ABD'den talimat geldi başüstüne dedi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Mayıs Emet ve Danışma Günü’nde İstanbul’da yaşanan olaylar sebebiyle İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’yu sert bir dille eleştirdi.

“17 yaşındaki bir kız çocuğuna 1 Mayıs’ta yaptıklarınızdan ötürü acaba utanıyor musunuz?” diye soran Kılıçdaroğlu, Mutlu’nun ‘Taksim’de çukur var’ açıklamasına göndermede bulunarak, “Sayın Vali kusura bakma ama, ‘o çukurdaki sensin” dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 6 Mayıs’ın Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının dar ağacına gönderildiği tarih olduğunu belirterek, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının bağımsız Türkiye için mücadele ettiklerini söyledi. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının bütün halkı kucakladığını ve halkın çıkarlarını sonuna kadar savunacaklarını söylediklerini belirten Kılıçdaroğlu, Gezmiş ve arkadaşlarının Türkiye’ye yabancıların dahi gölgesi düşmesin diye mücadele ettiklerini ifade etti.

“İDAM SEHPASINA GİDERKEN ONURLUYDULAR”

Kılıçdaroğlu, “O dönemin yetkilileri onları en ağır şekilde cezalandırdı. İdam sehpasına giderken onurluydular. İdam sehpasına giderken kararlıydılar, idam sehpasına giderken bağımsız Türkiye diye haykırdılar” dedi. Devletin yaptığı haksızlığın kolay kolay giderilemeyeceğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, devletin adalet dağıttığını, adalet dağıtması gereken kurumun adaletsizlik yapması durumunda toplumun vicdanında derin yaralar açacağını belirtti.

“HİÇBİR KİŞİ SİYASAL DÜŞÜNCESİ DOLAYISIYLA İDAM EDİLMEMELİ”

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının dar ağacına gönderilmesinin demokrasiye indirilen ciddi bir darbe olduğunu ve toplumun vicdanında akan kanı durdurmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, siyasal idamlara her zaman karşı çıktıklarını vurguladı. Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamının da toplumun vicdanını kararttığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Hiçbir kişi siyasal düşüncesi dolayısıyla idam edilmemeli. Düşünce özgürlüğünü savunuyoruz biz. İnsanı savunuyoruz biz. İnsanı savunuyorsanız, onun düşüncelerini de göreceksiniz, duyacaksınız ve saygı göstereceksiniz. Düşüncelerinden ötürü insanların idam edilmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasisinde karanlık noktaları olarak yerini almıştır. Üç fidanımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Onları hiçbir zaman unutmayacağız” diye konuştu.

“17 YAŞINDAKİ BİR KIZA YAPTIKLARINIZDAN DOLAYI UTANIYOR MUSUNUZ?”

Galatasaray’ı şampiyonluğundan dolayı kutlayan Kılıçdaroğlu, Galatasaray’ı ve taraftarlarını yürekten kutladığını ifade etti. Şampiyonluğu kutlamak için güle oynaya taraftarların Taksim’e çıktığını ve hiçbir şeyin olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Taksim’de sevinçlerini kutladılar. Başarılarını kutladılar. Herkesi kucakladılar ve AK Parti’nin Valisi yeniden konuştu, efendim ‘oraya az sayıda Galatasaraylı gitmiş ve kısa süre kalmışlar. Kalabalık olsaydı, uzun süre kalsalardı belki onlarda çukura düşerlerdi.’ Sayın Vali kusura bakma ama ‘O çukurdaki sensin.’ Devletin Valisi olmak ayrı, iktidarın valisi olmak ayrıdır. Devletin valisi yasaları uygular. İktidarın valisi yasaları iter onun gözünde bir tek şey vardır. Koltuğuma nasıl yapışa bilirim ve Başbakan bana ne söyler. Talimatı oradan alır, onun için hukuk yoktur.

Onun için konuştu. Konuştukça battı, battıkça konuştu. 17 yaşındaki bir kız çocuğuna 1 Mayıs’ta yaptıklarınızdan ötürü acaba utanıyor musunuz? Taksim 1 Mayıs için çok önemli. Orada insanlar özgürlük için bedel ödediler. Taksim’de bir yıl öncede kutlamalar yapıldı. Kimsenin burnu bile kanamadı. Barış içinde geçti Taksim… Şimdi siz bir sıkı yönetim ilan ettiniz. Köprülerin kanatları açıldı, vapur seferleri durdu, metro durduruldu, ne olur Allah aşkına, ne oluyor… Resim bayram kutlanıyor. Parlamentodan yasa çıkmış 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olarak kutlanacak. Kime ne zararı var. Orantısız güç kullanıyorlarmış, nasıl orantısız güç kullanıyorsunuz ki, insanlar yoğun bakımda hayat mücadelesi veriyor. Çünkü talimat gelmiş diktatörden, bayramı orada kutlamayacaksınız... Herkes de ‘evet’ bayram orada kutlanmayacak diye aynı emre itaat ediyorlar.”

