İzmir Valisi: Böyle devam etmez

Utku BOLULU/ DHA-

İzmir Valisi Mustafa Toprak, İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin Gezi Parkı protestoları sırasında Kordon’da genç kızların saçlarında çeken 2 polisi açığa aldığını, eli sopalı polislerle ilgili soruşturmanın sürdüğünü açıkladı. Vali Toprak, yanlış yapanların kamu görevlisi veya olaylarda şiddet gösterenlere göz yumulmasının mümkün olmadığın belirterek Kordon’da kurulan çadırların da bugünden itibaren bir an önce sökülmesi çağrısı yaptı.

Vali Mustafa Toprak, göreve başlamasının üçüncü haftasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu ziyaret etti. Toprak, gazetecilerin İstanbul Taksim'deki Gezi Parkı protestolarına destek için İzmir’de yapılan eylemlerle ilgili sorularını yanıtladı. Toprak, İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin Kordon’da genç kızların saçını çekerken görüntüleri yayınlanan iki polisin açığa alındığını, eli sopalı polisler ve diğer şikayet konularıyla ilgili soruşturma sürdüğünü söyledi. Vali Toprak, şöyle dedi: "O görüntülere konu olan iki polis açığa alındı. Bunun dışındaki olaylarla ilgili kamera, video, görüntü, bilgi, basında çıkan haberlerde geçen veya şikayet olmuş konularla ilgili müfettiş incelemesi sürüyor."

"BÖYLE SÜRMESİ MÜMKÜN DEĞİL"

Demokratik hakkın yasalar ölçüsünde, kullanılması gerektiğini belirten Vali Mustafa Toprak, şöyle konuştu: "Nasıl bir demokratik hakkın kullanılmasına biz kendi fikrimizi beyan ederken bir sınırlama olmayacaksa, o beyan edenler de o ölçüdeki hareketlerini kanununu öngördüğü sınırları içinde yapmak durumda. Çünkü, ayağımızı fazla uzattığımızda başkalarının özgürlük alanların girmiş olabiliyoruz.

Bu gösteriler ve sonrasında oluşan eylemler nedeniyle esnaf ve ticarethane sahiplerinin ciddi manada rahatsızlıkları var. Bize günlük hasılatlarının düştüğünü, müşterilerinin azaldığını söylediler. İnsanların ayakları olay olacak endişesiyle geri kaçıyor. İzmir’de demokratik hakkın kullanımı konusunda demokratik meşru sınırları içinde problem yok. Ama belli bir nokta dışına taştığında, başkaların hak hukuk özgürlük alanlarına müdahale etmiş oluruz.

Bizim görevimiz kanuni sınırlar içinde bize verilmiş görevdir. Dolayısıyla Gündoğdu Meydanı'nda insanlar toplanıyor, demokratik tepkilerini koyuyorlar eyvallah. Ama onun sonrasında kalıcı bir şekilde farklı grupların farklı görüntülerle çadırlar içinde orayı bir otele dönüştürecek şekilde yanlış görüntü vermesi tabii ki İzmirlileri rahatsız ediyor. Çünkü oraya gidecekler gidemiyor. Esnaf kendi açısından gelir noktasında sıkıntılı olduğunu beyan ediyor. Bu konuda talepler geliyor. Oradaki gruplar tepkilerini vermiş, demokratik söylemlerini ortaya koymuştur.

O çadırların artık bir an önce kendileri tarafından sökülmesi gerekiyor. Meydanda demokratik tepkiye karşı çıkan yok. Ama orası kalıcı bir ortam haline getirilemez. Bunun bilinmesi lazım. Arkadaşlar görüşecek. Kavga gürültü olmadan olsun. İzmir sükuneti, huzuru bozulmadan o görüntülerden, çadırlardan kurtulması gerekiyor. İyi niyetle bakıyoruz. Bunun böyle olması gerekiyor."

Kordon’da Gündoğdu’nun ortak yaşam alanlı olduğunu belirten Vali Toprak, herkesin oradan yararlanması gerektiğini, turistlerin rahatça gezebilmesine fırsat sağlanmasına ihtiyaç olduğunu söyledi.

