ABD Beşşar'ı sildi, Muallim Öcalan'a yataklık ettiklerini unuttu

Suriye'deki iç savaşa çözüm bulmak amacıyla İsviçre’nin Montrö kentinde başlayan Cenevre-2 Konferansı sürüyor. ABD Dışişleri Bakanı Kerry konuşmasında, "Beşşar Esed'in kurulacak geçici hükümette yer alması hiçbir şekilde söz konusu olamaz" diye konuştu.

Suriye Dışişleri Bakanı Dışişleri Bakanı Velid Muallim ise Suriye’nin içinde olduğu durumdan dolayı komşularını suçlayarak “Eğer Erdoğan hükümeti olmasaydı bunların hiç biri olmayabilirdi. Bu hükümet teröristlerin topraklarında barınmasına izin verdi, onları silahlandırdı ve eğitip Suriye’ye yolladı. Ama onlar bir gün bu olayların tersine döneceğini kavrayamadılar. Ancak bugün artık bunu anladılar. Terörizmin dini yoktur. Bunu yapmayı sürdürmelerinin nedeni de bu hükümetin tarihi rüyasını gerçekleştirme arzusundan gelmektedir. Kendi hasta akıllarında yer alan tarihi rüyalarını gerçekleştirme arzusu, bu sadece büyük bir aptallık olarak nitelendirilebilir. Tunus’tan Libya’ya Mısır ve Suriye’ye kadar her yere fesat karıştırdılar. Ancak tarihten bir şey öğrenmeyenler bugünü kaybedeler. Tarih derki komşunun evi yanıyorsa senin evin de güvende değildir.” dedi.

Muallim, bu konuşmayı yaparken muhtemelen ülkesinin yıllar boyu terör örgütü PKK'ya ve onun elebaşına yataklık ettiğini unuttu.

Muallim’in konuşmasının uzaması üzerine Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, Muallim’e süre uyarısı yaptı. Ancak Muallim konuşmasını tamamlamakta ısrar etti ve “bu benim hakkım” dedi. ABD Dışişleri Bakanı Kerry de konuşmasında, "Beşşar Esed'in kurulacak geçici hükümette yer alması hiçbir şekilde söz konusu olamaz" diye konuştu.

DAVUTOĞLU: BİZ SURİYE'DE KİMİN TERÖRİST OLDUĞUNU BİLİYORUZ

Suriye'deki iç savaşa çözüm bulmak amacıyla İsviçre'nin Montrö kentinde başlayan Cenevre-2 Konferansında konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Biz Suriye'de kimin terörist olduğunu biliyoruz" dedi. "Suriye'deki rejim insanların hayatını kaybetmesine sebep oluyor. Biz Suriye'de kimin terörist olduğunu biliyoruz. 2 milyondan fazla Suriyeli kendi ülkelerinden ayrıldı ve komşu ilkelerde mülteci konumuna düştü. Suriye’de 11 bin kişinin işkence altında hayatını kaybettiğine dair elimizde rapor var. İnanıyoruz ki bu konferans insanların acılarının giderilmesi için bir adım olacaktır. Burada siyasi bir geçiş gerekliliğinin altı çizilmeli ve geçiş hükümeti bütün güçleri elinde toplamalı" dedi.

ABD BEŞŞARI SİLDİ

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf,  İngiliz The Guardian gazetesinde yayınlanan işkence raporu ile işkence fotoğraflarının, Beşar Esad'ın yönetimden el çektirilmesi için başka bir neden olduğunu söyledi.

Marie Harf, bir gazetecinin 'Suriye ile ilgili uluslararası görüşmelerin yapılmaya başlamasından hemen önce yayınlanan rapor konuyu daha da karmaşıklaştırır mı' sorusuna verdiği yanıtta, 'Önemli olan karmaşıklaştırması değil, karmaşık olduğunu zaten biliyoruz. Rapor, bu konuda bir an önce gelişme sağlanması gerektiğini ortaya koyuyor. Ortadaki durumun çok korkunç olduğunu ve politik bir değişim süreci gerektirdiğini ve Esad'ın yönetimden uzaklaştırmamız gerektiğini ortaya koyuyor' dedi.

Suriye yönetimini en sert şekilde kınadıklarını belirten Marie Harf, 'Sözünü ettiğiniz rapor ve fotoğraflar, yönetimin Suriye halkının hak ve özgürlüklerini inkar etmekten öte, çok yaygın ve sistematik olarak fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını gösteriyor' dedi.

Bu tür raporlar karşısında ABD'nin her zaman için sesini yükselttiğini, şimdi de böyle yaptıklarını, bundan sonra da bunu yapmayı sürdüreceklerini belirten Harf, 'Daha önce de söylediğimiz gibi, Suriye rejimi savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemiştir. En son yayınlanan fotoğraflar son derece rahatsız edici, bakması bile korkunç. Böyle bir girişim çok ciddi uluslararası bir suçtur. Başından beri de söylediğimiz gibi, Suriye'de bu şiddeti uygulayanlar mutlaka sorumlu tutulacaklardır' dedi.

The Guardian gazetesi, önceki gün Suriye ordusunda 13 yıl askeri polis olarak görev yapan, güvenliği gerekçesi ile 'Sezar' takma adı ile anılan bir kişinin Suriye'de iç çatışmaların başlamasından bu güne kadar askeri hastanelere ölü olarak getirilen kişilerin fotoğraflarını çekerek belgelendirdiği savunulan rapor ve işkence fotoğraflarını yayınlamıştı. İngiltere'de savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen suçlar konusunda uzman uluslararası hukukçular ile adli tıp ve adli fotoğraflar konusunda bilir kişilerden oluşan özel bir komisyon tarafından hazırlandığı belirtilen raporda, fotoğrafı çekilen kişilerin, sistematik işkenceye tabi tutulduğu, elleri ve ayakları bağlıyken işkence yapıldığı, tel, ip ve hatta araçlardaki 'triger kayışı'na benzer cisimlerle boğulduklarının saptandığı belirtilmişti.