Snowden belgelerinde Türkiye: ABD'nin dinleme ağı

Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA'in dünya çapındaki dinleme ve istihbarat faaliyetlerini ortaya seren Edward Snowden'in belgelerinde Türkiye hakkında yer alan bilgiler ilk kez ayrıntılı biçimde yayımlandı.

Belgeler Alman dergisi Der Spiegel'de çıktı. Spiegel haberine, 'İki yüzlü ortaklık: Türkiye NSA için hem ortak, hem hedef' başlığını attı.

Haberde kaynak gösterilen belgelere göre;

-Ankara'yla Washington arasında PKK konusunda öyle 'derin' bir istihbarat ilişkisi kuruldu ki, iki ülke arasında oluşturulan ortak birim aracılığıyla, NSA Türkiye'ye PKK liderlerine dair saat başı istihbarat bile verdi.

-Ancak Türkiye aynı zamanda bir hedef olarak da görülüyordu. Öyle ki, Venezuela ve Küba'dan bile daha fazla izlendi.

-Washington NSA'dan, Türkiye'de 'liderlerin niyetlerini' anlamak gibi 19 ayrı alanda faaliyet göstermesini istedi. Spiegel, Alman istihbarat servisi BND'nin de Türkiye'yi dinlediğini hatırlatarak, "Bu, BND'nin Ankara hükümetini gözetleyen tek istihbarat servisi olmadığını gösteriyor" ifadesini kullandı. 

-Türkiye'nin Washington elçiliği 'Pudra' adı verilen doğrudan bir programla dinlendi.

-NSA Türkiye'ye karşı istihbarat faaliyetlerinde İngiliz istihbaratı GCHQ ile de 'geniş çaplı bir ortaklık' kurdu.

PKK'YA KARŞI TÜRK-AMERİKAN İŞBİRLİĞİ BİLİNENDEN ÇOK DAHA DERİN

Der Spiegel, Wall Street Journal gazetesinde yer alan ve AKP hükümetince kesin dille reddedilen 'Roboski istihbaratının ABD'den alındığı' iddiasını hatırlatarak giriş yaptığı haberinde, PKK konusundaki istihbarata dair belgelere dayanan şu bilgilere yer verdi:

-NSA'in geçen yıl hakkında istihbarat topladığı hedefleri arasında PKK, Rusya'dan sonra ikinci oldu.

-Türkiye içindeki bazı PKK liderlerinin cep telefonlarını nerede kullandığına ilişkin de bilgi verdi; bu bilgiler her altı saatte bir güncellendi. 2005'teki bir askeri operasyonda, NSA her saat başı bilgi verdi.

-Ocak 2007 tarihli ve 'çok gizli' damgalı bir belgeye göre, NSA Türkiye'ye bazı PKK üyelerinin yerine dair bilgi ve telefon konuşmalarının kayıtlarını verdi. Der Spiegel, bu kişilerin Türk ajanlarca muhtemelen yakalandığını ya da öldürüldüğünü yazdı.

Belgede "NSA tarafından Türkiye'ye PKK iletişimine dair verilen coğrafi veriler ve ses kayıtları, geçen yıl onlarca PKK üyesinin öldürülmesine veya yakalanmasına yol açan somut istihbarat sağladı" deniliyor.

-Amerikan hükümeti, PKK'nın para akışına ve yurtdışındaki liderlerinin yerlerine dair bilgi paylaştı. NSA, kendi içindeki 'parayı izle' adlı birim üzerinden, PKK liderlerinin Avrupa'daki para akışını tespit etti. Türkiye'yse Amerikalı ajanların işini kolaylaştırmak için PKK liderlerinin telefon konuşma kayıtlarını tedarik etti, ayrıca Rusya ve Ukrayna hakkında istihbarat paylaştı.

-NSA, yurtdışında yaşayan PKK liderlerinin internet iletişimini de gözetledi. Türkiye istihbaratının, hedeflerin kullandığı e-posta adreslerini vermesiyle, NSA'in 'işi kolaylaştı'.

-Mayıs 2007'de NSA, Türkiye'ye 'daha derin istihbarat desteği' kararı aldı, Nisan 2013'te bir Türk heyetinin NSA'in Fort Meade'deki karargahına ziyaretine ilişkin bir belgede, PKK'ya karşı istihbarat paylaşımının genişlediği bilgisi yer aldı.

-İki ülke arasında, 'Ortak İstihbarat Füzyonu Hücresi' adına bir ortak çalışma grubu bulunuyor. Burada Amerikalı ve Türkiyeli uzmanlar, Türkiye'nin PKK üyesi olduğundan şüphelenilen kişilere hava saldırısı düzenlemesi üzerine projelerde çalışıyor.

-Buna göre, Aralık 2007'deki bir dizi hava saldırısının hepsi bu birimin çalışması sonrasında düzenlendi. 

-Ortaklık, Obama yönetiminde de devam etti. Ocak 2012'de, Amerikalı yetkililer Türkiye'ye PKK'ya karşı daha farklı yöntemlerle yardım önerdi; bunlar arasında, dinlenen konuşmaları anlık olarak analiz etme yöntemi de vardı. Bu sistemle, eğer konuşan kişinin sesi biliniyorsa kimlik tespiti bile yapılabiliyor. Sistem, konuşmalar arasında kilit kelimelerin aratılmasına da olanak tanıyor.


ABD, TÜRKİYE'DE ÜST DÜZEY SİYASİ LİDERLERİN BİLGİSAYARLARINA GİRDİ

-
NSA Türkiyeli yetkililerin bilgisi dahilindeki irtibat bürosunun yanı sıra hem Ankara'da hem İstanbul'da iki gizli dinleme istasyonu kurdu.

