Hamilelere altın tavsiyeler

Hamilelikte doğru ve dengeli beslenmek, hem annenin hem de bebeğin sağlığını ömürleri boyunca etkiliyor. Bunun aksi ise bebekte anomalilere yol açabileceği gibi ileriki yaşamında da kronik hastalıklara yakalanmasına da neden olabiliyor.

Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Gıda Teknolojisi Program Sorumlusu Öğr. Gör. Dr. Eylem Ezgi Fadıloğlu, gebelikte anne adaylarının, sağlıklı beslenmeye ve stresten uzak durmaya önem vermeleri gerektiğini belirterek, fazla beslenmenin de yetersiz beslenme kadar anne ve bebek sağlığına zararlı etkisi olduğu uyarısında bulundu.

Fadıloğlu, “Gebelikte iki kişilik değil, iki kere düşünülerek yeterli ve dengeli beslenilmeli” dedi. Türkiye’de 2012 yılında 1 milyon 279 bin 864 bebek dünyaya geldi. Bu bebeklerin 132 bin 320’si Ege’de, 53 bin 345’si ise İzmir’de hayata merhaba dedi. Ege ve İzmir, toplam doğurganlık hızında ve bin kişiye düşen doğum oranlarında Türkiye ortalamasının altında kaldı.

Türkiye’de bin kişiye 17 doğum düşerken Ege’de bu oran 13,1’de, İzmir’de ise 12,8’de kaldı. Toplam doğurganlık hızı yani bir kadının doğurgan olduğu dönem (15-49 yaş grubu) boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı Türkiye’de 2,08 olurken bu rakam Ege’de 1,72, İzmir’de de 1,64 rakamlarıyla ortalamanın altında kaldı. 2012 yılında en yüksek yaşa özel doğurganlık hızı binde 127 ile “25-29” yaş grubunda görüldü.

Yaşı 25’ten küçük olan kadınların doğum sayılarında düşme gözlenirken doğum sayısındaki en büyük artış “30-34” yaş grubundaki kadınlarda meydana geldi. Bu yaş grubunda canlı doğan bebek sayısı 303 bin 224 oldu.

3 ANA, 3 ARA ÖĞÜN OLMALI

Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Gıda Teknolojisi Program Sorumlusu Öğr. Gör. Dr. Eylem Ezgi Fadıloğlu, anne adaylarının doğru beslenmesinin hayati önem taşıdığını söyledi. Fadıloğlu, hamilelikte önerilen beslenme şeklinin, temel besin gruplarının yeterli, dengeli ve düzenli olarak alınması şeklinde olduğunu kaydederek, öğünlerin 3 ana, 3 ara olacak şekilde ayarlanmasını, öğün atlamadan miktar azaltılarak dengeli bir şekilde beslenilmesi gerektiğini vurguladı.

ALINMASI GEREKEN İDEAL KİLO 10-12 KİLOGRAM

Gebelik boyunca alınması gereken ideal kilonun 10-12 olduğunu ifade eden Fadıloğlu, “Gebeliğin ilk 3 ayından sonra bebeğin sağlıklı gelişimi için günlük 300 kalori fazladan enerji alınmalıdır. Kalorisi yüksek ancak besleyici değeri düşük olan gıdalar tercih edilmemelidir” dedi.

 ÇAY VE KAHVEYE DİKKAT

Vücutta gereksiz su toplanmasına ve ödeme yol açabilen kafein içeren kahve, çay veya kolalı içeceklerden kaçınılması gerektiğinin altını çizen Eylem Ezgi Fadıloğlu, “Günlük kafein alımı 300 miligramın altında tutulmalı ve günde en fazla 2 bardak çay veya kahve içilmelidir. Anne adayları bitki çaylarına yönelebilirler, ancak doktorlarının önereceği bitki çaylarını tercih etmelidirler” diye konuştu.

TUZ, ALKOL VE SİGARADAN UZAK DURUN

Tuzsuz beslenmenin, tuzun vücutta ödem yapmasının ve tansiyon yükselmesine neden olmasının önüne geçeceğini belirten Fadıloğlu, gebelik süresince bebek üzerinde gelişimsel sorunlara neden olacağından, alkol ve sigara kullanılmaması gerektiğini de vurguladı.

