Bu yolda öleceğiz demiş

Hatay'da merkez Antakya İlçesi'nde, dün gece İstanbul Taksim ki Gezi Parkı gösterilerine destek amacıyla düzenlenen protesto gösterisinde, 22 yaşındaki Abdullah Cömert başından aldığı bir darbe sonucu kaldırıldığı hastanede ölümü, protestolardaki ikinci can kaybı oldu.

Kentin Armutlu Mahallesi'nde dün gece bir araya gelen kalabalık grup, hükümet aleyhine sloganlar attı. Saat 23.35 sıralarında, göstericiler arasında bulunan CHP Gençlik Kolları üyesi olduğu bildirilen Abdullah Cömert yere yığıldı. Başının arkasında 3 santim genişliğinde bir darbe alan ve kafatasında kırıklar oluşan Abdullah Cömert, kaldırıldığı Antakya Devlet Hastanesi'nde yapılan müdahaleye rağmen hayatını kaybetti.

Son 3 gündür kentte düzenlenen Gezi Parkı protestolarının hemen hepsinde yer alan Abdullah Cömert'in ölüm haberi sosyal medyada 'polisin açtığı ateş sırasında öldü' şeklinde yayılınca göstericiler arasında tansiyon yükseldi. Hemen ardından Hatay Valiliği, resmi internet sitesinde açıklama yaptı. Açıklamada, "Abdullah Cömert isimli vatandaşımız, kimliği henüz belirlenemeyen bir kişinin açtığı ateş sonucu ağır yaralanmıştır. Yaralı vatandaşımız kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmiştir. Olayla ilgili olarak adli makamlar tarafından geniş çaplı inceleme başlatılmıştır" denildi.

CHP Hatay Milletvekili Hasan Akgöl de aynı saatlerde yaptığı açıklamada, Cömert'in CHP Hatay Gençlik Kolları üyesi olduğunu belirterek, "Bu arkadaşımız olayların yaşandığı mahallede ikamet ediyor. Dolayısıyla olaylar sırasında hayatını kaybetti" dedi.

Gece boyunca Abdullah Cömert'in yakınlarından bilgi alan ve yetkililerle görüşen CHP'li Hasan Akgöl, bu sabah yaptığı açıklamada ise, "Gece hastaneye gittiğimizde, acil servisteki doktor, Vali, İl Jandarma Komutanı ve Emniyet Müdürü, gencin başına isabet eden kurşunun alnından girdiğini kafasının arkasından çıktığını ve aldığı yara sonucu öldüğünü söylemişlerdi. Sabaha karşı tamamlanan ön otopsi ve Emniyet Müdürü'nün açıklamasına göre ölümün kurşun yarasıyla değil, başına aldığı darbeyle gerçekleştiği anlaşılmış. Ön otopsi raporunda, gencin başında kurşun yolu bulunmadığı, başının ön ve arka tarafından darbe aldığı görülmüş. Emniyet Müdürü ve ön otopsi raporu bunu söylüyor. Gencimiz gösteriler sırasında yaralanarak yaşamını yitirdi" diye konuştu.

SAVCILIK: ATEŞLİ SİLAH YOK

Abdullah Cömert'in ölümüyle ilgili kesin bilgiyi Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı verdi. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, 'kolluk kuvvetlerinin ölüm nedenini ateşli silah olarak kendilerine intikal ettirdiği kaydedilerek' şöyle denildi: "Cumhuriyet savcısı nezaretinde adli tıp uzmanı tarafından gerçekleştirilen otopsi işlemleri neticesinde vefat eden Abdullah Cömert'in; ateşli silaha ait giriş çıkış deliği ve beyin dokusunda trace oluşturmuş herhangi bir lezyon saptanmadığı, ancak yapılan muayenede başının arkasında temporo oxpitalde 3x2,5 santimetre ebatlarında çökme nitelikli parçalı kafatası kırığı ve üzerinde yarım ay şeklinde 4 santimetre çapında kemiğe kadar ulaşan yırtığa rastlandığı, kesin ölüm sebebinin yapılacak araştırma ve inceleme sonucu Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Kurulunca düzenlenecek rapor sonucunda anlaşılabileceği, soruşturmanın etkin ve hızlı bir biçimde devam ettiği hususu kamuoyuna saygı ile duyurulur."

