Balbay: Koğuş doğuş oldu

 Ergenekon davası kapsamında tutuklanıp, 4 yıl 277 gün sonra tahliye edilen CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, seçim bölgesinde üyesi olduğu Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Balbay, “Koğuş benim için yepyeni bir doğuş oldu. Bu yeni doğuşla öncelikle İzmir’e layık olmaya çalışacağım. İzmir’le ilgili kafamda hayallerim var” dedi.

Mustafa Balbay, geceyi anne ve babasının oturduğu Aydın'ın Nazilli İlçesi’nde geçirdikten sonra karayoluyla sabah saatlerinde milletvekili seçildiği İzmir’e geldi. İlk önce üyesi olduğu İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret eden Balbay, çok sayıda basın mensubu, vatandaş ve partililer tarafından sevgi gösterisiyle karşılandı. Balbay alkışlarla Cemiyet binasına girerken balkondan da beyaz güvercinler uçuruldu. Balbay, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel ve yönetim kurulu üyeleriyle tek tek tokalaştı.

'TARİHİ BİR GÜN'

Balbay’ı cezaevindeyken yalnız bırakmayanlara teşekkür eden Başkan Sertel, “Bugün tarihi bir gün yaşıyoruz, Bugünleri çok bekledik. Bugünü acıyla, sabırla, metanetle, yürekle, susmadan bekledik. Bizim çok sevgili üyemiz, onurumuz, bize ışık tutan Uğur Mumcu’nun köşesini yazan Mustafa Balbay’ı ağırlıyoruz. O bizim üyemiz. Topluma örnek olan, toplumun yüzünü aydınlatan bir gazeteci. Mustafa Balbay’lar bu ülkede kolay yetişmiyor. Onunla biz gurur duyuyoruz. Cezaevinde onu tutanlar şimdi çok pişman olduklarını söylüyor. Bundan sonra çok daha fazla pişman olmamaları için gazetecilere özgürlük istiyoruz” diye konuştu.

'YENİ BİR SİYASET DİLİNE İHTİYAÇ VAR'

Mesleki yaşamındaki anılarla konuşmasına başlayan Balbay ise şunları kaydetti;

“Gerçekten bugün benim için çok önemli, çok güzel bir gün. Şimdi bende o kadar değişik duygular var ki meslek yaşamımın, 33 yılın burada çok güzel bir özeti var. Burada mesleğe adım atmamı sağlayan Şadan Gökovalı ile karşılaştım. Onun bize birlikte tanıttıklarıyla ben 2 bin 500 yaşındayım. İyi ki sizin öğrenciniz olduk. İzmir benim için mesleki doğum yerim. İzmir gençliğimin geçtiği yer. Çok anılarım var buralarda. O zaman biraz Kordon’un koku sorunu vardı. Ama şimdi temiz havayı çekerek buraya gelmek ayrıca güzeldi. Silivri’de koğuşta mektup aldığımda ben bunların hakkını nasıl ödeyeceğim diye düşünürdüm. O kadar güzel mektuplar gönderirlerdi ki. Hep şunu derdim onlara, 'Özgürlükte kavuşmak üzere' derdim. O gün geldi. 'Ben cezaevinden ne zaman çıkacağımı bilmiyorum ama nasıl çıkacağımı biliyorum' dedim. Dimdik çıkacağım dedim."

Geleceğe baktığını belirten Balbay, 32 kitap yazmış, kalemi elinden bırakmamış bir milletvekili olduğunu kaydetti. Siyasetin Türkiye’de çok gerilimli yapıldığını kaydeden Balbay, "Meclis çatısı altında olanları izliyorsunuz. Zaman zaman küfürler ediliyor. Şu sözü vermek istiyorum: Ben siyaseti dik durarak, diyalog kurarak yapacağım. Çünkü Türkiye’nin yeni dönemde yeni bir siyaset diline ihtiyacı var. Balbay buna adaydır. Olabildiğince herkesi kucaklayan bir siyaset olabilmeli diyorum. Meclis'te bir gazeteci olarak da bulunacağım. En önemli konu, basın özgürlüğü ve medyanın güçlenmesidir. Dili ve barışı kullanabilmesidir. Eğer dili düzgün kullanırsanız, birbirinizi anlar, çözümü bulursunuz. Türkiye’de gerçekten iyi bir anlatım diline ihtiyaç var. Koğuş benim için yepyeni bir doğuş oldu. Bu yeni doğuşla öncelikle İzmir’e layık olmaya çalışacağım. İzmir dünya şehridir. İzmir’le ilgili kafamda hayallerim var” dedi.

'BEN BU SÜRECİN SERÇESİYİM'

Başkan Sertel tarafından kendisine nazarlık takılan ve cezaevindeki diğer tutuklu ve mahkumlarla ilgili değerlendirmesi sorulan Balbay, şunları kaydetti:

“Arkadaşlar tüm içtenliğimle; cezaevinden dışarı çıkarken kapıyı onların üzerine kapatıp çıkmış gibi sorumlu hissediyorum kendimi. Tüm varlığımı bu mücadele için harcayacağım. Bir yerden başlamak gerekiyor, içerideki insanların onuruyla dışarı çıkmasını sağlayacak, böyle bir duruma nasıl düşürüldüğünün ortaya çıkmasını sağlayacak bir süreç hayal ediyorum. Bu süreçle ilgili kafamda taslaklar var. İki avukata danıştım. Meclis başkanıyla görüştüm. Bir milletvekilinin yapacağı bellidir. Hayat bana ayrı bir misyon yükledi. Bunu ayrıca yerine getirmem gerekiyor. Kimi düzenlemelerle bir sonuç alınabileceğini hissediyorum. Örneğin; bir yangına tek başına müdahele eden serçeye sormuşlar, 'Ne yapıyorsun?' diye. O da benim gücüm bu demiş. Daha sonra diğer hayvanlar da ona destek vermiş ve yangın söndürülmüş. Ben bu sürecin serçesiyim. İç barışla ilgili bir şeyler yapılacaksa, yurtseverlerin onurlarıyla serbest kalmaları sağlanacaksa, bir şeyler yapmak gerekiyor. Yürekten inanıyorum; her şey güzel olacak, bir film adı olarak kalmayacak bu."

