Bayraklı'da ustalar sivil toplumu masaya yatırdı

Bayraklı Belediyesi tarafından düzenlenen “Yerel Yönetimler ve sivil toplum“ konulu söyleşi Türkiye’nin saygın ve sevilen kalemlerinden gazeteci-yazar Mustafa Sağlamer ile Mehmet Tezkan’ın katılımıyla gerçekleşti. Söyleşinin moderatörlüğünü Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ yaptı.

Söyleşiye Cumhuriyet Halk Partisi Bayraklı İlçe Başkanı Levent Ölçer, Bayraklı Muhtarları, Sivil Toplum Örgütü Temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Başkan Hasan Karabağ açılış konuşmasını yaparak söyleşiyi başlattı. Bayraklı’nın ilçe olması ve ardından yapılan yerel seçimlerle birlikte göreve gelir gelmez ilk işlerine Bayraklı’da bulunan yöre derneklerini ziyaret ederek başladıklarını kaydeden Başkan Karabağ,

“Bayraklı sınırları içerisinde 80’den fazla yöre derneği bulunuyor. Hanak’tan, Çıldır’a, Giresun’dan Konya’ya kadar Anadolu’nun hemen hemen her ilinden, ilçesinden hatta köyüne kadar yöre derneğimiz var. Ve biz bu dernekleri her zaman bir sivil toplum kuruluşu olarak görüp eşit şekilde yaklaştık. Oy verip vermemeleri seçmen olup olmamaları bizi ilgilendirmedi. Belediye olanakları içinde de her dernekten eşit sayıda temsil imkânı sağladık. Bu sayede tüm ilçede barış ve huzur ortamını yakalamış olduk” dedi. Kendisini 37 yıldır bu işi yapan bir gazeteci olarak tanıtan, sempatik kişiliği ve olaylara bakış açısı ile dinleyicilerinin beğenisini kazanan Mustafa Sağlamer, “Şu an +1 televizyonu Kıbrıs Temsilcisi olarak görev yapıyorum. Ben sivil toplum - yerel yönetim ilişkisinin şu dönemde tarihe gömüldüğünün sandığımız faşist yönetilen ülkelerde olduğu gibi olduğuna inanıyorum. Çünkü bugün de görüldüğü gibi bazı kurumlar bunu can ve mal pahasına yürütmeye çalışıyor. Gerçekten işleri çok zor” dedi.

Gazeteci - Yazar Mehmet Tezkan ise konuşmasının büyük bölümünü gezi olaylarına ve gözlemlerine dayandırdı. AK Parti iktidarının ikinci dönemiyle birlikte otoriterleştiğini ve buyurgan bir hale geldiğini dile getiren Tezkan,

“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yavaş yavaş kullandığı cümlelerle topluma müdahale ve dizayn etme çabası içine girdi. Bunu kürtaj cinayettir, Sezeryan doğum istemiyorum gibi cümlelerle de seslendirdi. Daha sonra bir yaşam kavgası ortaya çıktı. En son Taksim Gezi Parkına yapılması planlanan AVM için ağaçların kesileceğini öğrenen vatandaşlar direniş gösterdi. Polis aşırı güç kullandı. Ve ilk kez örgütsüz bir sivil toplum hareketi başlamış oldu. Bir şeylerden rahatsız olan halk sokaklara döküldü. Bunlar doktor, mühendis gibi iş güç sahibi eğitimli insanlardı. Böylesi bir protestoyu beklemeyen hükümet panikledi. Başbakan bu sefer aşağılamaya başladı. Çapulcu dedi. İlk başlarda çata pata ile başlayan gruplar birileri tarafından desteklendi. Karşı gurup çıkarmaya başlandı. Taş, molotof atmaya kadar vardılar. Şimdi olaylardan bir örgüt çıkarma çabası var. En son statlara sıçradı. Bunun dozunun yerel seçimlere doğru dozun artacağını düşünüyorum” diye konuştu.

Bir grup insanın bloklaştırıldığını ve ulaşmanın çok zor olduğuna dikkat çeken Başkan Karabağ, “Zaman zaman Anadolu’yu geziyorum. Gezilerimde işin hiç de kolay olmadığını görüyorum. Ama Gezi olaylarında da gördüğümüz üzere gençliğin sessiz güç olduğu ortaya çıktı. Gençliği dinlemek, anlamak ve demokratik ortam içinde daha fazla yer vermek lazım” dedi. Konuşmaların ardından iki gazeteci dinleyicilerin sorularını içtenlikle yanıtladı. Söyleşinin ardından Başkan Karabağ Tezkan ve Sağlamer’e katılımlarından dolayı plaket takdim etti.