satıverdim.”

O günler Kötekli yeni canlanıyor ve orası öğrenciyi, üniversite personelini içine içine çekerken, Muğla esnafı ise kara kara düşünüyor ama işin ilginci, yetkililer de sadece seyrediyordu.

Birkaç duyarlı ses cılız kalıyor ve üniversite için; üniversitenin hiç olmazsa bazı birimleri için bile şehirde yer verilip, üniversite şehirde tutulamıyordu. O günden bu yana çok sular akmıştı bu köprülerin altından!

Üniversite artık üç-beş bin kişilik küçücük bir üniversite değil, Muğla’nın nüfusunun neredeyse üçte ikisini oluşturan dev bir kurum haline gelmişti.

Bu sürede Muğla merkezi boşaltan bir başka tehlike de Kötekli istikametine açılan AVM’ ler olmuştu. Yaz sıcaktı. Deniziydi, yaylasıydı falan diyoruz ama çarşının bomboş olduğu saatlerde AVM’ ler önünde araç park yeri bulmak mesele.

Ekrem’in orada, Saburhane’de, Tabakhane’de bir bardak çay 1,5 TL ve müşteri yok ama AVM’ lerde en az üç kat pahalı çay için, boş yer yok!

Kâğıt üzerinde yetkililerimiz çok! Ama bu işi dertlenip, halledecek bakalım kaç kişi çıkacak?

Kaç yürekli insan, kollarını sıvayıp, ellerini taşın altına sokacak ve bir tarihin yok olmasına kayıtsız kalmayacak?

Kaç duyarlı insan, esnafın derdine merhem olacak?

Üniversitemiz, bıraktığımız üniversitenin çok ötesinde. Mesela yeni açılan ve öğretim üyesi ataması yapılmasına rağmen, fiziki mekân bulunamadığı için öğrenci alınamayan yeni fakülteler var.

Bunlardan bazıları için, mesela bir mimarlık, diş hekimliği fakülteleri gibi fakülteler için kollar sıvanıp yer arayışına girilerek hiç olmazsa bunların şehir merkezinde kalmaları sağlansa ve şehir az da olsa canlılık kazansa diyorum…

Mesela öğrenci sayısı daha az ve yaşları daha büyük olan öğrencilerin lisans eğitimi sonrası için eğitim veren enstitüler için bile küçük de olsa bazı mekânlar tahsis edilemez, şehre serpiştirilemez mi demekten inanın kendimi alamıyorum.

Yıllardır üniversite ile şehrin kopukluğunu dillendirip durduk. Korkarım şimdilerde bu kopukluk, şehirden üniversiteye doğru uzayan AVM’ lerin köprü olmasıyla giderilecek gibi.

Çevreci hassasiyetiyle tanıdığımız Muğla’mızın, bizim neredeyse altı katımız kadar nüfusu olan Manisa merkezde bile bir tek AVM varken kısa sürede hangi saiklerin etkisiyle bu kadar çok AVM’ ye izin verildiği de doğrusu kafamı kurcalıyor, midemi bulandırıyor.

Şehirde gözlemlediğim bir de yeni, çiçeği burnunda Menteşe Belediyesi’nin güleryüzlü başkanı Bahattin Gümüş’ün enerjisi. Adeta merkezin her noktasında bir faaliyetleri, bir dokunuşları var.

Üstelik bunları gösterişsiz ve bir o kadar da sessiz de yapıyorlar diyeceğim ama sanırım trafik ekiplerinin de gevşekliği ile kamyon ve iş makinası sürücülerinin, her fırsatta dokundukları havalı kornaları o sessizliği biraz bozuyor gibi.

Uzun bir aradan sonra yine üniversite, yine Muğla dedik!

Umarım üniversitenin yeni hamleleri ile Muğla’nın yeni hamlelerini de yazma şerefine nail oluruz önümüzdeki günlerde.

Bu şehir, beni ümitlendiriyor. Bu şehir duruşu, çizgisi ile eğilmez başı, dağlar yoldaşı ile ümitlendiriyor ve heyecan veriyor.

Ah bir de vitrinindeki eskilerden kurtulup silkindiği günlerini bir görebilsek!

Yine, yeniden; yeni üniversite ve Muğla yazılarında buluşmak ümidiyle…

28.07.2019

Erdal ÇİL

[email protected]

28 Temmuz 2019 Paylaş
 
Bu yazı için yapılan yorumlar ( 0 ) + Yorum Yaz

Yorum bulunamadı !..

 
facebook.com/HaberEgeli
 
Yazarın Diğer Yazıları
AVNOCA
BAHAR ÇİÇEKLERİ
ŞEHİR TAŞIYAN ADAMLAR (1)
ÇALIK KÖYÜNDEN DİYAR-I MENTEŞE’YE. MUSTAFA ÇALIK MUĞLA’DA.
KUMRU VE KADIN
CUMHURİYETE ÖZEL YÜZDE ELLİ
İLAHİ MİSYON
İKİ KİTAP
DARIYERİ İÇİNDE KİTAP OLAN KÜLTÜR ŞENLİĞİ
TÜRKÜLERLE UYANMAK
YÜZYILIN YANGINI
BAŞLIĞA GEREK OLMAYAN BİR YAZI
BEN SUSTUM, KİTAP SUSTU, KEMAL TAHİR KAYBOLDU
TATLI DİLLİ GÜZEL İNSANLAR
ADAY VE ADAY ADAYI DUASI
DEPREMİN DEPREŞTİRDİKLERİ
BİRİLERİ VAR
RODOS VE ONİKİADALARDAKİ TÜRK VARLIĞI (2)
RODOS VE ONİKİADALARDAKİ TÜRK VARLIĞI
CEZA HEP FUTBOLSEVERLERE
 

WEB TV Tüm videolar
Deplasmanda plasebo
 
Şeyhim kainata alışamadım
 
 
FOTO GALERİ Tüm galeriler
 
 
 
? Anket
Spor Toto Süper Lig 2022-2023 Sezonu Şampiyonu Kim Olur?
 
   
Spor Kent Haberleri Politika Ekonomi Yazarlar Sağlık Eğitim Asayiş Kültür Sanat Yaşam Dünya Magazin
facebook.com/haberegeli twitter.com/haberegeli Google+   Anasayfam Yap
Sık Kullanılanlara Ekle
Künye
Sitene Ekle
İletişim

© Copyrigth 2013 haberegeli.com tüm hakları saklıdır
  Sitemiz abonesidir