“ŞİDDETE HER ORTAMDA KARŞI ÇIKARIZ”

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını hükümetin iyi okumasını isteyen Kılıçdaroğlu, Taksim için yeniden İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidileceğini söyledi. Mahkeme tarafından yeniden Türkiye’ye bir ceza kesileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Hukuk devleti açısından Türkiye yeniden sınıfta kalacak. Barış varken, kavga ne, huzur varken, kavga nedir. İnsanların birbirlerini kucaklamaları varken, biber gazı, jop neden. Ama şunu açık yüreklilikle söyleyeyim; biz toplantı gösteri ve yürüyüşlerinde kim olursa olsun şiddeti asla kabul etmeyiz. Şiddete her ortamda karşı çıkarız. Devletin koruma görevlileri vatandaşın özgürce eylem yapmasının güvencesidir. Hukukta kural budur. Ben eylem yapacağım devlet benim düşüncemi açıklamam açısından beni korumak zorunda. Sosyal devletin görevi budur, hukuk devletin görevi budur” şeklinde konuştu.

Grup toplantısına Deniz Gezmiş’in arkadaşlarından Zihni Çetiner de bulundu. Çetiner, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine grup toplantına katıldı ve konuşmaları dinledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın Gazze’ye gideceğini söylediğini, fakat Amerika’dan talimat geldiği için ilk önce Amerika’ya gideceğini ifade ederek, “Erdoğan, yürekliysen, adam gibi adamsan, sözünün arkasında duran ersen bin bakalım donanmaya, git bakalım Gazze’ye” dedi.

TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısını izlemeye gelen Bandırma Şeker Piliç işçilerinin işsiz kaldıklarını söyledi.

Bandırma Şeker Piliç’in devletten alacağını alamadığı için battığını ileri süren ve beyaz et üretimi sektörünün Ocak 2013 itibariyle toplam devletten alacağı paranın 350 milyon lira olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bandırma Şeker Piliç, rakamları arkadaşlarım verdiler bin 734 bordrolu çalışanı var, 413 bölgede yetiştirici ve aileler var, toplam 20 bin aileye gelir sağlıyor, bu iflas etti. Yazık günah değil mi? İzlenen ekonomi politikası sorun yaratıyor, beyaz et üreticilerine de sorun yaratıyor. CHP milletvekilleri olayı 2011 Ocak’ında saptadılar. Parlamentoya bir araştırma önergesi verdiler. Beyaz et üreticilerinin sorunları var, iflaslar gelebilir, sorunun araştırılması ve çözüm üretilmesi lazım diye çözüm üretilmesi gerekir diye. Üstü örtüldü, bugün bini aşkın işçi işsiz. Neden battı biliyor musunuz? devletten alacağını alamadığı için. Bir fabrika düşünün, aydığı yüzde 18 KDV’ye tabi, sattığı yüzde 1 KDV’ye tabi. Aradaki bu farkın devlet tarafından karşılanması lazım, devlet bunu ödemiyor. Şeker Piliç’in Ocak 2012 tarihi itibari ile devletten alacağı 21 milyon 910 bin lirayı alamadığı için battı. Batıran bu devlet, batıran AK Parti hükümeti, batıran Recep Tayyip Erdoğan” diye konuştu.

“BİZİM SÖYLEDİĞİMİZ ŞEYİ SÖYLÜYORLAR, ‘ASKERLİK SÜRESİ KISALACAK’ DİYORLAR”

Askerlik süresinin kısaltılması ile ilgili daha önceden kendilerinin önerilerinin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Askerlik süresi kısalacak’ diye tartışılıyor, o proje CHP’ye aittir. Askerlik süresi kısalacak dediğimiz zaman Erdoğan ‘askere kim gidecek’ demişti. Anladık senin çocukların gitmiyor ama bu ülkenin bağımsızlığı için hepimiz askeriz. Şimdi bizim geldiğimiz yere geldiler, askerlik süresi kısalacak diyorlar” şeklinde konuştu.

