İzmir'in Çernobiline rekor ceza

İzmir’de yıllar önce kapatılmasına rağmen toprağa gömülen radyoaktif maddelerin çevre ve insan sağlığını olumsuz yönde etkilediği saptanan Gaziemir’deki Aslan Avcı Döküm Sanayi Kurşun Fabrikası’na, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 5 milyon 700 bin TL ceza kesildi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın talimatıyla fabrikada incelemelerde bulunan Müsteşar Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, bölgedeki vatandaşların yeraltı sularını kullanmaması uyarısında bulundu, işletmenin büyük bir ihmali olduğunu söyledi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, Vali Yardımcısı Hüseyin Demirciler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Halit Yılmaz, İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Fethi Şahinoğlu, radyoaktif atıklarla gündeme gelen Gaziemir İlçesi’ndeki Aslan Avcı Döküm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi kurşun fabrikası sahasında bugün öğlen saatlerinde incelemelerde bulundu.

Sivil Savunma Arama Kurtarma İl Müdürlüğü’nden bir ekibin de hazır bulunduğu inceleme öncesinde Müsteşar Yardımcısı Birpınar, sıkıntıyı yerinde görmek için geldiklerini belirtti.

İZMİRLİLER'İN RAHAT ETMESİNİ İSTİYORUZ

Bölgeye dört büyük gözlem kuyusu açtırdıklarını da dile getiren Birpınar, "Bu bölgede bize, ülkemize yakışmayan bu görüntülerin kaybolmasını istiyoruz ve bu bölgenin temizlenmesini istiyoruz. İzmirlilerin rahat etmesini istiyoruz. Onun için buraya geldik ve bu problemi çözmek istiyoruz. Bu konuda kararlıyız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kesinlikle bu problemi çözecektir" dedi.

'RADYOAKTİVİTE BULAŞMAYA DEVAM EDİYOR'

Birpınar ve beraberindekiler, fabrika alanında incelemede bulundu, ölçümler yaptı. İncelemenin ardından konuşan Birpınar, "Bu tesis 1940 yıllarında kurulmuş. Yıllarca ihmal edilmiş. Buradaki tesis 2010 yılında tamamen kapanmış. Sahibi ise 2000 yılından önce vefat etmiş. Varisi olarak çocukları var. Ama bu süreçte buraya yüksek miktarda cüruf gömülmüş. Akülerdeki cüruflar bu bölgedeki çeşitli yerlere gömülmüş. Bunların içinde de enterasan olarak radyoaktivite maddeler bulunuyor. Bunun nereden geldiğini kestirmek mümkün değil. Yani muhtemelen bu kurşun yurtdışından da gelmiş olabilir. Veya başka bölgeden gelmiş bir akü de olabilir" dedi.

"Bu maddelerin içindeki radyoaktivite bulaşmaya devam ediyor" diyen Birpınar, şöyle devam etti:

"Bu konu da enterasandır. Suya değil de daha çok toprağa bulaşıyor. Bu bulaşma belli yerlerde mevcut durumda. Bu bölgelerin temizlenmesi gerekiyor. Bunun da TAEK ile birlikte işbirliği içinde yapmak gerekiyor. Ayrıca buranın sahibi olan insanlar destek verecek, temizlenmesi için para ödeyecekler. TAEK’ten danışmanlık alacaklar ve buradaki atıklar buradan taşınırken bir süzgeçten geçecek. Radyoaktivite olan maddeler TAEK’e gidecek. Diğer tehlikeli atık adı altındakiler de İZAYDAŞ’a gidecek. Şu bir gerçek ki, buranın temizlenmesi gerekiyor.

Sadece radyoaktivite değil topraktaki ağır metaller de kurşun arsenik gibi veya içerisinde bulunan civa gibi maddelerin suya karışma ihtimali var. Bunun önlenmesini sağlamamız gerekiyor. Gözlem kuyuları açtırdık. İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi’nde bu konular incelenmeye devam ediyor. Burada da suda bu maddelerin olduğunu gördük. Dolayısı ile biz bölgede insanlarımızın özellikle fabrikaya 500 metre yakınlıktaki bulunan evlerin yeraltı suyunu kullanmamalarını istiyoruz. Kullanmasınlar çünkü, çok büyük riskler taşıyor. Bu maddelerin bir an önce buradan temizlenmesi gerekiyor. TAEK ve İzmir İl Çevre Müdürlüğü bu işi organize edecek ve bu problemi üniversite ile beraber en kısa sürede çözeceğiz. Ama şu anki elimizdeki raporlara göre buraya zehirli atıkların depolanmasından dolayı 5.7 milyon TL rekor bir çevre cezası keseceğiz.