Vali Toprak, turizm sezonun başladığına dikkat çekerken farklı görüntülerin farklı algılanıp bakış açısı getirilmesiyle 1 kruvaziyer gemisinin, 1 toplantı iptalinin bile İzmir aleyhine olacağını açıkladı. Vali Toprak, şöyle konuştu:

"Bu olayların birbirine bağlı yürüdüğünü düşünerek olumlu sonuçlar almak mümkün olmuyor. Yanlış bir algıdan dolayı bir şirketin, kruvaziyer gemisinin veya turist kafilesinin geziyi iptal etmesi karşılığında her şeyin normal olduğunu anlatmak 3- 6 ay zaman alıyor. Bu nedenle beyamahal çadırların ortadan kaldırılması gerekiyor. Demokratik tepkilerini ortaya koydukların söyleyenler açısında tepki yeterince ortaya konmuştur.

Ama insanların oradan gelip- geçmesine mani olacak veya farklı algılamalar olacak şekilde, İzmirliler'in demokratik tepkisini yanlış noktalara yorumlayacak şekilde bakış açısını ortaya koymak İzmirliler'in de istemeyeceği bir şey. Demokratik hakkın kullanımı ayrı, demokratik hakkın kullanımı sonrasında bir takım kavga görüntülerinin ortaya konması ayrı bir hadisedir. İzmirliler'e bunun birbirinden ayrılması noktasına destek verdikleri için teşekkür ederim. O görüntülerin kalkması gerekir. Turizm, ticaret, liman işletmeciliğinde oluşabilecek önyargılar nedeniyle bu manada olabilecek gelir kaybının şirket, kurum bazında hepimizi rahatsız eder. Bunların olmaması gerekiyor. Oradaki o gruplar biran önce çadırları, hemen bugün itibariyle söküp götürsünler. Bunun bu şekilde sürdürülmesi de mümkün değildir."

ELİ SOPALI POLİSLER

Vali Mustafa Toprak, olaylar sırasında kentte oluşan zararlarla ilgili araştırma ve soruşturmanın sürdüğünü, her şeyi kanıtlar çerçevesinde ortaya koyduklarını söyledi. Cam çerçeve indirme, kırma, dökme, huzuru kaçırmayla ilgili görüntülerin izlendiğini, zaman içinde gereğinin yapılacağını belirten Toprak, "Hiç kimsenin yanına yanlışın kalması mülkün değil. İster kamu görevlisi olsun, ister o olaylarda şiddet gösterisi içine giren, vatandaşın malını, kamunu ortak alanlarında her türlü donanımı kıranlar için söylüyorum. İzmir’in huzuru önemli. Ama demokratik tepkinin kullanılması ayrı; şiddette başvurmak ayrı bir şey. Şiddettin, küfürden, kem söz ve yanlış anlaşılabilecek sözlerden kaçınarak demokratik tepkinin konulması esastır. Yoksa bir taraftan yaparken öbür taraftan yıkıma gidersek bunun anlamı yoktur" dedi.

AK Parti Karşıyaka ve Çiğli İlçe binalarına saldıranların yakalandığını belirten Vali Toprak, Karşıyaka ilçe binasıyla ilgili iki kişinin mahkeme tarafından tutuklandığını, Çiğli binasına saldıranların ise serbest kaldığını söyledi.

Eli sopalı polislerle ilgili de açıklama yapan Vali Toprak bu konuda önce basındaki bazı haberlerden yakındı. Toprak, "Gazete manşetlerine baktığımıza bunu benim yanıma gelip bilgi alanların onu hiç olmamış gibi göstererek hala ilk ifade üzerinden söylemlerini geliştirdiklerini görmekten üzüntü duyuyorum. Dedik ki; bunu kabul etmek mümkün değildir. Devlet otoritesi olarak kabul etmek mümkün değildir. Hukuk normları açısından kabul etmek mümkün değildir. Vicdan taşıyan insan olarak kabul etmek mümkün değildir. Bir fiil vardı gereği yapıldı. Onun dışındaki hususlara ilgili müfettiş incelemesi devam ediyor. Benim görevim İçişleri Bakanlığı müfettişlerini çağırmak, tatbikata konu etmek. Çağırdık. Tahkikat başladı. Müfettişlerin işini ben yapmıyorum gibi bir yaklaşımda bulunmak yanlıştır" dedi.