Sezen Aksu: Kibir Zehirlenmesi, Arınç: Başbakan da Üzüldü

Sanatçı Sezen Aksu, Berkin Elvan'ın ölümüyle ilgili kişisel Twitter sayfasında duygusal bir yazı yayınladı.

Aksu'nun yazısı şöyle:

"Berkin'e...

Soğukkanlılığını, muhakeme yetisini kaybetmiş bir kibir, iktidar ve güç zehirlenmesinden doğan bir vicdan tutulması Berkin’i de aldı…

Küçücük Berkin’i. Gülüşünü, çocukluğunu, gençliğini, hayallerini, hayata katacağı artıları, değerleri… Berkin, oğulcuğum, güzel çocuğum… Kavrulan kalbim, sızlayan ciğerim... Akılla açıklamam mümkün değil, sadece hissim o ki senin kaybının yarattığı dönüştürücü güç, biz yaşayanlara hiç nasip olamayacak belki de…

Bizi duyduğuna inanarak söylüyorum, sen de senden önce giden abilerine söyle; iyi ve namuslu insanlar var bu dünyada, hem de çok! Ve kazanacaklar sonunda; bilmiyorum nasıl, ne zaman ama illa ki… Hayat ileriye akar. Bazen 16 kilogramlık bir çocuk bedeninin üzerinden yükselerek, yeniden anlamlanır. Görüyorsun değil mi, sen bizi birleştiriyorsun şu anda…

Sanatçı Sezen Aksu, Berkin Elvan'ın ölümüyle ilgili kişisel Twitter sayfasında duygusal bir yazı yayınladı. Berkin'e... Soğukkanlılığını, muhakeme yetisini kaybetmiş bir kibir, iktidar ve güç zehirlenmesinden doğan bir vicdan tutulması Berkin’i de aldı… Küçücük Berkin’i. Gülüşünü, çocukluğunu, gençliğini, hayallerini, hayata katacağı artıları, değerleri… Berkin, oğulcuğum, güzel çocuğum… Kavrulan kalbim, sızlayan ciğerim... Akılla açıklamam mümkün değil, sadece hissim o ki senin kaybının yarattığı dönüştürücü güç, biz yaşayanlara hiç nasip olamayacak belki de…

Bizi duyduğuna inanarak söylüyorum, sen de senden önce giden abilerine söyle; iyi ve namuslu insanlar var bu dünyada, hem de çok! Ve kazanacaklar sonunda; bilmiyorum nasıl, ne zaman ama illa ki… Hayat ileriye akar. Bazen 16 kilogramlık bir çocuk bedeninin üzerinden yükselerek, yeniden anlamlanır. Görüyorsun değil mi, sen bizi birleştiriyorsun şu anda…

BÜLENT ARINÇ: BAŞBAKAN DA ÜZÜLMÜŞTÜR

Bilecik’e gitmek için Ankara’dan Yüksek Hızlı Tren (YHT) ile Eskişehir’e gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı garda Vali Güngör Azim Tuna, Ak Parti Milletvekili Salih Koca, Emniyet Müdürü Mustafa Şahin karşıladı.

Tren Garı VİP Salonu’na geçen Arınç’a Vali Güngör Azim Tuna, Mart ayı sonunda Eskişehir’de Türkiye Cumhuriyetlerinden gelenlerin de katılımı ile Nevruz etkinliği düzenleyeceklerini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, şöyle konuştu:

“Tabi nevruz, yeni yıl, baharın gelmesi sevinçli bir olay. Sözkonusu edildiği için söylüyorum Bu ay içerisinde Türkiye’de büyük bir sevinçle, sevgiyle, heyecanla, coşkuyla nevruz kutlanacak. Ama bugün maalesef tam tersi acı bir olayla karşı karşıyayız. Bu konuda üzüntülerimi ifade etmek istiyorum. Bildiğiniz gibi neredeyse 269-270 gün hastanede yaşam savaşı verdikten sonra genç bir evladımız, yavrumuz, 15 yaşına hastanede basan Berkin Elvan’ın ölümünü duyduk. Çok acı bir olay. Dünden bugüne bütün Türkiye gerçekten yasta. Genç bir yavrumuzun hayatını bir sokak olayında kaybetmiş olması fevkalede üzüntü verici. Bugün cenazesinin kaldırılacağını biliyoruz. Ben Berkin Elvan yavrumuza Allahtan rahmet diliyorum. Hayatının baharında henüz delikanlı çağında, ve Anadolu tabiriyle bıyıkları bile terlememiş olan bir fidanın düşüp ölüvermesi gerçekten üzüntü verici. Ona Allahtan rahmet dilerken annesi, babası, kardeşleri onlara da sabır diliyorum. Başka yapacak bir şeyimiz yok. Onlara bol sabır diliyorum. Kendilerine ve hayatta olan evlatlarına uzun ömür diliyorum. Ve bütün türkiye’ye annelere, babalara, bütün gençlere başsağlığı diliyorum, sabır diliyorum. Gerçekten üzüntümüz çok büyüktür.

Haziran’da Türkiye’de, İstanbul’da yaşanan olaylar ve onun uzantısı bazı illerimizde meydana gelen hadiseler sırasında hayatını kaybeden bir çok gencimiz de oldu. İstanbul’da oldu, Eskişehir’de oldu, Hatay’da oldu, başka illerimizde oldu. Bir polisimiz de hayatını kaybetmişti. Bu vesileyle de onları da acıyla hatırlıyorum, üzüntüyle hatırlıyorum ve hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı tekrar sağolsun. Tabii üzüntü verici olaylardan bir tanesi de Eskişehir’de yaşanmıştı. Ali İsmail Korkmaz gencimizin de üniversite hayatındayken karşılaştığı ölüm hepimizi derin üzüntüye sevk etmişti. Onunla ilgili adli soruşturmanın yargılama safhasında olduğunu ve Kayseri’de cereyan ettiğini de takip ediyorum. Bu olay vesilesiyle tabi üzüntümüzü ifade etmeliyiz.