Bundan sonra herhangi bir tedbir almazlar ise aynı cezayı tekrar yazarız. Ama bu çözüm değil. Varisleri bu konuyu üniversite, TAEK ve danışmanlığımız dışında çözmezlerse, biz arzu etmiyoruz ama buranın tapusuna şerh koymak zorundayız. Yani varisleri burayı kimseye satamaz kiralayamaz. Devir edemez. Bu arazinin yetkilileri, sahipleri, muhakkak bir firma ile bir üniversiteyle yetkili kuruluşla anlaşıp bize bir iş termin planı verecekler. Yani 'Biz bir ay içerisinde şunu yapacağız' diye. Eğer yapmazlarsa önümüzdeki süreçte bu işi devlet olarak yaparız. Şu an burası devletin kontrolü altındadır. Ve gerekirse buranın maliyeti ne ise öder burayı satın alır vatandaşlarımızın sağlığı için burayı temizleriz."

TAEK’İN İHMALİ YOK

Birpınar, "AFAD’taki arkadaşlarımızın ölçümleri bazı noktalarda 100’e yakın. Ama yine de yapacağımız ölçümlerle radyoaktivite değerlerini daha iyi görebilme şansımız olacak. Daha önce toprağın altından alınan numunelerde ise risk daha yüksek boyutlarda, bunların üstünü kapatmakla sorun çözülmez. Bir an önce temizlenmesi gerekiyor" dedi.

Özellikle yağmur yağdığında radyoaktivitenin daha net şekilde hissedildiğini belirten Birpınar, şöyle konuştu:

"Fabrikaya kestiğimiz cezadan kaçış yok. Buraya radoyaktivite malzeme getirilmiş eritilmiş ve cürufları buraya gömülmüş. Bu aküler bir denizaltı gemisinin aküsü de olabilir. Dolayısı ile malzeme hep dışarıdan gelmiş. Kurşunların ve akülerin geri kazanımı yapılırken burası ihmal edilmiş. Bu atığın buraya gömülmemesi gerekiyor başka yerlerde lokasyonu yapılması gerekiyordu.

Bu süreçte TAEK’in herhangi bir ihmali söz konusu değil. Toprağın örtülmesi zırhlama dediğimiz bir bilimsel yöntem. Bu yöntem ihmalin üzerini örtmek değil tehlikenin yayılmasını önlem için yapılan bir yöntemdir. Bu arazideki ihmal tamamen fabrikaya ait. Büyük bir ihmal var ortada. Bakanlığımızın da bu işe geç el atması gibi bir durum söz konusu değil. TAEK, radyoaktivite maddelerin kendi alanlarına girdiğini söyleyerek işlemlerin kendilerine ait olduğunu belirttiler. TAEK’in daha önceden buradan belirli bir miktarda radyoaktivite maddeyi Küçükçekmece’ye taşıdığı ortada ama oradaki kapasitenin dolmasından dolayı yarım kalmıştır. Fabrika yapacağı çalışma sonrasında bize buranın temiz olduğu konusunda bir rapor sunacak. Biz de vatandaşın sağlığın çevre bakanlığı olarak buranın takibini yapacağız. Biz vatandaşımızın rahat uyumasını istiyoruz." Fabrika sahibinin bu cezayı nasıl ödeyeceği sorusuna Birpınar, "Burası değerli bir arazi" şeklinde cevap verdi.

Birpınar’ın açıklamalarını dinleyen bölge sakinleri ise, cezanın bir nebze memnuniyet verici olduğunu ancak burasının tamamen kaldırılmasını istediklerini dile getirdi.

Konuyu açtığı davalarla daha önce gündeme getiren Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü avukat Arif Ali Cangı ise "Kesilen ceza göz boyamadan başka birşey değildir. Konunun ortaya çıktığı 2007 yılından beri devletin zaten bir ihmali söz konusudur. Ortada zaten bir şirket yok, mal varlığı yok. Buraya kime satacaklar da bu cezayı ödeyecekler?" dedi.