Kadınlar önemsemiyor ama...

İşlevsel üroloji ve kadın ürolojisi alanında eğitim, bilgi birikimi sağlanması gibi amaçlarla kurulan Kontinans Derneği'nin Başkanı Prof. Dr. Bedreddin Seçkin, Türkiye'de her 6 kadından birinde idrar kaçırma rahatsızlığının görüldüğünü, bunun Avrupa'daki oranla aynı olduğunu söyledi.

Avusturya Sen Jorj Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Seçkin, genelde saklama eğilimi gösterilen bu rahatsızlığın birçok çaresi olduğunu, çözüm için yardım alınması gerektiğini hatırlattı. Prof. Dr. Seçkin, Avrupa'da yapılan araştırmalarda her 6 kadından birinde idrar kaçırma rahatsızlığı görüldüğünü, bu oranın Türkiye için de geçerli olduğunu anlattı.

Türkiye'de idrar kaçırma, idrara sıkışma ve idrarla ilgili her türlü problemin yaşla, içilen içeceklerle, doğumla ilişkilendirildiğini anımsatan Prof. Dr. Seçkin, "Yani 'bunlar normal, annemde de büyükannemde de vardı' gibi normal kabul etme eğilimini görüyoruz. Asla normal değil. İdrar kaçırma hiçbir yaşta normal kabul edilemez" dedi.

'İDRAR KAÇIRMA NORMAL DEĞİL'

İdrar kaçırmanın tıbbi olarak davranışsal ya da ilaç ve cerrahi tedavi yollarıyla mutlaka çaresi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Seçkin, "6 insandan birinde var. Ama bu hastaların neredeyse beşte biri ancak müracaat ediyor. İdrar kaçırma normal değildir. Bunun zaten bir algoritması, sıralaması var" diye konuştu. Prof. Dr. Seçkin, hastalara 'aniden sıkışarak tuvalete gidiyor musunuz, sıkıştığınızda tuvalete yetişmeden idrar kaçırdığınız oluyor mu, geceleri idrara kalkıyor musunuz, sık sık tuvalete gidiyor musunuz, günde 8'den fazla gidiyor musunuz' gibi sorular sorduklarını, bu sorulardan birine ya da birden fazlasına 'evet' cevabı veriliyorsa o kişinin idrar torbasıyla ilgili bir problem bulunduğunu söyledi. Bu problemi çözebildiklerini anlatan Prof. Dr. Seçkin, bunun normal olmadığını bilen herkesin problemin çözümüyle ilgili yardım alması gerektiğini dile getirdi.

HAYAT KALİTESİNİ BOZAR

İdrar kaçırma problemi olup da tedavi olmayanların ilerde başka sorunlarla karşılaşabildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Bedreddin Seçkin, "Öyle şeyler oluyor ki hastalar aileleriyle, çocukları, eşleriyle birlikte gülmeleri mümkün olacak televizyon dizilerini, komedi dizilerini utançtan seyretmiyor. Çoğunlukla bu tür ameliyatlar ya da tedaviler sonrası düzelttiğimiz hastalar, en çok bu konuda bize teşekkür eder. Düşünün, bu bile hayat kalitesini ne kadar kötü etkilediğinin örneği" diye konuştu.

KAÇARAK YAŞAMA

İdrar kaçırdığını bildiği halde utanma, sıkılma, çekinme ve normal sanma gibi nedenlerle yardım istemeyenlerin kendilerine göre refleksler geliştirdiklerini aktaran Prof. Dr. Seçkin, bu tür kişilerin evlerinden dışarı çıkmadığına, bütün sosyal ilişkilerini askıya aldığına dikkati çekti. Kontinans Derneği Başkanı Prof. Dr. Bedreddin Seçkin, bu sorunları olan kişilerin sosyal yaşamını da şöyle anlattı:

"Komşularına dahi gitmezler. Dışarı çıkmaları gerekiyorsa şayet, gidecekleri yerde yol boyunca nerede tuvalet var onu haritalandırır, bilirler. Sinemaya gitseler kapıya en yakın sıra başında otururlar, 'her an dışarı çıkabilirim' korkusuyla. Bir lokantada önce tuvaletin yerini öğrenir, oraya en yakın masada otururlar. İş yerinde keza öyle. Bu insanlar, normalde vücutlarının işleyişi için gerekli olan sıvı alımını evlerinin dışında oldukları saatlerde öylesine azaltır, keserler ki vücudun genel anlamda susuz kalması ve bundan zarar görmesi riskini taşırlar. Yaz kış fark etmez, kaçırma olursa açık renkte belli olmasın diye koyu renk elbiseler giyerler. Terlerler ama su içmezler."

Böylece hayat kalitesinin, sosyal ve cinsel hayatın bozulduğunu kaydeden Prof. Dr. Seçkin, bunların yaşanmasının gerekmediğini, idrar kaçırmanın çaresi olan bir rahatsızlık olduğunu vurguladı.