İzmir'de tarım ve gıda zirvesi

HALİDE DEMİR-ONUR AKTAŞ İZMİR (İHA) -

İzmir tarımının sorunları ve projelerin masaya yatırıldığı İzmir Tarım ve Gıda Zirvesi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in katılımıyla başladı. Balçova Kaya Termal Otel Kongre Merkezi'nde düzenlenen zirveye tarım, gıda ve hayvancılık sektöründen temsilcilerin yanı sıra AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli, İzmir Valisi Mustafa Toprak, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Borsası (ITB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, İzmir Ticaret Odası (İTO) Başkanı Ekrem Demirtaş ve çok sayıda davetli katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan zirvede daha sonra Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın tanıtım filmi sunuldu. Zirvede İzmir tarımı bitkisel ve hayvansal üretim, gıda ve su ürünleri başlıkları ele alındı. Zirvede 'Türkiye Tarımında Gelişmeler' temalı açılış konuşmasını yapan Bakan Mehdi Eker, tarım sektörünün gündelik politikalarla yürütülmediğini ve öngörülü stratejik planların hazırlandığını belirtti.

Bakan Eker, hükümet olarak Türkiye Süt ve Et Kurumu'nu kurduklarını belirterek, "Hükümet olarak yakında Türkiye Süt ve Et Kurumu'nu kurduk. Ana statüsü şirket olması nedeniyle yayınlanır yayınlanmaz, bu kurum et ve süt fiyatlarına müdahale kurumu olarak çalışacak" dedi. Bakan Eker, süte litre başına 90 kuruş olan referans fiyatının yarın itibarıyla litre başına 95 kuruşa çıkarıldığını açıklayarak, "Dünya Süt Günü olan 21 Mayıs'ta süt primini 9 kuruşa çıkarmıştım, 9 kuruş pirimle birlikte litre başına üreticinin eline geçecek fiyat 104 kuruşa çıkmış olacak. Litre başına 90 kuruş olan referans fiyatı, yarın itibarıyla litre başına 95 kuruşa çıkarılmıştır" diye konuştu.

ÇİFTÇİLERE 6.5 MİLYAR LİRA HİBE DESTEK

Bakan Eker, çiftçilere ve hayvan üreticilerine verdikleri destek miktarının da sürekli arttığını kaydederek, 2 milyonu aşkın üreticiye mayıs ayı sonu itibariyle 4.5 milyar lira ödendiğini, bu ay ödenecek 2 milyar 300 milyon lira ile bu miktarın 6.5 milyara ulaştığını söyledi. Bakan Eker, nakdi hibe desteklerin çiftçi ve hayvan üreticilerinin daha yüksek standartta, verimli ve rekabetçi bir şekilde üretim yapmasını sağlayacağını dile getirerek, şöyle konuştu: "2 milyonu aşkın üreticiye pirim desteği vereceğiz. Fındık, çay, süt tozu, Ar-Ge, kırsal tarım destekleri. 2 milyar 300 milyon lira çiftçinin cebine girecek bu ay. Mayıs ayı sonu itibariyle ödediğimiz para 4.5 milyar. 2 milyar da şimdi ödüyoruz, 6.5 milyar. Yani katrilyon arkadaşlar bunlar. Çiftçinin cebine giren nakdi, karşılıksız, cash para. Hibe yani. Yıl sonuna kadar bu 9 milyar lira olacak. Geçen yıl ödediğimiz 7.6 milyardı. Bu yıl 9 milyar olacak. İnşallah nakdi hibe destekler yoluyla da üretimini daha verimli, daha yüksek standartta, daha kaliteli, daha rekabetçi bir şekilde yapmasını temin bakımından iyi olacak. Burada yüzde itibariyle yani tarımsal destekleme politikamızda en çarpıcı değişiklik, hayvancılıkla ilgili olandı. On yıl önce Türkiye'de 1.8 milyardı çiftçiye ödenen miktar. Bunun 83 milyon lirası hayvancılıktı. Şimdi 2012'de hayvancılığa 2 milyar 200 milyon. Bu yıl sadece 2013 Mayıs itibariyle hayvancılık için ödediğimiz para 1 milyar 750 milyon lira."