“İSRAİL’İN JETLERİ MÜSLÜMANLARI BOMBALIYOR, ERDOĞAN ALLAH’IN TAKTİRİ OLARAK MİLLETE SUNUYOR”

Suriye’de yaşanan olayların müsebbibinin Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Suriye’de siviller öldürülüyor, masum insanlar öldürülüyor, insanlar Suriye’yi terk edip komşulara sığındılar. Suriye’nin bugün yaşadığı tablonun sorumlularından birisi Recep Tayyip Erdoğan’dır. Yangının üzerine benzinle giderseniz o yangın size de sıçrar. Suriye’deki olayların müsebbibi bu hükümettir ve onun çapsız Dışişleri Bakanı’dır. Suriye’de kardeş kavgası var. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti birilerinin oyuncağı olmuş durumda, dışarıdan militan getiriyorsun, Türkiye’de eline silah veriyorsun, cebine para koyuyorsun, ‘git kardeşini öldür’ diyorsun.

Sana soruyorum, Recep Tayyip Erdoğan, eline silah verdiğin, cebine para koyduğun o insanlar bir gün gelir senin karşına dikilir. 90 yıldır bu coğrafyada barış ve huzuru egemen kılmak istedik, Türkiye bu coğrafyada barışın, huzurun garantörüdür. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti birilerinin oyuncağı olmadı asla olmadı, ta ki AK Parti’ye kadar. Akçakale’de bir polisimiz şehit edildi, hesabının soran yok. Açıklayamazlar ki, ‘kimyasal silah kullanıldı’ diyorlar. Kimyasal silahı muhaliflerin kullandığına dair açıklama geldi. Öyle bir noktaya geldik ki, ‘Allah’ın yardımı ile Esad gidecek’ diyor. Onun söylediği tarihte İsrail jetleri Suriye’yi bombalıyor. Allah’ın yardımı dediği İsrail jetleri, oradaki Müslümanları bombalıyor. Sende hiç vicdan yok mu, sende hiç ahlak yok mu, bombalayanlara karşı ne demek istiyorsun? İsrail’in jetleri kalkıyor Müslümanları bombalıyor, Recep Tayyip Erdoğan bunu Allah’ın taktiri olarak bu millete sunuyor. Sen daha düne kadar ne konuşuyordun? Yalancıdan Başbakan olmaz” ifadelerini kullandı.

“AMERİKA’DAN TALİMAT GELDİ”

Başbakan’ın Amerika ve Gazze ziyaretlerini de eleştiren Kılıçdaroğlu, “Gazze’ye gideceğim’ diyordu, talimat geldi ‘önce Amerika’ya gel, sonra Gazze’ye gidersin.’ ‘Baş üstüne’ dedi. Bizim Başbakan’a böyle bir üslup kullanılmasını da eleştiren de benim. Ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlarının seyahatlerine bir başka ülkesinin müdahale etmesini içeme sindiremezdim, ama o sindirdi. ‘Emredersiniz, gitmeyeceğim, daha sonra giderim, siz ne zaman uygun görürseniz.’ ‘Ben Gazze’ye gideceğim, Türk donanması eşliğinde yardım donanması göndereceğim’ demişti. Gitti mi? Erdoğan, yürekliysen adam gibi adamsan, sözünün arkasında duran ersen bin bakalım donanmaya git bakalım Gazze’ye. Yalancıdan Başbakan olmaz” şeklinde konuştu.

“CHP’Yİ ELEŞTİRİRKEN ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN”

Anayasa değişikliği çalışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, yaşanan süreci anlattı. “Buradan bütün aydınlara sesleniyorum, anayasa konusunda en son eleştireceğiniz parti CHP’dir. CHP’yi eleştirirken elinizi vicdanının üzerine koyun” diyen Kılıçdaroğlu, kadınlara seslenerek, “Sizi ikinci sınıf yurttaş gören AK Parti. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda kadın erkek eşitliğini savunduk. Sizi de Allah yarattı, erkeği de Allah yarattı. Ama ‘kadınlara hak verilmez, onlar çalışamazlar’ diyor. Özel yaşamın gizliğini aile yaşamının gizliğini biz savunuyoruz, AK Parti aksini söylüyor” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NE ALERJİSİ VAR”

Başbakan Erdoğan’ın “Türk” sözcüğünden alerjisi olduğunu ifade ederek, “Türk” sözcüğünün anayasadan çıkartılacağını iddia eden Kılıçdaroğlu, “Recep Tayyip Erdoğan bir tek CHP’li bile kalsam sana bu değişikliği yaptırtmayacağım. Kendisine sormuştum, ‘sen hangi ülkenin Başbakanısın’ diye. ‘Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanıyım’ diye niye diyemiyorsun? Diyemiyor, çünkü Türkiye Cumhuriyeti alerjisi var, o zaman doktora git kardeşim” dedi.

