'Yaprak Dökümü tutmaz' demiş!

6. Reşat Nuri Güntekin Edebiyat Günleri kapsamında İzmir Üniversitesi’ne konuk olan Tuna Kiremitçi ve Enver Aysever, “Romanlardan Sahneye” başlıklı panelde görüş ve deneyimlerini paylaştı.

Şair, yazar, yönetmen ve müzisyen gibi sanatın farklı alanlarındaki başarıları ile sanatseverlerin beğenisini kazanan Tuna Kiremitçi ve Enver Aysever, yazar ve sunucu Hakan Urgancı’nın yönetimindeki “Romanlardan Sahneye” başlıklı panel ile Karabağlar Belediyesi 6. Reşat Nuri Güntekin Edebiyat Günleri kapsamında İzmir Üniversitesi’ne konuk oldu.

İzmir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kayhan Erciyeş, Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Gülnur Erciyeş, akademisyenler, öğrenciler ve sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği panelde Kiremitçi ve Aysever soruları yanıtladı, panel sonunda bol bol fotoğraf çektirdi. Konuşmacılara teşekkür plaketlerini Başkan Selvitopu ve Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Erciyeş takdim etti. Edebi eserlerin tiyatro ya da sinemaya uyarlandıkları hallerinin yazılı halleri ile karşılaştırılmasının doğru olmayacağını söyleyen Enver Aysever, “Bir romandan bir sinema yapıtı uyarladığınız zaman yeni bir sanat yapıtı yaratmış olursunuz. Her birini kendi içinde bağımsız bir yapıt olarak değerlendirmek gerekir” dedi.

Bu ayrımın yazınsal ürünlerin okura kendi imgelem dünyasını yaratma özgürlüğü sunmasından kaynaklandığını savunan Aysever, tiyatro ve sinemanın ise görselleştirmeleri ile yeni bir sunum yarattığını söyledi. Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu ve Tarık Buğra’nın Küçük Ağa gibi eserlerinin TRT tarafından televizyon uyarlamalarının bu anlamda verilebilecek başarılı örneklerden olduğunu söyleyen Aysever, kendi romanlarından birinin de sinemaya aktarılması çalışmalarının devam ettiğini belirtirken “Romanın rakibi olamaz” diyerek konu hakkındaki kişisel görüşünü de açıkladı.

Felsefeden tarihe, romandan şiire okumanın kişinin estetik duygusunu geliştirdiğini ve hayata bakış açısını değiştirdiğini söyleyen Aysever, gençlere bol bol kitap okumalarını tavsiye etti. Edebi eserlerin yeni bir kitleye ulaşması anlamında uyarlamaların faydalı olmasına rağmen kişilerin hayal dünyasına ket vurduğu eleştirisini getiren Tuna Kiremitçi ise “Halit Ziya Uşaklıgil’in ölümsüz eseri Aşk-ı Memnu’yu düşünün. Kıvanç’ı (Tatlıtuğ) hayal etmeden o kitabı okuma hakkımız var mı bizim? Diziyi seyretmemiş olsak bile dizi, kendi Behlül’ümüzü hayal etme hakkımızı sonsuza kadar elimizden almış oldu” dedi.

TİCARİ ANLAMDA BAŞARILI AMA...

Türk televizyonlarında 5 sezon rating rekorları kıran ve yayınlandığı ülkelerde de kendine büyük bir hayran kitlesi oluşturan Reşat Nuri Güntekin’in eserinden uyarlama Yaprak Dökümü dizisi ile ilgili olarak kendi deneyimini aktaran Kiremitçi, eserin senaryosunun yazılması için ilk teklifin kendisine geldiğini ancak “tutmayacağı” gerekçesi ile kendisinin teklifi geri çevirdiğini söyledi.

Kiremitçi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapmayın, tutmaz dedim. Birbirimizi ikna edemedik. Dizi çekildi, yayınlandı. Ne olduğunu biliyorsunuz. İşte bu da benim ticari zekâmın bir ispatı. Benim o güne kadar bildiğim anlamda bir uyarlama yapılsaydı haklı olduğum ortaya çıkacaktı belki de, en fazla 13 bölüm çıkabilecekti. Ancak senarist arkadaşlar dizi dünyası içinde yaratılmış yeni bir gerçeklik haline getirdiler eseri müdahaleleriyle. Sonuç başarılı mı? Rating ve ticari anlamda başarılı ama ben 10’uncu bölümden sonra izlemedim.”

Yeni kuşağın internet çağında dünyaya gelmesine rağmen kitap okuma alışkanlığının devam etmesinden duyduğu mutluluğu dile getiren Kiremitçi, bunun insanların hayal kurma ihtiyaçlarının devam etmesinden kaynaklandığı değerlendirmesinde bulundu.