“ARAZİNİZİ BELİRLEYİN, MÜTEŞEBBİS HEYETİ KURUN VE GELİN”

Bakan Eker, tarımsal arazilerde girişimde bulunmak isteyen müteşebbislere kapısının sonuna kadar açık olduğunu da belirterek şu çağrıda bulundu: "Arazinizi belirleyin, müteşebbis heyetini kurun ve gelin. Ben de size elimden gelen her türlü desteği vereyim. Açık ve net söylüyorum. Çünkü organize sanayi bölgeleri, özellikle termal su kaynaklarının bulunduğu yerlerde son derece önemli. İzmir'in bu konudaki tecrübesini biliyorum. Dikili'deki seraları gezdim, gördüm, takip ediyorum, başarılarını biliyorum. İftihar ediyorum, Allah o tür kuruluşların sayılarını arttırsın. Termal su kaynaklarından tarımda daha fazla kullanılmasının çalışmalarını yaptık. Tarımla ilgili eylem planının bir parçası da bu."

Bakan Eker, zirvede ele alınan konularla ilgili raporların rafa kaldırılmayacağını, bir eylem planı hazırlanacağını ve uygulamaya konulacağını vurgulayarak, "Tarım sektörünün gündelik politikalarla yönetildiği bir süreçten, bugün on yıl sonrasının hedeflerini on yıl sonrasının uygulamalarını konuşuyor noktasına gelmemiz başlı başına önemli bir konudur. İlknur hanım başta olmak üzere vekiller gelip tarımla ilgili bir zirve yapmak istedi. Bu, aylar süren çalışma bugün burada yapılan sunumla teslim edilen raporlar ve görüşlerle bitmiş değil. Dosyaları alıp bir yere rafa, arşive kaldıracak değiliz. Çalışma gruplarının raporlarının her biriyle ilgili ayrıntılı bir eylem planı hazırlanacak. 2023'te belirtilen ve önerilen hususlarla ilgili ne yapılacak, o hedefe nasıl varılacak? Uygulama planıyla birlikte zirvede ele alınan konular uygulamaya konulacak" dedi.

“TARIMSAL HASILA 6,5 MİLYARDAN 23 MİLYAR DOLARA ÇIKTI”

"Türkiye'nin tarım alanları aynı olmasına karşın tarım hasılasının 23 milyar dolara çıkması bir tesadüf değil" diyen Bakan Eker, "Milli gelirimizin şu anda toplam yüzde 8'ine tekabül eden 62.5 milyar dolarlık para hasılamız var. Türkiye'nin tarım alanları aynı, artış olmadı. Aynı tarım alanında 23 milyar dolar tarım hasılası elde edilirken, on yıl önce bugün 6.5 milyar dolar. Bu uzun vadeli ve stratejik bakış açısı geliştirmek suretiyle elde edilen bir husus. Destekleme politikalarının değiştirilmesiyle, daha çok bilgi ve teknoloji kullanımıyla, daha yüksek nitelikli girdi kullanımıyla birlikte ortaya çıkan bir tablo. Yüzde 12'den yüzde 8'e düşmesi, bu nispi düşüş gelişmişlik açısından baktığımızda bu bir kayıp değil. Çok gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde birdir" diye konuştu.

İzmir'in Türkiye'de kültür ırkı sığırcılığının en yüksek düzeyde geliştiği iller arasında bulunduğuna dikkat çeken Bakan Eker, İzmir'in özellikle de hayvancılığın ıslah boyutuyla ilgili büyük bir potansiyele sahip olduğunu kaydetti. Eker, "Sünni dölleme, aşı gibi hayvancılığın denetim ıslahıyla ilgili tüm girdilerin ve teknolojilerin geliştirildiği bir merkez olabilir İzmir. Türkiye'de öncü bir il olur" dedi.

“TARIM ARAZİLERİNİN MİRAS YOLUYLA BÖLÜNMESİ EN ÖNEMLİ SORUN”

Bakan Eker, tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesi konusunda AB ülkelerinden de örnekler vererek, konunun mutlaka çözülmesi gereken temel konulardan biri olduğunu kaydetti. Bakan Eker, şu bilgileri verdi: "Tarım arazilerimizin en temel altyapısı sorunu tarım arazilerinin 80 yıldır miras yoluyla bölüne bölüne küçülmesi ve atomize olması. En önemli sorun bu. Arkadaşlar, eğer biz şu anda TBMM gündeminde, önümüzdeki hafta komisyonlarda görüşülecek, 13 maddelik hükümet tasarısı. Bunu hayata geçiremezsek, topraklarımızda çocuklarımız ve torunlarımız verimli tarımsal üretim gerçekleştiremeyecekler. Türkiye'deki 3 milyon 100 bin tarım işletmesi var. Ortalama işletme büyüklüğü 60 dönüm, yani altı hektar.

