Dönüşümde olması gerekeni yapıyoruz

Kent dönüşümünde “uzlaşma ve yerinde dönüşüm” prensipleriyle hareket eden İzmir Büyükşehir Belediyesi, Örnekköy’deki 18 hektarlık alana ilişkin kentsel dönüşüm projesini kamuoyuna tanıttı.

Bölgede uygulanması planlanan “yerinde kentsel dönüşüm” projesini Deniz Baykal Kültür Merkezi’nde anlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kent dönüşümünün aynı anda sosyal bir dönüşüm olduğundan yola çıktıklarını ve bu konuda titizlikle çalıştıklarını söyledi. Kentsel dönüşüm konusundaki bakış açılarını özetleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, sistemde yaşanan sıkıntıları şöyle özetledi: “Çarpık yapılaşma nedeniyle, 2004 yılından itibaren kentsel dönüşüm Türkiye'nin gündemine geldi ve pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da çok büyük bir kaos yaşandı, yaşanıyor ve yaşanacak. Sadece boş arsaya bina yapmış kooperatif başkanı veya müteahhit 'ben kentsel dönüşümcüyüm' diye meydana çıkıyor. Boş arsaya bina yapmanın neresi kentsel dönüşüm? Bizim kafamızdaki kentsel dönüşüm, çarpık yapılanmanın gerçekleştiği ve fiilen yaşayan bir bölgeyi ayağa kaldırmak üzere yapılan iştir. Biz bu konuda Kadifekale'den başlayarak Uzundere'de, Aktepe-Emrez'de ve Bayraklıda bir çok deneyimler kazandık. Kentsel Dönüşüm konusunda herkes; şimdiye kadar bekçi kulübesi bile yapmamış ama 'ben de bu işi yaparım' diyen müteahhitten, bürokratından, belediye başkanından Bakana varıncaya kadar herkes davul çalıyor ama boş davul çalıyor. Ve ortalığı karıştırıyor.”

Olması gereken kentsel dönüşümü tarif eden Başkan Aziz Kocaoğlu, "Memlekette bir iş yapılacak. Çarpık yapılar yıkılacak, vatandaşın hakkı korunacak; vatandaş yerinden yurdundan, akrabasından, komşusundan ayrılmayacak, ve daha iyi konutta oturacak.. İşin özü bu! Ve orada ne kazanılıyorsa, ne rant varsa, binanın yapılması-maliyeti hariç, o da buradaki vatandaşa kalacak. Biz bütün imkanları zorlayarak, arkadaşlarımız bilimsel çalışma yaparak projeleri ortaya koyuyoruz. Herkesin hakkına-hukukuna göre hesap yapılıyor, ortaya bir değer çıkıyor. Bunun üzerinden uzlaşmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki günlerden itibaren de Örnekköy'deki mal sahipleriyle görüşeceğiz. Biri gelecek 'az' diyecek, biri gelecek 'çok' diyecek, biri gelecek 'üç tane çocuğum var. Bana dört daire ver' diyecek, 50-100 metrekare arsaya bunun imkansız olduğunu ya anlayacak ya da anlamayacak. Belediye başkanlarına gidilecek 'iki kat daha fazla verin' denilecek.. Halbuki gök de, güneş de bedava olsa; toprağın, orada yaşayan insanların, canlıların kaldırabileceği bir yoğunluk var. Biz bunların hepsini bilimsel olarak değerlendirdik. Bu çarpık yapılaşmalardan, kentin bu görüntüsünden kimsenin memnun olduğunu düşünmüyorum. Kimse memnun değil. Sizler de memnun değilsiniz. Burada yapılması gereken bir iş var. Bu işi el birliğiyle, gönül birliğiyle, rızayla yapmak zorundayız. El ele tutuşup yapmak zorundayız. Biz vereceğimizin hepsini zaten veriyoruz. 'Veremediğini de ver. Olmayanı da ver'. Böyle bir şey yok. Ama birileri gelip 'Burayı kaça veriyorsun? Ben 5 fazla veriyorum" diyecek. Ama ona sormak lazım; kendisi hayatında bir tavuk kümesi yaptı mı acaba?" şeklinde konuştu.

Biz o yasayı kullanmıyoruz

Bakanlığın kentsel dönüşüm konusunda çıkardığı yasayı değerlendiren Başkan Aziz Kocaoglu şöyle devam etti: "Vatandaşın hakkını gasp edecek bir yasa bu. Türkiye'de bugüne kadar uygulaması da yok! Bu yasaya dayanarak; bazı tek tek binalarda 'çürük yapı' diye oradaki vatandaşlar istismar edildi. Kıymetli yerlerde müteahhidin kendisine bir daire aldığı, vatandaşı taciz ederek yapılan uygulamalar var. Biz o yasayı kullanmıyoruz. Kullanmayacağız da.. Gerekiyorsa, uzlaşma ile yapılamıyorsa kentsel dönüşüm yapmayacağız. Kimseyi, hiç bir vatandaşımızı cebren, devlet zoruyla, malını vermeye sürüklemeyeceğiz. Anlaşabilirsek anlaşacağız, anlaşamazsak bu yaptığımız çalışmaların hepsi arşivlerde kalacak. Ne zaman herkes 'Bu işi yapalım' derse, o zaman raftan inip yapılacak."