Ahu Tuğba: Vasiyetimi hazırlatmıştım

Sinema oyuncusu Ahu Tuğba, geçen temmuz ayında yakalandığı akciğer rahatsızlığının tedavisi sürecinde vasiyetini hazırlattığını ve organlarını bağışladığını söyledi. 50'nci Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali etkinlikleri için Antalya'ya gelen Ahu Tuğba, geçen cumartesi gecesi kırmızı halıda yürüdükten sonra tören alanına girişte düşerek ayağını kırdı.

Sağ ayak bileğinin alt kısmında kırık olan ve alçılı ayağıyla koltuk değneği yardımıyla yürüyebilen Ahu Tuğba, festival günlerini otelde dinlenerek geçiriyor. Ünlü oyuncu, Bodrum'da akciğer rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü hastaneden çıktıktan 1 gün sonra festival için Antalya'ya geldiğini söyledi. Tuğba, talihsiz kazayı, "Şanssızlık demek lazım. Yazın akciğer rahatsızlığı geçirdim. Sonra da bu olay. Hastaneleri iki gün arayla görmeden geçiremiyorum. Temmuz sonundan beri bu böyle" diye anlattı. Ahu Tuğba, düştükten sonra 'reklam olarak algılanmasın' diye ayağındaki ağrıyı gizlemeye çalıştığını, gecenin sonunda oteline döndüğünde ambulansla hastaneye götürüldüğünü ifade etti.

ORGANLARINI BAĞIŞLADI

Ahu Tuğba, doktorların akciğerinde baloncuk ve kist tespit ettiğini, kanser hastası olmadığını söyledi. Hastalığın belirlenmesi sürecinde yaşadığı zor günler hakkında bilgi veren Ahu Tuğba, "Akciğerim alınacaktı. Ameliyata girecektim. 8 tane ayrı hastaneye gittim. Değişik doktorlarla görüştüm. Noteri çağırdım. Ne olur ne olmaz diye. Organlarımı da bağışladım, notere vasiyetimi de verdim. Çünkü anestezi yasak bana, büyük bir ameliyattı. Ölümden korkmadım. 4 gün sonra raporlar geldi. Kanser yok, baloncuk ve kist var. O da tedavisi mümkün dediler" diye konuştu.

KIZINA YALAN SÖYLEDİ

Akciğer nakli için doktorların İzmir'deki hastaneden İstanbul'a sevk edilmesi yönünde karar verdiğini ifade eden Ahu Tuğba, bu süreçte kızı Anjelik'e yalan söylemek zorunda kaldığını belirtti. Tuğba, kızıyla yaşadıklarıyla ilgili olarak şunları anlattı: "Bana anestezi uygulanması yasak. Bu yüzden masada kalma durumu vardı. Kızıma yalan söyledim. Ben İzmir'deydim, kızım uçakla Bodrum'a geliyor. Kızıma, 'Evde uyuyorum, gelme, eve alamayacağım' dedim, otele yerleştirdim. Daha sonra doktorlarımla görüşüp, ardından ambulansla Bodrum'a götürüldüm. Halbuki o gün İstanbul'a sevk edilip, akciğer nakline gidiyordum."