Hülya Koçyiğit'i tehdit etmeye utanmıyor musunuz?

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Gaziantep'te düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada,  “Kendi sağlığını halkına feda eden, mesai kavramı 24 saat olan, çok az uyuyan, böyle bir Başbakanı ihanetle suçlamak, hainlikle suçlamayı millette affetmez Allah da affetmez'' dedi.

Türkiye'nin ayaklarında pranga olan, gencecik insanların hayatlarını kaybetmesine yol açan, anaların gözyaşlarının sel olmasına yol açan ve milyar dolar kaynaklar heba eden  terör diye bir belası olduğunu dile getiren Çelik şöyle konuştu:

'' Geçenlerde biliyorsunuz Gaziantep’te bir bomba patlamasıyla masum insanlar hayatlarını kaybetti, kundaktaki bebekler hayatlarını kaybetti. Bakın iktidara geldiğimiz günden beri, bu memleketin dağlarında, bu memleketin yollarında veya memleketin sınırlarında Türkiye’ye saldırmaya hazırlanan bir terör grubu varsa, bu terör grubuna karşı silahlı mücadele devam etti, ediyor ve edecek. Teröre çiçek, buket vererek, kimse karşılık vermez. Fakat biz diyoruz ki, bu işi sonlandıralım. Kinler, nefretler ve öç duygusu büyütülmesin, sevgileri büyütelim. Biz iktidara geldiğimiz günden beri, bu mesele, sadece polisiye ve askeriye bir meseledir, onlar vursun biz vuralım demedik. Bir kere bu memlekette gönlü kırık olan bütün insanların, gönüllerini okşamamız o gönül yarasını gidermemiz gerekiyor."

Yıllar yılı bu memlekette yanlış politikalar uygulandığını anlatan Çelik, şunları söyledi: "Bunları elimizin tersi ile kenara ittik ve dedik ki bu memleketteki 76 milyon insan Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşıdır, hür ve eşit vatandaştır, biz yönetim olarak hepsine eşit mesafedeyiz, hepsi bizim kardeşimizdir ve hepsinin başımızın üzerinde yeri var. Bizim anlayışımız budur. Teröre ve teröristlere en ufak bir taviz vermeden, biz bu ülkede her düşüncenin, her farklı görüş sahibinin kendi görüşlerini demokratik yollarla ifade etmesi için Türkiye’de bir zemin oluşturduk. Söyleyecek sözün mü var, kan dökerek, insanın canını alarak, kendi canını vererek, kendi kanını döktürerek bunu yapma. Medeni insanlar oturup konuşur."

Türkiye’de bu ortamı oluşturduklarını anlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dört aydan beri şehit cenazeleri gelmedi birileri rahatsız olmaya başladı. Birileri şehitlerin kanı üzerinden politika yapamıyor diye rahatsız oluyor. Bakın şehit aileleri ile görüşüyoruz. Şehit anası diyor ki, iradesiyle, bir başkası tahrik etmeden şehit anası, şehit babası diyor ki, ‘bizim ocağımıza ateş düştü, bizim yüreğimize evlat acısı düştü, başkasının ocağına ateş düşmesin’ diyor. Ama sen diyorsan ki ‘hayır, bu ateş her eve düşsün’ diyorsan sen o zaman canavarsın. Başkasının çocuklarının kanı üzerinden ideolojik hesap yapanları millett affetmez, Allah’ta affetmez. Yapmaya çalıştığımız, gerçekleştirmeye çalıştığımız şey budur. Bakın merhum Türkeş’in sağlığındaki Türkiye’deki karizmasına rağmen MHP 12 Eylül’den önce en fazla yüzde 6,7 oy aldı. Sonra 1990’lı yıllarda HMP niye oylarını atırdı ve yüzde 18’e çıktı. Ne kadar şehit cenazesi geldi ise, terör ne zaman azdıysa bu MHP’nin işine yaradı. Onun için MHP terörün bitmesinden rahatsız oluyor, kanın durmasından rahatsız oluyor, şehit cenazelerinin gelmemesinden rahatsız oluyor.”

HÜLYA KOÇYİĞİT'İ TEHDİT ETMEYE UTANMIYOR MUSUNUZ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin akil insanlara tehditler savurduğunu ifade eden Çelik, sözlerine şöyle devam etti: “Bakın akil insanları tehdit ediyorlar. Akil insanlar bu işten para almıyorlar, akil insanlar bu işten menfaat beklemiyorlar, akil insanlar bu işten bir şöhret, bir ün elde etmeyi beklemiyorlar. Bunlar zaten ünlü insanlardır. Orhan Gencebay’ın Yılmaz Erdoğan’ın üne ihtiyacımı var, Kadir İnanır’ın böyle bir şeye ihtiyacımı var. Şimdi bu insanları, Devlet Bahçeli utanmadan ve sıkılmadan İzmir’deki mitingde tehdit ediyor. Siz nasıl bu insanları tehdit edersiniz, bu ne magandalıktır. Böyle bir şey olabilir mi? 63 kişi bir Türkiye fotoğrafıdır. SizHülya Koçyiğit gibi bir insanı tehdit etmeye utanmıyor musunuz? sıkılmıyor musunuz? bir kadını tehdit etmeye utanmıyor musunuz? Böyle bir şey olur mu hiç”