TKP'nin 94. yılı İzmir'de kutlandı

Türkiye Komünist Partisi'nin 94. yılı İzmir'de "94. Yılında Parti Ayağa Kalkıyor"
başlıklı etkinlikle kutlandı.

Kutlamaların İzmir ayağı şair Cevdet Yüceer'in okuduğu Nazım Hikmet şiirleri ile başladı. Enternasyonal Marşı ve saygı duruşunun sonrasında parti tarihini anlatan bir sinevizyon gösterimi gerçekleşti.

Ardından kürsüye çıkan Komünist Parti MK üyesi Kemal Okuyan konuşmasında şunlara değindi: "10 Eylül 1920'de muhtemel ki Mustafa Suphiler büyük bir devrimci umut ile yola çıktılar. O günden 94 yıl sonrasına bakabilseler karamsarlığa kapılırlardı belki. Ancak yine de o gün ne yaptılarsa yine aynısını hatta daha fazlasını yaparlardı. Çünkü onlar komünisttiler. Onlar devrimler çağında sosyalist devrimi aradılar. Aynı şekilde biz de bugünden 94 yıl sonrasına baktığımızda hayal kırıklığına uğrayabiliriz. Buna rağmen mücadele ederiz. Çünkü bizler komünistiz.

Devrim hemen bir günde olmaz. Devrim küçük bir toplu iğne deliğinden geçmek kadar hüner gerektirir. Bu sadece bize bağlı olmadığı gibi verili hiçbir tarihi de yoktur. Ancak, bir laf vardır ‘Her fani ölümü tadacak’ diye, ‘Her kapitalist ülke bir gün devrimi tadacaktır'. Bu tarihin yasasıdır. Bizim işimiz devrime ebelik/önderlik etmek.

Biz de aynı Mustafa Suphiler gibi sosyalist devrimi arıyoruz. Bir komünist parti zaten başka ne işe yarar. Komünist partilerin diğer devrimci partilerden farkı budur. Onlar düzeni orasından burasından düzeltmeye uğraşmazlar. Her geçen gün işçilerin katledildiği, ABD’nin emperyalist çıkarlarına uşaklık eden, ülkemizi her geçen gün daha büyük bir karanlığa sürükleyen bir sistemin neresinden tutup düzelteceğiz.

Işid’i tepeledik diyelim, Nusra gelir. Bir cinayeti önlesek diğeri işlenir. Bu düzen çürümüştür. Halka, emekçilere hiçbir şey vaad etmemektedir. Eğer bugün, acilen yapılması gereken bir şey varsa o da sosyalist iktidar mücadelesini yükseltmektir. Bir komünist partinin tek amacı bu çürümüş sistemi bir an evvel ortadan kaldırıp sosyalizmi kurmaktır.

Komünist partilerde hizipler, farklı eğilimler olmaz, olmamalıdır. Komünist parti ezilen başka toplumsal kesimlere işçi sınıfının gözüyle yaklaşır. Komünist parti işçilerin, gençlerin, Kürtler’in, Aleviler’in, kadınların toplamı değildir. Tüm bunların ortak işçi sınıfı perspektifinin partisidir. Bizim kadınlarımız, kadın sorununu feminist bir biçimde ele almaz. Onun sınıfsal bir sorun olduğunu bilir. Biz gençliğe hiçbir zaman kendiliğinden devrimcilik biçmedik. Gençlerin içinde de faşisti, gericisi vardır. Bu sistemde genç iş adamı diye bir kavram da var. Ancak bizim gençlerimiz, yolumuz sosyalist iktidar yoludur, diyen, kötüye karşı iyiyi savunan kararlı ve azimli militanlardır.

Komünistler geleneklerine gözü gibi sahip çıkar, kıskanarak sahiplenirler. Bu siyasette ortodoksluktur. Evet, bu anlamda muhafazakarız. Ancak en yaratıcı olanlar da yine komünist partilerdir. Çünkü onlar toplumun bütün ilerici birikiminin önünde yürürler.

