Fethullah Gülen'den ince mesajlar

“İfritten bir dönemde yaşıyoruz” diyen Fethullah Gülen, “Hadis kitaplarında ‘Kitabü’l-fiten ve’l-melahim’ başlığıyla bazı bölümler yer almakta; ileride gelecek olaylardan, özellikle ahir zamanda cereyan edecek olan dehşetli hadiselerden bahsedilmekte; bunlara karşı Müslüman’ın nasıl tavır takınması gerektiği belirtilmektedir. Bir yönüyle, o hadislerde işaret edilen ifritten günlerin emarelerini görüyoruz" dedi.

Her şeyin belirsizleştiği bir dönemden geçildiğini anlatan Gülen, bu ifritten dönemin en büyük hastalıklarından birisinin “nifak”, iki yüzlülük ve takıyye marazı olduğunu dile getirdi. Münafıkla başa çıkmanın çok zor olduğunu anlatan Gülen, “Çünkü, inanmadığı halde inanıyor görünmek, akide ve düşüncelerinde münkir olmasına rağmen farklı bir tavır ve kanaat sergilemek, her zaman duruma göre hareket edip sürekli iki yüzlü davranmak demek olan nifak; ferdi, içtimai öyle bir riyakarlık ve öyle bir ruh hastalığıdır ki bu hastalığı taşıyan mürâî ve münafık, her zeminde ayrı bir tavırda bulunur, her yerde farklı bir görüntü sergiler ve o rengarenk davranışlarıyla adeta birkaç hayatı iç içe birden yaşar. Din, iman düşmanlarının açıktan açığa diyanet ve mukaddesata sürekli hücum etmelerine karşılık o, çok defa dini, milli ve vatani değerlere saygılı görünerek her zaman ehl-i imanı aldatmaya çalışır.. her zaman sinsi davranır ve moda tabiriyle “takiyye”lerde bulunur.. Yerinde herkesi dostça kucaklar ama fırsat bulunca da arkadan hançerlemeyi ihmal etmez. Münafık, konuşurken yalan söyler; bugün vefa sözü verdiği bir konuda bakarsınız, ertesi gün hemen sözünden döner; sizin itimat ve güveninize hıyanetle karşılık verir ve hemen her zaman en haince düşmanlık duygularını dostane tavırlar içinde icra eder. Bu itibarla da o, din, iman ve Kur’an düşmanı bir münkirden daha tehlikelidir; tehlikelidir zira, sizin gibi düşünüyor görünüp, düşmanca duygulara karşı tedbirli olma ve teyakkuzda bulunma hislerinizde gevşeklik hasıl ederek yanınıza kadar sokulur, yüzünüze güler; fırsat bulunca da yılan gibi ısırır ve akrep gibi de sinsice sokar” ifadelerini kullandı. Gülen, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Günümüzde imana, Kur’an’a, o yüce mefkureye hizmet eden insanlar, nifak afeti ve takıyye musibetiyle karşı karşıya bulunduklarını hatırdan çıkarmamalıdırlar.

Hazreti Ömer (radiyallahu anh) efendimizin, Persli Ebû Lü’lüe tarafından sabah namazında hançerlenmesi sonucunda ruhunun ufkuna yürüdüğünü; Hazreti Ali (kerremallahu vechehu) efendimizin camiye girip çıkan İbn-i Mülcem tarafından şehit edildiğini unutmamalıdırlar. Aksi halde, güzergah emniyetini tehlikeye atmış olurlar. Hindistan’ın bölündüğü, Pakistan’ın ayrıldığı günlerde Gandi, Muhammed Ali Cinnah’a “Beni testere ile ortadan biç, ikiye böl; fakat, Hindistan’ı bölme!” demiştir. Fakat, nifak orada da galip gelmiş, inananları oyuna getirmiştir. Nifak, asrımızda öyle yaygınlaştı ki, aldatmayı “takıyye” adı altında dinin bir düsturu haline getirenler mevcut. Takıyye, kendini gizlemek, olduğundan farklı görünmek, inandığının aksini söylemek ve hileli yola başvurmak demektir. Bazıları, takıyyeyi müslümanlığa mal etmek isteseler de, İslam’da takıyye katiyen yoktur. Allah Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) “Aldatan bizden değildir” buyurmuştur.”

Nifakın, asrımızda yaygınlaştığını, aldatmayı “takıyye” adı altında dinin bir düsturu haline getirenlerin mevcut olduğunu belirten Gülen, “Takıyye, kendini gizlemek, olduğundan farklı görünmek, inandığının aksini söylemek ve hileli yola başvurmak demektir. Bazıları, takıyyeyi Müslümanlığa mal etmek isteseler de, İslam’da takıyye katiyen yoktur. Allah Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) “Aldatan bizden değildir” buyurmuştur. Emin olarak yürüyebilmeniz ve yapmanız gereken şeyleri güzergah emniyeti içinde yapabilmeniz için sizinle kimlerin oynadığını ve sizi kimlerin istemediğini bilmeniz lazım. Ruhunun abidesini ikame etmek ve üç asırlık tahribatı tamir eylemek peşindeki fedakar ruhları kimlerin istemediğini bilmeniz, emniyet içinde yürümeniz adına çok önemlidir. Bu açıdan, bir nifak şebekesinin, takıyye ve aldatma ruhunun, her toplumun kılcallarına kadar nüfuz ettiğini düşünerek ona göre hareket etmelisiniz” açıklamasında bulundu.

“Kimseye merhametsizlik ve şefkatsizlik etmeyin” diye seslenen Gülen, takıyyeci insanlardan ve onlara lojistik destek sağlayan yabancılardan şefkat ve merhamet geleceğine de ihtimal verilmemesi gerektiğini söyledi.

Gülen, “Omuzunuzda taşıdığınız şey size ait değil. Onda başta Allah’ın hakkı var.. Rasulullah’ın hakkı var.. bugüne kadarki yüzlerce müceddidin hakkı var.. ve çağınızdaki Pir-i Mugan ile onun etrafında zindanlarda o dantelayı örgüleyenlerin hakkı var. O hak yemeyi bir yönüyle affetmez Allah celle celalühu. Gelin Allah aşkına biraz da kardeşçe yaşayalım. Türkçe Olimpiyatları’nda dile getirdikleri gibi, ‘yeni bir dünya.. yeni bir dünya.. el ele yeni bir dünya!..’ Hakimiyet değil.. hükmetme değil.. baskı yapma değil.. totaliter sistemler tesis etme değil.. diktatörlükler tesis etme değil.. tiranlıklar kurma değil” dedi.