30 milyon parsel arazi var, 3 milyon işletme var. Bu şu demek; bir işletme on parçadan müteşekkil. Tablo bu. Buraya kadar düşmüş. Örnek vereceğim size; ABD'de işletme büyüklüğü bin 810 dönüm, yani 181 hektar, bir işletme. Hadi o çok büyük diyelim. İngiltere'de 457 dönüm ortalama işletme büyüklüğü. Fransa'da 430 dönüm. Almanya'da 420 dönüm. İspanya'da 240 dönüm. Türkiye'de 60 dönüm. Her bir işletme on parça. Şimdi biz bunlarla rekabet edeceğiz. Peki niye öyle? Ne İngiltere'de, ne Fransa'da miras yoluyla tarım arazisi geçmiyor. Bizde babadan evlada geçerken bölünüyor. Biz hükümet olarak göreve geldikten sonra bir toprak koruma ve arazi kullanım kanunu çıkardık. 20 dönümün altına bölünemeyeceğine dair bir kural koyduk. Ama bu yeterli değil. Bölünmenin mutlaka ve mutlaka son verilmesi lazım. Yoksa değerli arkadaşlar, 24 milyon hektar tarım arazisi bu giderek verimsiz hale gelecek. Şu anda 2 milyon hektar kısım aşırı derecede küçülmeden, tarım da olmadığından, birbirlerine devre yanaşmadığından işletilmiyor, kullanılmıyor veya kayda girmiyor kullanılsa bile. On dönüm orda, beş dönüm orda, göç etmiş, topraklar orada duruyor. Bu şekilde olan arazi miktarı 2 milyon hektar, kullanılmayan arazi miktarı. Önüne geçilecek düzenlemeyi yapmamız lazım.

Tasarı TBMM'de, önümüzdeki hafta tarım komisyonunda ve ilgili diğer komisyonlarda görüşülüp genel kurula gelecek. Mevcut bölünmüş yapıyı toplulaştıracak çalışmalar yapıyoruz. 3 milyon hektar arazinin toplulaşmasını yaptı. 2 milyon hektar yılın sonuna kadar bitecek ve beş milyon daha eklenecek. 14 milyon hektar toplamda yapılacak. Küçücük parsellerde üretilecek ürünle ne sebzede, ne hububatta, ne patateste, ne pamukta ne ötekinde ne berikinde rekabetçi ve yüksek düzeyde verimli bir üretimi sanayiye dönüştüremeyiz. O nedenle temel konularımızdan bir tanesi budur. Ve bu konuda toplumun tüm kesimlerinin desteğine, Türkiye'nin ve milletimizin geleceği içi, üretimin sürdürülebilmesi için ihtiyacımız var."

“4 BİN ENDEMİK BİTKİYİ DAHA İYİ KULLANABİLİRİZ”

Türkiye'nin biyo çeşitlilik ve endemik bitki türleri açısından zengin bir ülke olduğunu kaydeden Bakan Eker, özellikle 4 bine yakın endemik bitki türünün gıda ile ilgili yapılacak araştırmalarda kullanılabileceğini söyledi. Bakan Eker, "Enerjiyi ithal ediyoruz, su zengini de değiliz hatta su fakiriyiz denebilir, yarı kurak bir coğrafyada yaşıyoruz. Tarımsal üretim potansiyelimize gelince; biyo çeşitlilik bakımından zenginiz. 4 bin civarında endemik bitki türüne sahibiz. Bu, 4 bin endemik bitkin varlığı gıda ile ilgili yapılacak araştırmaların hammaddesini oluşturması bakımından önemli. Ama biyo çeşitlilik bakımından zenginiz, bu kapasiteyi daha iyi kullanabiliriz" şeklinde konuştu.

Bakan Eker, İzmir ile ilgili öngörü ve önerisini şöyle dile getirdi:

"İzmir Türkiye'de kültür ırkı sığırcılığının en yüksek düzeyde geliştiği iller arasında. 350 binlere çıktı son on yıl içinde. Bu çok yüksek bir rakam. 101 binden 344 bine çıkmış kültür ırkı sığırların sayısı. Son derece önemli. Küçükbaş hayvan aynı şekilde. Ki ben Anadolu coğrafyası için bunun mutlaka geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bunu destekleyen bakanlık olarak iftihar ediyoruz. Çünkü koyun ve keçi Anadolu'nun olmazsa olmazıdır ve onu mutlaka sahiplenmemiz, verimi ve üretimi arttırmamız lazım.