-Türkiye'nin ne boyutta dinlendiği, 'Ulusal İstihbarat Önceliklerinin Çerçevesi' (NIPF) başlıklı belgede ortaya konuluyor. Altı ayda bir güncellenip başkana sunulan belgede, her ülkenin Amerikan perspektifinden nasıl göründüğü anlaşılıyor.

-Spiegel'in yayımladığı Nisan 2013 tarihli NIPF belgesindeyse, Türkiye Amerikan istihbarat birimlerinin en çok hedef aldığı ülkelerden biri olarak görünüyor. Öyle ki, Amerikan istihbarat servisleri tam 19 alanda bilgi toplamakla görevlendirilmiş. Bu alanlar arasında, Türkiye'de 'liderlerin niyetlerini anlamak' gibi başlıklar da bulunuyor.

-Önceliklerin sıralandığı belgede, Türkiye hükümetinin 'liderlik niyeti' başlığı istihbarat önemi sıralamasına ikinci sıradan girmiş. Üçüncü en çok önem verilen alanlarsa, ordu ve altyapısı, dış politika amaçları ve enerji güvenliği olarak sıralanıyor. Aynı çerçeve belgesinde PKK da istihbarat hedefi olarak yer almış ama sıralamadaki yeri çok daha düşük.

-Belgeye göre, NSA 2006'da bir dizi biriminin ortak çalışmasıyla Türkiye'nin en üst düzey siyasi liderlerinin bilgisayarlarına sızmayı hedefleyen geniş çaplı bir izleme programı başlattı. NSA içinde 'Türkiye'ye Yüklenme Planı' adı verilen girişim, hedefine sadece altı ayda ulaştı. Bir belgede, 'kazanan şifre'nin bulunması şu ifadelerle adeta kutlanıyor: "Bir bilgisayar ağını kırma yönündeki ilk başarılarını Türkiye liderliğine karşı elde ettiler!"

-Türkiye'nin ABD'deki diplomatları da dinlendi. 2010 tarihli bir gizli belgeden, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'nin 'pudra' kod adı verilen bir programla izlendiği anlaşılıyor. Buna göre, NSA çalışanları Elçilik binasındaki telefon sistemlerine erişebiliyor ve bilgisayarlardan da doğrudan bilgi alabiliyordu.

-NSA, Türkiye'nin Washington Elçiliği'nde diplomatların kullandığı bilgisayarlara casus yazılımlar ekledi.

-Belgeye göre NSA, Türkiye hakkında edindiği bilgileri istihbarat paylaşımı konusunda 'Beş Göz' adı verilen bir anlaşma içinde olduğu Britanya, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'yla da paylaştı.

-Spiegel, 'Beş Göz' grubu içindeki İngiliz istihbaratı GCHQ'nun Türkiye'de siyasi hedefleri ve enerji sektörünü zaten kendi başına izlediği notunu da düştü.


İNGİLİZ AJANLARI BOTAŞ, TPAO VE ÇALIK ENERJİ'Yİ DİNLEDİ, MEHMET ŞİMŞEK'İN E-MAİLİNİ İZLEDİ

-Ekim 2008 tarihli ve 'gizli' damgalı bir belgeye göre, GCHQ, ajanlarından Türkiye Enerji Bakanlığı'nın yanı sıra Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ), Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ve Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen Çalık Enerji'ye 'daha iyi erişim' sağlamasını istedi.

-Hazırlanan dinleme listesinde, dönemin enerji bakanı Hilmi Güler dahil 13 isim yer alıyordu.

-GCHQ, 2008 yılında, bakanlıkların ve enerji şirketlerinin çatılarının uydu görüntülerini incelemeye başladı. Amaç, binalarda ne tür iletişim sistemlerinin kullanıldığını ve bunlara nasıl sızılacağını tespit etmekti. Ancak belgede, bu projede sonuna kadar gidilip gidilmediğine ilişkin bir bilgi yer almıyor.

-Şimşek'e yönelik gözetleme emrinde, bakana ait iki cep telefonu numarası ve özel bir gmail adresi yer alıyor.


ABD FİDAN'IN 'İRAN İLE BAĞLANTILI' OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR

-15 Nisan 2013 tarihli ve 'çok gizli' damgalı belgede, NSA ile MİT arasındaki ilişkiler ele alınıyor, Türkiye'yle 'Sigint' adı verilen işbirliğinin çerçevesi anlatılıyor.

-'Ortakla çıkabilecek olası sorunlar' başlıklı son kısımdaysa şu ifade kullanılıyor: "Amerikan istihbaratından son yıllarda gelen bilgiler, MİT / SIB'in başındaki Dr. xxx'in olası İran bağlantılarına işaret ediyor. Bu bağlantıların ABD'nin SIGINT ilişkisine nasıl etki edileceği şu an için bilinmiyor" (SIB, 2012'de Genelkurmay'dan MİT'e devredilen 'Sinyal İstihbarat Başkanlığı'nın kısaltması) 


İNGİLİZ İSTİHBARATI ALİ BABACAN'I 'OLASI HEDEF' OLARAK BELİRLEMİŞ

-İngiliz istihbaratının 2009'da Londra'da düzenlenen G-20 zirvesinde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekibini dinlediği iddiasına ilişkin ilk kez bir belge ve liste yayımlandı.

-Dinlenebilecek 'olası hedefler' arasında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın ve dönemin Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın da adı geçiyor.

-Belgede hedef olarak gösterilen Mehmet Şimşek'e ait iki cep telefonu ve bir e-posta açıkca veriliyor. Ardından 'olası hedefler'e geçiliyor. Ali Babacan, bu listenin en tepesinde yer alıyor.