AİLESİ: KALABALIĞIN ÜZERİNE ATEŞ AÇILDI

Gösteriler sırasında ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Abdullah Cömert'in ağabeyi Adnan Cömert ise olayı şöyle anlattı: "Abdullah narenciye paketleme tesisinde işçi olarak çalışıyordu. Dün gece de gösterilere destek için oradaydı. Gösteriler sırasında, polis kaçan göstericilerin üzerine ateş açmış, Abdullah'ı başına isabet eden kurşun sonucu kaybettik. Orada olayı yaşayanlar, Abdullah'ın kafasına kurşun ve gaz bombası kapsülü isabet ettiğini söylediler. Cebinden bir Atatürk posterinden başka bir şey çıkmadı." Ölen gencin babası Ali Cömert de, "İçişleri Bakanlığı, Valilik, Emniyet Müdürlüğü bu olayda suçludur. Benim oğlumun katili Tayyip Erdoğan'dır. Polisler de bizim evladımız ama baştakiler onları kışkırtıyor, onlar da vatandaşların üzerine geliyor" diye tepki gösterdi.

CÖMERT'İN SON MESAJI: BU YOLDA ÖLECEĞİZ

Abdullah Cömert'in sosyal medyada, cep telefonundan son paylaştığı mesaj yürek burktu. Cep telefonundan, ölmeden 8 saat önce yolladığı mesajda yorgunluğundan söz eden Cömert, şunları yazdı: "3 günde sadece 5 saat uyudum. Sayısız biber gazı yedim, 3 defa ölüm tehlikesi atlattım. Ve insanlar ne diyor biliyor musunuz? 'Boş ver ülkeyi sen mi kurtaracaksın.' Evet kurtaramasak da bu yolda öleceğiz. (O kadar yorgunum ki, 3 günde 7 tane enerji içeceği 9 tane ağrı kesici ile ayaktayım. Sesim kısık vaziyette ama gene saat 6'da alanlardayım sadece devrim için)" Bu arada, gece saat 02.30 sıralarında Abdullah Cömert'in 'Abdocan Cömert' adıyla kullandığı sosyal medya hesabı da kapatıldı. Cömert'e rahmet dileyen ve acılarını paylaşan sosyal medya takipçileri, sayfanın kapatılmasına tepkilerini, kendi açtıkları yeni sayfalarda gösterdi.

AKGÖL'DEN SAĞDUYU ÇAĞRISI

CHP Milletvekili Hasan Akgöl, gösterilerle ilgili algının topluma yanlış aktarıldığını belirterek, kolluk kuvvetlerinin halkın üzerine gitmemesini istedi. Hasan Akgöl, şunları söyledi: "Bu gösteriler, Gezi Parkı'na destek eylemi değil. Gezi Parkı, olayın gerekçelerinden sadece biri. Bu gösteriler Suriye olaylarından, hükümetin tepkilerinden, özgürlüklerin kısıtlanmasından, dış politikadan tutun, bunların hepsine Gezi Parkı adı altında gösterilen bir patlama tepkisiydi. İnsanlar zaten yaşadıkları, sosyal ve ekonomik sorunlardan dolayı patlamaya hazırdı. Biz hükümeti 20 aydır uyarıyoruz. İnsanların sağ duyusuyla oynamayın. Hükümeti bunu anlatamadık. Bunu anlatamadığımız gibi kolluk güçlerinin, insanların üzerine gitmemesini talep ederken, kolluk kuvvetleri insanları patlar hale getirdi. Başbakan'ın 'Birkaç çapulcu' açıklaması da bardağı taşıran son damla oldu. Ben, kardeşlerimi, dostlarımı, halkımı sağduyuya davet ediyorum. Biz, Alevisiyle, Sünnisiyle, Türküyle, Kürdüyle yüzyıllarca kardeş olarak yaşadık. Bunu bozmaya kimsenin gücü yetmez. Kolluk kuvvetlerimiz de sağduyulu olmalı, insanların kendilerini ifade etmelerine izin vermelidir."