Gerçekten Türkiye’nin yasta olduğunu bilmeliyiz. Bugün bası siyasi partilerin seçim çalışmalarında müzik kullanmayacaklarını gazetelerden okudum. Buna da çok sevindim. Çok teşekkür ediyorum. Ben de bugün Bilecik’te seçim kampanyası boyunca müzikli yayın yapılmamasını arkadaşlarımdan rica edeceğim. En azıdan bu acıya ortak olduğumuzu, acıyı yüreğimizde hissettiğimizi göstermemiz bakımından. Bu olay bizlere şunları hatırlatıyor. Hiçbir insanımız ölmemeli. Siyasi olaylar, sokak olayları, yaşananlar ölüme yol açmamalı, bu konuda çok dikkatli olmalıyız. Ve bu olaylarda eğer adli ve idari soruşturmalar yapılıyorsa bunlar da süratle neticelenmeli.

Olayın failleri, nasıl cereyan etti, kimlerin sebebiyet verdiği bütün yönleriyle araştırılmalı, ve kamuoyuna açıkça hesap verebilmeli. Burada şüphesiz çok genç bir evladımızın da ve adı acıyı biraz daha katmerlemiş, acıyı biraz daha fazla artırmıştır. Türkiye’de hiçbir zaman bu olayların yaşanmasını istemiyoruz. Ne var ki geçmişte de , günümüzde bu ölümlere yol açacak hadiseleri tertipleyenler, provokasyonları büyütmek isteyenler, halkımızı karşı karşıya getirmeye çalışanlar, güvenlik güçleriyle, göstericiler arasında nahoş olayların büyümesini isteyenler adeta kolları sıvadılar. Dolayısıyla bugünkü cenaze törenini, ve bundan sonra Türkiye’de yaşanabilecek olayların kışkırtıcılarını bulup ortaya çıkarmalıyız. Bunlara hiçbir zaman pirim vermemeliyiz. Bu acıdan istifade ederek Türkiye’yi daha büyük acılara sokmak isteyenleri teşhis etmeli ve onlara fırsat vermemeliyiz.

Acılar paylaşıldıkça umarım küçülecektir. Ben sayın Başbakanımızın da, tüm hükümet üyelerimizin açıklama yapanlar yapmayanlar hepsinin büyük bir üzüntü yaşadığına inanıyorum. Şu benim açımdan biraz daha belki teselli edecek, Gezi olayları başladığında ben Başbakan vekiliydim. Olayların nereye sıçrayabileceğini, ne kadar büyüyebileceğini, bunlardan kimlerdin yararlanabilecek isteyeceklerini az çok düşünmüştüm. Dolayısıyla tansiyonu düşürecek, gerginlikleri azaltacak çalışmalar yapılması gerektiğine inandım. O zamanki görüşmelerimiz, paydaşları bir araya getirmemiz ve masum bir olayken başlayan bu hadisenin sokak gösterileriyle ve yasadışı örgütlerin kışkırtmasıyla nasıl bir hal alabileceğini gördüğümüz için bunlara dikkat çekmek istemiştik. Sonunda yaşanan olaylar bugün belki 7 civarında hatırlayabildiğim kadarıyla vefat olayını önümüze getirdi. Küçük bir kıvılcımın ne kadar büyüyüp yangın haline geleceğini ve istenmeyen olaylara yol açabileceğini, devlet adamları görmeli, güvenlik güçleri görmeli, ama halkımız da görmeli.

Şimdi Ukrayna’da başlayan olayların nasıl bir sonuç verdiğini ve vermek üzere olduğunu hepimiz ibretle görüyoruz. Ülke parçalanmak üzere. Halbuki o olayları başlatanlar Kiev’e başka amaçlarla yola çıkmışlardı. Şimdi başka sonuçlar meydana geliyor. Toplumsal gösteriler de böyledir. Eğer yasa dışı örgütler işin içerisine karışırsa yani yakmayı, yıkmayı, öldürmeyi, parçalamayı, kamu malına zarar vermeyi amaçlayanlar işin içerisine karışırsa ve toplumdan onları ayırt edemezsek o zaman böyle ülkeyi yasa boğan olayların da yaşanması da kaçınılmaz olur. Bu tertemiz, bu cennet vatanımızda güzellikler içinde ve huzur içinde yaşamalıyız. Hükümet, ülkeyi yöneten hükümet her zaman ki gibi duyarlı olmalı. Görevinin başında olmalı, ki öyledir. Bundan hiç şüphemiz yok.

Ve bu olaylar bu acılar ki kesinlikle yaşanmamalı. Ben ailenin tabi bu kadar acı karşısında mutlaka duyarlı olacağını düşünüyorum. Ama babası Sami Elvan’ın söyledikleri kulağımızdan hiç gitmemeli o büyük acısını ‘Ülkemizde bu tür olaylar bir daha yaşanmasın’ diyerek hepimize ders veriyor. Dolayısıyla bu dersi hepimiz almalıyız. Ben bugün cenazesi kaldırılacak olan bu yavrumuzun herkes kendi çocuğuna bakarak, herkes kendi kardeşine bakarak bu acıların bir daha yaşanmaması için ne kadar duyarlı olmamız gerektiğini bir kez daha düşünmesini temenni ediyorum.