DOKTORA DANIŞMADAN DEMİR VE FOLİK ASİT İLAÇLARI ALMAYIN

Hamilelikte 20. haftadan itibaren demir ihtiyacı arttığını ifade eden Fadıloğlu, et, karaciğer, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, pekmez ve kuru baklagiller gibi gıdalarla bu ihtiyacın giderilebileceğini, ancak doktor önerisi doğrultusunda demir hapları kullanılması gerektiğini söyledi. Hamilelikte, nöral tüp defekti gibi sakatlıkların, düşük doğum ağırlıklarının önüne geçmek için folik asite ihtiyaç olduğunu kaydeden Fadıloğlu, folik asitin koyu yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, fasulye, bamya, pancar, kepekli ekmek, fındık, badem, portakal, mandalina gibi gıdalarda bol miktarda bulunduğunu hatırlattı. Fadıloğlu, ancak doktor tavsiyesi olması halinde gebeliğin ilk 3 ayında folik asit desteği alınması gerektiğini de belirtti.

EGZERSİZ ŞART

Gebelikte hergün düzenli egzersiz yapılması gerektiğini söyleyen Fadıloğlu, “Bu anlamda en uygun egzersizler tüm kas gruplarını çalıştıran yürüme ve yüzmedir. Yürüyüş ile varis oluşumu azalır ve kalori yakarak fazla kilo alınmasını da engellemiş olursunuz. Yüzme, anne adaylarının kendini hafif hissettiği, terlemenin olmadığı bir spordur. Kramp oluşumu olasılığı nedeniyle su boy hizasını aşmamalıdır” diye konuştu.

HAMİLELİK DİYABETİ

Anne adaylarına, hamilelik diyabeti gelişmişse, diyetlerine özellikle dikkat etmeleri gerektiğini anlatan Fadıloğlu, “Her anne adayına özel bir beslenme programı oluşturulmalıdır. Ana ve ara öğünler kesinlikle atlanmamalı, aç kalınmamalıdır. Diyette lif miktarı yüksek, kan şekerini daha yavaş yükselten tam tahıl taneleri, makarna, bulgur, tam buğday ekmekleri, çavdar, yulaf gibi gıdalar seçilmelidir. Bunun yanında patates, havuç, pirinç gibi vücutta şekere dönüşen nişasta oranı yüksek gıdaları da az tüketmeniz gerekir. Meyve de gün içine bölünerek sınırlı tüketilmelidir” dedi.

Fadıloğlu, anne adaylarına şu doğru beslenme önerilerini de verdi: 

-Tahıl grubundan 1-2 porsiyon, ekmek 5-6 dilim tüketilmelidir. Pirinç, bulgur, makarna, börek tahıl grubu besinlere örnek olarak verilebilir.

- Sebze ve meyve grubundan 4-5 porsiyon; 1 ince dilim kavun, 1 orta boy elma, 1 orta boy portakal, 10-15 adet kiraz veya çilek 1 porsiyondur)

- Süt ve süt ürünleri grubundan 3-4 bardak; 1 bardak süt veya yoğurt 1 porsiyon, peynir, çökelek 2-3 kibrit kutusu 1 porsiyondur.

- Et, kurubaklagil, yumurta grubundan 2-3 porsiyon tüketilmesi gerekmektedir.

- Yağ ve şeker grubundan besinleri tüketirken dikkatli olmak gereklidir. Yemeklerde kullanılan 3-4 yemek kaşığı zeytinyağı yeterli olmakla birlikte, gün içinde 3-4 adet ceviz de tüketilebilir.

- Şuruplu tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir. - Gebelikte bağırsak hareketleri yavaşladığı için diyete lifli gıdalar ve bol sıvı eklenmelidir. Günde 2-3 litre su içilmelidir. Mercimek, fasulye, bulgur, brokoli, enginar, armut, elma, kayısı, kiraz, şeftali, badem, yulaf, çavdar, buğday kepeği gibi lif yönünden zengin gıdalar tüketilmelidir.

- Gebelikte kalsiyum ihtiyacı 2 kat artar. Yeterli miktarda alınması, bebeğin iskelet yapısını geliştirdiği gibi, annenin de kemik ve dişlerinden kalsiyum azalmasının önüne geçecektir. Süt, yoğurt, peynir (özellikle kaşar peyniri), kefir, pekmez, fındık, kuru baklagiller, susam, soya fasulyesi ve yeşil yapraklı sebzeler zengin kalsiyum kaynakları olup öğünlerde tüketilmesi çok faydalıdır.