Askerlerin açlık grevi bitti

İzmir 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, gizli bilgi ve belge bulundurma suçlamasıyla yargılanan 49 tutuklu askerlerden bir grubunun cezaevinde başlattığı 5 günlük açlık grevi, sona erdi. Sanıkları cezaevinde ziyaret eden Avukat Murat Ergün, "Hukuka olan inancımızı kaybettiğimiz zaman, artık o salona girmemizin bir anlamı da kalmaz" dedi.

İzmir 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen, 49’u muvazzaf asker olmak üzere 72’si tutuklu 357 sanıklı davanın ilk duruşması, geçen 16 Nisan’da başladı, 5 Haziran’da tamamlandı. Mahkeme heyeti bu süreçte, iki kez avukatların müvekkillerinin tahliyesine yönelik istemlerini değerlendirdi. İlk değerlendirme toplantısında heyet, 2’ye karşı 1 oyla hiçbir sanığın tahliye edilmemesi yönünde karar verdi.

Heyet, son duruşmanın yapıldığı gün tutuklu 79 sanıktan 7 kadının tahliyesine karar verdi. Bu isimlerden biri, Genelkurmay Başkanlığı’ndaki sivil personel, biri masaj salonu işletmecisi diğer 5'i de kendilerini, 'eskort kız' olarak tanımlayan sanıklar oldu. Yargılamanın başlamasının ardından her iki tahliye görüşmesinde de, salınmaları uygun görülmeyen tutuklu askerler içinden bazıları, kaldıkları İzmir Şirinyer Askeri Cezaevi’nde açlık grevine başladı.

İlk etapta 5 gün süren açlık grevi, dün sonlandırıldı. Tutuklu askerler, davada sanık avukatlığı da yapan Karşıyaka Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Avukat Murat Ergün tarafından ziyaret edildi. Açlık grevi kararı alan muvazzaf subaylarla görüşmesinden sonra basına açıklamalarda bulunan Ergün şunları söyledi: "Hukuka olan inancımızı kaybettiğimiz zaman, artık o salona girmemizin bir anlamı da kalmaz. Ancak mahkemeler bizim mahkemelerimiz, mutlaka adil bir karar verilecektir. Yaşananlar bizce ağır adli hatalardan kaynaklanmaktadır, ancak bu hataların kasten yapılmadığını düşünüyoruz. Gerçekler sürekli olarak vurgulandıkça, adli hatalar da mutlaka düzeltilir. Ancak tutuklu kalınan günlerin telafisi yok."

'ŞU ANDA BIRAKILSALAR, DEVLETTEN ALACAKLARI VAR'

Davanın savcılık aşamasından beri bir takım sıkıntılar ile devam ettiğini söyleyen Avukat Ergün şöyle devam etti:

"Yaşananlar sanıkların üzerinde bir birikime sebep oldu. Tutukluluk hallerinin incelenmesi sırasında herkes için aynı basmakalıp ifadeler kullanıldı. Etkin bir itiraz mekanizması çalışmadı. Bizce, Savcılık aşamasından bu tarafa usül ve yasalara tam olarak uygun davranıldığı söylenemez. Mahkeme aşaması başlayınca, insanlar bir an önce adaletin tecelli etmeye başlamasını bekledi. Zaten çoğu sanık hakkında 1 yılla 3 yıl arasında hapis cezası isteniyor. 1 yıl ile 3 yıl arasında hapis cezası istendiği zaman, usul ve infaz yasalarını da dikkate alırsanız normal şartlar altında tutuklama düşünülmez. Ancak bu insanlar 1 yıldır tutuklular, bu insanları şu anda bıraksanız dahi devletten alacakları var."