Kocaoğlu eylemleri değerlendirdi

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Taksim Gezi Parkı eylemleri ile ilgili yaptığı açıklamada Başbakan’ın ılımlı mesaj vermesi gerektiğini belirterek, “Hatalı karar verdiğine ikna olduğun, bunun topluma herhangi bir kesime zarar vereceğini ya da toplum tarafından kabul görmediğini anlayıp özür dilemek, eksik bir düşünce ve değerlendirmeyle verdiğin karardan dönmek bana göre erdemdir” dedi.

Taksim Gezi Parkı’nda başlayan protestolara en büyük desteğin verildiği İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, toplumun 'üç ağaç' için sokağa dökülmediğini, bunun bardağı taşıran son damla olduğunu öne sürerek, ekonomide makro düzeydeki iyileşmenin köylü, çiftçi, esnaf ve dar gelirliye yansımadığını, aksine bu kesimlerin gelirinin hayat pahalılığı karşısında eridiğini, ülke genelindeki 'gergin siyaset' anlayışının toplumda tansiyonu yükselttiğini, Başbakan’ın en son 'iki ayyaş' sözü ve alkol düzenlemelerinin bardağa düşen son damlalar olduğunu anlattı. Başkan Kocaoğlu konuşmasını şöyle sürdü:

“Başbakan’ın alkolden koruma güdüsüyle yaşam tarzına, felsefesine müdahalesi çok etkiledi. 'İki ayyaşın yaptığı yasa' dedi. Ardından kimleri kast ettiğini söylemedi. Algı ile yönetiliyorsak eğer bu algı içinde toplum da 'iki ayyaştan' kimi algıladıysa ama siz onları ima etmediyseniz o zaman diyeceksiniz ki 'ben yanlış anlaşıldım, ben bunları kast etmedim' diye açıklama yapacaksınız. Ancak Başbakan’ın yurt dışına çıkarken bile yapıcı mesaj vermemesi, tansiyonu düşürmek için çaba göstermemesi toplumu bu noktaya getirdi."

YÜZDE 50’Yİ TUTMASAN NE OLACAK

Başkan Kocaoğlu, Başbakan Erdoğan’ın “Yüzde 50’yi evde zor tutuyorum sözünün çok tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, “Bu öyle bir şey ki bu Allah korusun tutmasan ne olacak? Tutmadın öyle bir gücün var ki ben öyle bir gücün kimsede olduğuna inanmıyorum. Öyle bir gücün var ve bunu yapıyorsun. Yüzde 50 ile yüzde 50’yi karşı karşıya getiriyorsun. Bunun sonu ülke için ne demektir? Başbakan’ın böyle bir laf etmesi bence toplumu belirli bir noktaya getirdi ve toplum sokağa döküldü” dedi.

RANTI YÜKSEL KAMU ALANLAR, HALKIN ELİNDEN ALINMAMALI

Başkan Kocaoğlu büyük kentlerde halkın nefes alacağı kamusal alanların çok az olduğunu vurgulayarak, bunların daraltılmasını değil artırılmasını şart koştu. Kocaoğlu, otel ve AVM’lerin her yere yapılabileceğini, rantı yüksek kamu alanlarının halkın elinden alınmaması gerektiğini belirterek, “Taksim, park olarak kalsa ne olur? Zaten toplum böyle istiyor. Taksim Parkı’ndan gelecek maddi ya da manevi çıkar, kazanç neyse bu gelmese bu kazanç bir vatandaşın bırakın canına vücuduna zarar gelmesini onun ruhsal bunalıma girmesi, o kaosu, travmayı yaşaması oradaki maddi değerle ölçülür mü? Hepimizin çocuğu var, ölçülür mü? Taksim Gezi’deki direnişi organize eden platformun üç dört maddelik, çok makul dilekleri var. Bunların Başbakan tarafından kabul edilmesi toplumu sükunete getirecekir” dedi.

ÖZÜR, HATA YAPINCA DİLENİR

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, görevini yaparken hata yapmamaya çalıştığını, yaptığı zaman da hatasını anladığında geri adım atmayı bildiğini belirterek, “Hatalı karar verdiğine ikna olduğun an bunun topluma herhangi bir kesime zarar vereceğini ya da toplum tarafından kabul görmediğini anladığın an özür dilemek, eksik bir düşünce ve değerlendirmeyle verdiğin karardan dönmek bana göre erdemdir. Hata yaptıysam hatamı söyler dönerim. 'Ben özür dilemem' demek yanlış. Hata yaptıysam neden özür dilemeyeyim? Özür hata yapınca dilenir” dedi.