Yerel seçimlerde İzmir’le ilgili görüşü sorulan Balbay, “Benim hayalim 30 ilçede 30 olması, tüm adayların Ankara’daki başkan yardımcısı olmak istiyorum. Benim Meclis'te hayallerim var” ifadelerini kullandı.

GERÇEKTEN ADALET PENÇEYMİŞ

Türkiye’nin en önemli sorununun adalet ve hukuk güvenliği olduğunu dile getiren CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, “İnsan yaşadığı için biliyor. Hukuk güvenliği, can güvenliğinden daha önemlidir. Hukuk güvenliği içinde olduğunu hissetmek çok önemli. Her an başına bir şey gelebilir duygusu, korkusu Türkiye’de adalet sorunu olduğunu gösteriyor. Eskiden de vardı ama şu an daha fazla. Gazetelerde adaletin pençesine teslim edildi diye başlıklar atılırdı. Gerçekten adalet pençeymiş. Güçlü olan, tuttuğunu olduğu yerden koparıyor. Hukuk katlinin hukuk adına yapılıyor olması, gerçekten Türkiye’nin çok önemli bir sorunu. Türkiye’de hukuksuzluklarla ilgili bir dosya oluşturmaya başlasalar yakın geleceğin en iyi gazetecileri olur” diye konuştu.

BAŞINDA Y’Sİ YOK

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarına yönelik yorumu sorulan Balbay, “Ben o siyaset dilini hayal edeceğim. Hiç kimse cezaevine girdiği gibi çıkmaz, ayrıca eğitim aldığınız bir yer olabilir. Kendi adıma özgürlükte ne yapacaksın diye düşündüm. Her şeyden önce ben Türkçeyi çok seviyorum. İçeride yalnız değildim, binlerce sözcük arkadaşımdı, sözcüklerle dans ettim. Mesela siyasi kulvar diye bir şey var Ama siyasi kul-var diye düşündüm. Ben bu dile adayım. Bunun da serçesi olacağım. Bazen en sert, gerilimli bir konuyu belki esprili bir şekilde söyleyerek o ortamın yumuşamasına çözüme katkınız olabilir. Ya da o eleştiri çok ciddi hala getirilebilir" dedi.

Balbay, TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun izlediği dış politikayı eleştirirken sarf ettiği, "Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu konuşurken bazen ismindeki 'd' harfi düştü mü diye düşünüyorum" sözlerine Davutoğlu'nun yazılı açıklamayla verdiği yanıtı da değerlendirdi. Davutoğlu'nun "Balbay’ın da 'b'sini düşürdüğünüzde sizin sivil olduğunuz halde 'albay'lık yaparak bir darbe teşebbüsünde bulunduğunuz suçlamasını teyit etmiş olursunuz mu demem beklenirdi" yanıtıyla ilgili Balbay, "Davutoğlu ile yaptığım açıklamanın ardından yapılan yazılı açıklama öyle bir şey ki, başında y’si yok. Dili kullanmak gerçekten çok önemli. Arınç’la da Demirtaş’la da Sebahat Tuncel’le de Meclis'in çatısı altında bir dil kurabileceğime inanıyorum. Barışla ilgili çok yazı okudum. Barış savaştan zordur, barış akıllı insanların işidir. Benim kendimce ürettiğim ise barış ikliminin güneşi, konuşmaktır. Konuşursanız devamını getirirsiniz, konuşmazsanız başka şeyler konuşur, savaş konuşur” dedi.

Dün CHP’de 'Ulusalcı Kanat' olarak bilinen bir grup milletvekilinin yayınladığı ve kendisinin de imzası bulunan 21 maddelik bildirinin sorulması üzerine de Balbay, “Taslak getirmişlerdi cezaevine. Genel olarak bu konudaki hassasiyete katılmıştım ama bildirinin son halini görmedim. Örgütlü mücadele aynı zamanda gönüllü esarettir. Partinizin, örgütünüzün temel ilkeleri içinde kalmanız gerekir. CHP'de 'çatlak' diye yorumlanacak hiçbir şeyin içinde yokum” yanıtını verdi. Bir öğrencinin yanına gelip Gezi olaylarında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamalarını eleştirmesine yönelik Balbay, “Gezi, direnişin miladıdır. Asıl olan Gezi Direnişi çok güzel bir hedef koydu, biz o hedefe yürüyelim” diye konuştu.

Balbay’a konuşmasının ardından Başkan Sertel tarafından mesleğe ilk başladığında İzmir Gazeteciler Cemiyeti'ne yaptığı üyelik başvuru talebi ile Hasan Tahsin heykelciği hediye edildi. Balbay, daha sonra Cemiyetin balkonundan kendisini dışarıda bekleyenlere de hitap etti.