“SİZE SENDİKACI DENMEZ”

Hak-İş’in 1 Mayıs kutlamalarındaki tutumunu eleştiren Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: “Hak-İş gördünüz değil mi? Tam bir sarı sendika. Çıkmışlar oraya, polislerin gözetiminde halay çekiyorlar. Size sendikacı denmez. Siz sendikacı değilsiniz. Arkadaşını, işçiyi satan adama ben sendikacı demem. Gerdan kırarak poz veriyorlar. İnsan biraz utanır yahu. Senin arkadaşların cop yiyor, biber gazı yiyor, 17 yaşındaki kız çocuğu yoğun bakımda, sen oraya çıkmış halay çekiyor, 1 Mayısı kutluyorsun. O meydanda can verenleri bilmezsin sen, 1 Mayıs’ın ne olduğunu bilmezsin sen”

“BİZİM KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZ VAR”

“Bütün kadınlara sesleniyorum, sizi siyasetten alıkoyan, eşitliğinize göz koyan, sizi ikinci sınıf yurttaş yapan, AK Parti’ye ders vermek artık sizin göreviniz” Kılıçdaroğlu, “Sabah akşam CHP’li eleştirerek sözde siyasete katkı yaptıklarını zanneden o liberallere sesleniyorum; CHP’nin Anayasa Komisyonu’ndaki demokrasi, özgürlük, eşitlik konusundaki söylemlerini acaba duydunuz mu? Duymadıysanız duyun ve elinizi vicdanınıza koyun ondan sonra eleştirin. Bizim kırmızı çizgilerimiz var, anayasanın ilk 3 maddesi bizim kırmızı çizgimizdir.

Pek çok ülkenin anayasasında da değiştirilmesi teklif edilmeyen maddeler var. Biz bağımsızlığımızı mücadele ederek, kan dökerek elde etti. Çoğunluğum var ben onu yok edeceğim’ Senin gücün yetmez ona. ‘Türk milleti ’ sözünü anayasadan kimse kaldıramaz, kimsenin da kaldırmaya gücü yetmez. Atatürk’ün kurucu ve önder rolü, anayasanın başlangıç bölümünde olacak, kimsenin gücü onu kaldırmaya yetmez” dedi.

“AK PARTİ’NİN KANDİL’DE SÖZCÜSÜ VAR”

Murat Karayılan’ın AK Parti’nin Kandil sözcüsü olduğunu söyleyen Kıçıldaroğlu, “Süreç konusunu herkes biliyor, ‘Recep Tayyip Erdoğan niye konuşmuyorsun’ diye sordum, ‘ben konuşmam’ dedi. Pazarlık masasına oturan sensin, masanın bir tarafında olan sensin. Masanın öbür tarafındaki konuşuyor. Sen niye konuşmuyorsun? Pazarlıkları, gerçekleri AK Parti’nin Kandil sözcüsünden öğreniyoruz. Bülent Arınç hükümetin sözcüsü ama birde Kandil’de bunların sözcüsü var. Recep Tayyip Erdoğan, Murat Karayılan’ın söyledikleri doğru mu, değil mi? Adam niye yalan söylesin, ‘ben dayattım o da silahların gölgesinde kabul etti’ diyor.

Bir ülkenin Başbakan’ı terör örgütünün tutsağı durumuna düşemez. Sen esirsin, ne söylediğini bilmiyorsun, onun için konuşmuyorsun. Ne söyleyeceğini bilmiyorsun. Ben sana ‘halkına hesabını veremeyeceğin angajmanların altına imza atma’ dedim, sen gittin imzaladın. 76 milyon yurttaş gerçekleri Kandil’den öğreniyor. Bu utancın sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan. 17 yaşındaki çocuğa gücün yeter, polisini gönderirsin, asarsın, kesersin. Terör örgütüne gelince sesin soluğun çıkmaz ve konuşmazsın. Kusura bakmayın ama biz böyle adama Başbakan demeyiz, sen bu ülkeye layık değilsin. Sen bu ülkeyi Ortadoğu’da batağa sürükledin. Sen bu ülkeyi dünyaya rezil ettin. Polis devleti kuruyorsun, senin gücün 17 yaşındaki kız çocuğuna yeter, senin gücün hiçbir CHP’liye yetmez. Çünkü biz bu ülkenin bağımsızlığı özgürlüğü için bedel ödemiş bir partiyiz, topunla gel tüfeğinle gel, gelmezsen namertsin” diye konuştu.