YASAL PROTESTONUN YANINDAYIM, DESTEKÇİSİYİM

İzmir’de Alsancak Gündoğdu Meydanı’nda yapılan eylemlere katılan Başkan Kocaoğlu, göstericilerin 'çapulcu' değil, her yaştan eğitimli, meslek sahibi, dürüst, namuslu kadın ve erkeklerden oluştuğunu, protesto sırasında kamu ve özel şahıslara ait mallara zarar verenleri, AK Parti ilçe binalarını yakanları kınadığını söyledi. Kocaoğlu, demokrasilerde iktidarın sandıkla değişeceğini belirterek, şöyle konuştu: “Protestoya karşı çıkmak onlara 'çapulcu' demek ayrı şey ama demokrasiyi yerleştireceksek hiçbir zaman yasal çerçevenin dışına çıkmadan çalışacaksınız. Memnun olmadığınız iktidarı, kendinize en yakın siyasi partiye destek vererek seçimle iktidardan indirebilirsiniz. Onun dışındaki her şey Türkiye’de denendi ve demokrasinin yerleşmesine sekte vurdu. Yasal çerçevede kalan protestonun sonuna kadar yanındayım, destekçisiyim. Belediye başkanı olarak kamu görevini yapmakla sorumluyum ama yasal olmayan herşeyin de şiddetle tüm halk kesimleri tarafından reddedilmesi ve onun da protesto edilmesinden yanayım.”

TÜRKİYE’DE İKTİDARIN DA MUHALEFETİN DE BÖYLE BİR GÜCÜ YOK

Kocaoğlu, iktidarın “Göstericileri CHP kışkırtıyor” söyleminin doğru olmadığını, Türkiye’de hiçbir siyasi partinin ve oluşumun böyle bir hareketi yönlendiremeyeceğini ileri sürerek, şöyle konuştu: “Türkiye’de ne iktidar parti ne ana muhalefet partisi ne MHP, ne de herhangi bir sendika STK hiç birinin böyle bir hareketi yönlendirme, organize etme, kışkırtma gücü yok. Bunu hepimiz bilelim. CHP’nin de böyle bir gücü yok. Ayrıca CHP’nin kurulduğundan bu yana bu taraklarda bezi yok. Böyle bir yaklaşımı yok. Her zaman toplumu sakinleştirici tansiyon düşürücü ve en çok eleştirildiği konu devlet partisi olmaktan sıyrılamaması. CHP kendi menfaatine değil, devletin menfaati olduğunda devletin menfaati birinci plandadır. Siyasi partiler ve siyasetçiler hepimiz birer aracız. Önemli olan ülkemiz.”

PROTESTOLARA SİYASİ RANT İÇİN KATILMADIM

Protestolar öncesi AK Parti’nin açıkladığı İzmir’de CHP ile arasındaki oy farkının azaldığı, makasın daraldığı yönündeki anketlerin protestoların ardından nasıl şekillenebileceğini yönündeki soruyu ise şöyle yanıtladı: “Bu olaylara siyasi bakılması yanlış. 'Ona kar geldi buna zarar geldi' diye bakılması yanlış. Böyle bir olayın toplumda yaşanmaması her zaman dilememiz gereken bir şeydir. Siyasette 'bilmem ne oldu' diye kimse kimseye oy vermez. Nasıl beş gün önceki anket o günün fotoğrafıysa bugün de bu olaylar bugünün fotoğrafını çekiyor. Yarın seçime girildiğinde insanlar nereye oy verirse onu kabul edip ona göre yürümek zorundayız. Ben siyasi rant için siyasi bir düşünceyle hareket etmedim. Ne Diyarbakır’a o düşünceyle gittim ne de eyleme.”

TEPKİ DOĞRU YORUMLANIP TANSİYON DÜŞÜRÜLMELİ

Kocaoğlu, protestolarda sağduyunun galip geleceğine inandığını belirterek, “Arap baharına öykünerek 'Türk baharı' dendi bunlar son derece yanlış. Bu konudaki abartılı yorumlara katılmıyorum. Türk insanının sağduyusuna güveniyorum. Protestosunu yapacaktır ama ne yüzde 50’si kalkıp evinden çıkıp bugün protesto yapanların karşısına dikilecektir ne de bugün protesto yapanlar marjinallerin yaptığına itibar edecektir. Burada Anadolu insanının sağduyusu galip gelecektir. Yeter ki bu sağduyuyu, bu tepkiyi, protestoyu yöneticilerimiz, liderler ve siyasi kadrolar doğru yorumlasın ve tansiyonu düşürsün” dedi.