Özellikle hayvancılığın denetim ıslah boyutuyla ilgili ben İzmir'de büyük bir kapasite olduğunu biliyorum. Sünni dölleme, aşı gibi hayvancılığın denetim ıslahıyla ilgili tüm girdilerin ve teknolojilerin geliştirildiği bir merkez olabilir İzmir. Türkiye'de öncü bir il olur. Böyle bir kapasitesi var ve İzmirli gerek damızlık sığır yetiştiriciliği birliği, gerek ziraat odaları, gerek koyun keçi yetiştiricileri birliği, özel firmaların hepsini bu alanda çok daha yoğun bir biçimde çalışmaya ve İzmir'i hayvancılık ıslah merkezi haline ve ürün ihraç edecek bir merkez haline getirme üzerine çalışmalarını öneriyorum. Çünkü burada bu birikim var. Sadece Türkiye'ye değil, bölge ülkelerine de teknoloji transferi çok rahatlıkla yapılabilir. Damızlık üretin. Burada çok başarılı kooperatif örnekleri var. Bunu da destekleyeceğimizi ifade etmek istiyorum." Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye'de miras yoluyla bölünen araziler nedeniyle Türkiye'nin sürdürülebilir, verimli ve etkin tarımsal üretim gerçekleştiremeyeceğine dikkat çekti ve konuyla ilgili hazırlanan yasa tasarısının TBMM gündeminde olduğunu ve yasalaşmasını beklediklerini açıkladı.

"ZEYTİN AĞACI SAYISI 99 MİLYONDAN 160 MİLYONUN ÜZERİNE ÇIKTI"

Bakan Eker, zeytin ağacı sayısının arttırılmasıyla ilgili çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Türkiye'nin zeytin ağacı sayısının 99 milyondan 160 milyonun üzerine çıktığını söyleyen Bakan Eker, sözlerini şöyle sürdürdü "Zeytinde göreve geldiğimizde AB ülkelerinin durumunu ve dünyanın durumunu dikkate aldık. AB üyesi olduğunuz zaman zeytin ağacı sayınızı sayıyorlar, sonra kotaya tabisiniz diyorlar. Hedef koyalım, üye olmayı umduğumuz tarihe kadar zeytin ağacı dikip bir ağaç sayısına ulaşalım, ondan sonra kota olacaksa olsun. İspanya'nın ağaç sayısı, 170 milyon ağaçtı. 170 milyonu yakalayalım. O tarihte 99 milyondu ağaç sayımız. Bugün 160 milyonun üzerindeyiz."

TÜRKİYE KÜLTÜR BALIKÇILIĞINDA DA YÜKSELİŞTE

Konuşmasında kültür balıkçılığına da değinen Bakan Eker, Türkiye'de kültür balıkçılığı üretiminin 60 bin tondan 190 bin tona çıktığına vurgu yaparak, dünyada da kültür balıkçılığı üretiminin sığır eti üretimini aştığına dikkat çekti. Bakan Eker, şunları söyledi: "60 bin tondan 190 bin tona çıkardık kültür balıkçılığı üretimini. En önemli sektörlerden birisi. Bugün bir uluslararası kuruluştan bir bilgi aldım, internet aracılığıyla. 2012 yılında dünya kültür balıkçılığı üretim miktarı dünyadaki sığır eti üretim miktarını aşar. 63 milyon tona ulaşmış. Et 61 milyon ton. Yani bir trend var. Dünyada 63 milyon ton bir yılda, kültür balıkçılığından balık elde ediliyor. Ama tüm dünyada üretilen sığır eti miktarı 61 milyon ton. Biz, tabi Türkiye'de birçok konu buna benzer mukayeseler yapılır zaman zaman. Ama sonuçta herkes bir pencere önünde oturuyor. Ve çerçevenin içinde ne görüyorsa onu söylüyor. Biz tabi Türkiye'nin penceresinden bakmak zorundayız. Türkiye'nin penceresi en geniş pencere. Turizm sektörüyle kültür balıkçılığını birbirine rakip değil tamamlayıcı olarak görmek lazım."

Tarım Bakanı Mehdi Eker, İzmir'deki EİB, EBSO, İTB ve İTO temsilcilerine birer plaket verdi. Temsilciler de Bakan Eker’e plaket veri. İzmirli kadın çiftçilerin, poşu hediye ettiği Bakan Eker, kadınları ziraat odalarında daha fazla görmek istediklerini söyleyerek, "Tarıma kadın eli değsin" dedi.

(FOTOĞRAFLAR: MEHMET ÖZDOĞRU)