Alsancak silolarına yeni tasarım

 

 

Yaşar Üniversitesi İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrencileri, yapılması planlanan Kruvaziyer Limanı sebebiyle yakın bir gelecekte işlevini kaybedecek olan Alsancak’taki Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) silolarını, modern mimarlık mirası olarak korunarak gelecek nesillere aktarılması için yeniden tasarladı. Konaklama, ortak çalışma alanları, ofis ve halkın ortak kullanımı gibi işlevlerle yeniden tasarlanan siloların, Kruvaziyer Limanının bir parçası olması hedeflendi.

 

Ulaştırma Bakanlığı’nın Alsancak Kruvaziyer Liman Projesi kapsamında, TMO silolarının başka bir yere taşınarak bu alanda konaklama, alışveriş ve eğlence mekanlarından oluşan tesisler yapılması planlanıyor. Kısa süre sonra ihaleye çıkması beklenen projeyle birlikte, kentin simgelerinden olan 58 yaşındaki siloların da geleceği belirsiz ve bu belirsizlik yıkılmasını da içeren bir dizi senaryoyu akla getiriyor. Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü üçüncü sınıf öğrencileri, İntegral İç Mimarlık Stüdyosu dersinde, tarihsel sürekliliğin sürdürülebilmesi ve Kruvaziyer Limanı’nın bir parçası olması için silonun korunarak yeniden işlevlendirilmesi konusunda proje üretti. Ders, Yrd. Doç. Dr. Ebru Aydeniz, öğretim görevlileri Sergio Taddonio, Fulya Ballı ve Etem Ülkütaş ile Araştırma Görevlisi Yarkın Üstünes tarafından yürütüldü. Öğrenciler, dönem boyunca Alsancak Silolarının, konaklama, ortak çalışma ve üretim mekanları ile kamusal alanlardan oluşan bir program ile işlevsel dönüşümü konusunda çalıştı.

 

KENTİN SİMGESİ HALİNE GELEN TARİHİ MİRAS YAŞAMALI

Yrd. Doç. Dr. Ebru Aydeniz, “Alsancak silolar, bölgedeki zengin endüstri mirası yapılar, demiryolu ve liman tesisleriyle birlikte nitelikli bir bütün oluşturuyor.

Fakat günümüzde silo gibi yapıların bir kısmı, çeşitli sebeplerle işlevlerini kaybederek terk edilmekte, kimi zaman da yıkılarak yok edilmekte. Oysa gelişmiş ülkelerde özgün işlevini kaybettikten sonra başarılı müdahalelerle yeniden işlevlendirilen silo örnekleri, bu yapıların varlığını sürdürerek kimliğini koruyabileceğini gösteriyor. İzmir’in tarımsal zenginliği ile köklü bir liman kenti olma özelliğini simgeleyen siloların, kent kimliğinin önemli bir bileşeni ve modern mimarlık mirası olarak korunması gerekli. Bu amaçla, öğrencilerden, siloların gelecek nesillere aktarılması için ortak çalışma alanları, kısa ve uzun dönem konaklama birimleri, yerel halk ve uluslararası ziyaretçiler için kamusal sosyal mekan tasarımları yapmalarını istedik” dedi.

 

SERGİ SİLOLARDA YAPILDI

Yapıların işlevsel dönüşümü dersi kapsamında da proje üstünde çalışan öğrenciler, Eskişehir’de otele dönüştürülen silo yapısını da yerinde inceledi. Projelerini siloların üst kısmında bulunan kuyu dolum bantlarının olduğu alanda sergileyen öğrenciler, siloların içini tırmanma duvarından, dalış merkezine, otelden kültür merkezi ve ofislere kadar çeşitli şekillerde tasarladı.

 

SİLOLAR

1958 yılında inşa edilen Alsancak silosu, Alman Miag fiması tarafından projelendirilip o dönemde ileri bir teknoloji olan kayar kalıp sistemi kullanılarak yapıldı. Silo yapısı, her biri 125 tonluk 18 adet yıldız silo ile 500 tonluk 36 adet silindir silodan oluşurken üst kısımda ise kuyu dolum bantlarını barındıran büyük bir mekan yer alıyor. Siloların kuzeyinde ise asansörler ile kurutma, tartma, temizleme, sınıflandırma, yükleme-boşaltma sistemlerinin olduğu, dev bir makina niteliğinde 11 katlı bir blok bulunuyor.