Bizim bir programımız, ilkelerimiz, hedefimiz var. Bize diyorlar ki, siz zayıfsınız. 94 yılda geldiğimiz noktaya bakarsak moraller bozulabilir, doğrudur. Bize diyorlar ki, ee siz de bölündünüz. Belki siz de bizi haklı buldunuz, bize inandınız ama omuz vermediniz. Belki de biz, siz omuz vermediğiniz için bölündük. Hem biz zaten zayıfsak bizim bölünmemiz falan bu ülkede hiçbir şeye etki etmez. Ama biz büyürsek, o zaman bu ülkede çok şey değişir. Çünkü biz bu ülkenin tek umuduyuz.

Evet, çok kötü bir üç ay yaşadık ama o üç ayı ve kaybettiğimiz her şeyi fazlasıyla telafi edecek enerjiye sahibiz. Daha da bilenmiş durumdayız. Tayyip’e, Davutoğlu’na, Işid’e, işçilerimizi katledenlere, polise, generallere, sahte solculara, liberallere, bunca vakadan sonra hala hacıdan hocadan medet uman ve rakı sofralarına saran sosyal demokratlara daha fazla bilenmiş durumdayız.

Haziran’da halkımız halk olmayı, boyun eğmemeyi öğrendi. Öldü, demiştik AKP için. Öldü dediğimiz AKP şimdi bir zombi gibi ortalıkta dolaşıyor. Ölü bir şekilde ayakta kalmayı öğrendiler. Artık çocuklarımıza, emekçilere daha fazla saldıracaklar ama biz diktatöre boyun eğmeyeceğiz."

Komünist Parti İzmir İl Komitesi ve Merkez Komite üyesi Erman Şencan ise yaptığı konuşmasında şunlara değindi: ‘‘TKP’nin 94 yıldır biriktirdiği her bir değeri sahiplenen, geçtiğimiz süreçte ona sahip çıkan, onu daha ileriye taşımak için ‘Atılım’ diyen Komünist Parti üyelerini selamlıyorum. Komünist Parti İzmir Örgütü olarak önümüzdeki dönem mücadelemizi büyütmek için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. İl ve ilçe komiteleri yeniden belirlendi. Tüm örgütlerimizde siyaseti somut başlıklar üzerinden İzmir'de örgütleyecek birimlerimizi oluşturuyoruz. Elbette hala hedeflediklerimize ve İzmir'de karşı karşıya olduğumuz olanaklara göre birçok eksiğimiz var. Ama yaptıklarımız ve yapamadıklarımızdan önemli dersler de çıkardık ve çıkarıyoruz. Sol dergisi İzmir'deki çalışmalarımızda siyasetimizi anlatmada bizim en önemli aracımız olacak. Eylül ayı sonuna kadar ilçe konferanslarımız ile hem örgütlerimizdeki iş bölümü hem de çalışma başlıklarını somutlayacağız. İzmir'de aydınlanmacı, özgürlükçü önemli bir duyarlılık var. Bu duyarlılığı önemsedik ve önemsemeye de devam edeceğiz. Ama bir şeyi daha yapmaya çalışıyoruz. Bu aydınlanmacı ve özgürlükçü duyarlılığı sosyalizm iddiası ile buluşturmak. Aydınlık ve özgür bir Türkiye aranışı içindeki emekçileri, gençleri ve kadınları sosyalizm mücadelesine partiye örgütlemek. Bunun için daha güçlü olmalıyız. O yüzden, bu karanlık içinde bizi tek umut olarak gören ancak henüz üye olmayan dostlarımıza ‘Acele edin’ diyorum. Bu karanlığı birlikte dağıtacağız."

Dünya komünist ve işçi partilerinin TKP'nin 94. kuruluş yıldönümü dolayısıyla gönderdiği kutlama ve tebrik mesajlarının da okunduğu etkinlik, Ufuk Karakoç'un ezgileri ile sona erdi. (soL)