Bozdağ’dan sosyal medya açıklaması

   Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, sosyal medyada yapılacak olan düzenlemeyle ilgili olarak, "Yasaklama gibi bir şey kesinlikle söz konusu değildir" dedi. Amacın sosyal medyanın belli kurallara bağlanması olduğuna vurgu yapan Bozdağ, "Bu alandaki suç ve cezalarla ilgili mevzuatımızda yer alan hükümlerden yetersizlikler varsa, bunu cezaların caydırıcılığı ilkesi çerçevesinde yeniden gözden geçirmekten ibaret olacaktır" diye konuştu.

  Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar’ı kabulünün ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bozdağ, sosyal medya ile ilgili yeni düzenlemeye ilişkin bir soru üzerine değerlendirmelerde bulundu. Sosyal medyanın özellikle son olaylarda yalan ve iftiranın devreye sokulduğu bir alan haline geldiğini, adeta bir silah haline dönüştürüldüğünü kaydeden Bozdağ, "Onun için sosyal medyanın böyle şuursuzca ve pervasızca, insanları birbirine düşürecek şekilde kullanılması hususunda elbette bizim düşünmemiz lazım. Bütün uluslararası toplumun düşünmesi lazım. Şunu bilmek lazım ki, iftira ister Twitter’dan, ister Facebook’tan, isterse haber sitelerinden, ister televizyondan, isterse meydanda yapılsın, nerede yapılırsa yapılsın bizim hukukumuza göre suçtur.

  Hakaret nerede yapılırsa yapılsın, bizim hukukumuza göre suçtur. Suçu ve suçluyu övme hangi vasıtayla yapılırsa yapılsın bizim hukukumuza göre suçtur" diye konuştu. Sosyal medyada suç işleyenlere karşı emniyet güçlerinin cumhuriyet savcılıklarının talimatları doğrultusunda süreci yürüttüklerini anlatan Bozdağ, "Bunlarla alakalı işlemlerin hepsi yapılacaktır. O sitelerden yalan haberleri, iftiraları yayanlarla ilgili gereken adli tahkikat yapılıyor. Bundan sonra da yapılmaya devam edecektir. Vuran, kıran, yakan, yıkanlarla ilgili de yine gereken soruşturmalar devam ediyor, devam edecektir" şeklinde konuştu. Bozdağ şöyle konuştu: "Bu Twitter’ın veya Facebook’un veya başka şekilde sanal medyanın yasaklanması değildir. Yasaklama gibi bir şey kesinlikle söz konusu değildir.

  Ama bu alanın kurallara bağlanması, bu alanda suç işleme özgürlüğünün olmadığının herkes tarafından bilinmesi ve bu alandaki suç ve cezalarla ilgili mevzuatımızda yer alan hükümlerden yetersizlikler varsa, bunu cezaların caydırıcılığı ilkesi çerçevesinde yeniden gözden geçirmekten ibaret olacaktır. Bu alanda sahte hesaplarla kişilerin hesap açmasının da önüne geçilecektir. Yani birisi orada hesap açıyorsa, o hesabı açanın o kişi olduğunu herkes bilecek. Bu alanın doğru kullanılmasını temin için bir takım düzenleme çalışmaları vardır. Bunlar zamanı gelince kamuoyuyla paylaşılacaktır. Hem Türkiye’de hem uluslararası alanlarda bu konuda alınmış tedbirler nelerdir, bunların incelemesi yapılarak gereken yapılacaktır."

"ALMANYA’DAKİ TÜRKLER MERKEL’İN AÇIKLAMALARINA BİR DEĞERLENDİRME YAPACAKTIR"

  Bekir Bozdağ, bir gazetecinin "Almanya Başbakan Merkel, seçim vaadi olarak ’Türkiyesiz bir AB’ vaadetti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, "AB üyesi ülkeler Türkiye’ye karşı dürüst davranmalıdır. Bugüne kadar maalesef Türkiye’ye karşı verdikleri sözler konusunda dürüst davranmadılar. Biz kendi üzerimize düşen mükellefiyetlerin her birini eksiksiz yerine getirmemize rağmen orada her defasında başka bir takım bahanelerle Türkiye’nin önüne engeller çıkarıldı" dedi. "Sayın Merkel’in yaptığı bu açıklama, iktidar olması hasebiyle sadece iç politikaya dönük bir yatırım olarak da değerlendirilemez" diyen Bozdağ, "Çünkü şuanda Başbakan’dır, aynı zamanda Genel Başkan’dır. Hem Başbakan, hem Genel Başkan sıfatıyla konuşmaktadır. Sayın Merkel’in bu görüşleri bize göre yeni görüşler değildir. Daha önce de bildiğimiz görüşleridir. Bu açıdan bizim için şaşırtıcı olmamıştır.

  Türkiye’yi görmediğini söylüyor ama Almanya’da da epey, orada da Türkler var. Onlar da herhalde bu konuda Sayın Merkel’in bu açıklamaları karşısında onlar da bir değerlendirme yapacaklardır" diye konuştu. Merkel’e Neo-Nazi cinayetlerini hatırlatan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Almanya’da işlenen Neo-Nazi cinayetlerinde hayatını kaybeden 8 Türk vatandaşı, 2 tane de diğer insan olduğu zaman aileleri, anaları, babaları, kardeşleri, eşleri katil olarak suçlayıp aradan 10 sene geçtikten sonra katillerin Neo-Naziler olduğunun ortaya çıkması da işin doğrusu beni korkutuyor.

  Yani bu kadar gerçekleri görmeyen veya bu kadar gerçeklerin üzerini örten bir demokratik yapı, bir hukuk devleti yapısı o da bizi rahatsız ediyor. Bir yandan bakıyorsunuz 10 kişiyi öldüren kişinin yargılanmasında kelepçe yok, adeta manken gibi gösteri yapması temin edilirken; öte yandan yargılananlar Türk olduğu zaman Berlin mahkemesinde cam kafes içerisinde mahkemeye çıkarılıyorlar. Bu gördüğüm manzara da işin doğrusu insan hakları adına, hukuk devleti adına, demokrasi adına o da beni korkutuyor. Almanya’daki insan haklarının, demokrasinin, hukuk devletinin standardı nedir, onu bir düşünmeleri lazım. Ben çok net söylüyorum; Türkiye’deki insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü konusunda gelinen mesafe AB ülkelerinin çoğundan iyi bir noktadadır. Bundan benim hiç şüphem yoktur."

HAC KONTENJANLARI

  Bozdağ, bir soru üzerine hac kontenjanlarının bu yıl ne kadar olacağı konusuna da değindi. Kabe’de devam eden genişletme çalışmalarının hala devam ettiğini söyleyen Bekir Bozdağ, "Bu çerçevede bütün hacı gönderen ülkelere hacı sayısının yüzde 20 oranında azaltılması konusunda bir karar aldılar. Bu kararları ilgili ülkelere bildirdiler. Biz gerek Sayın Başbakanımız, gerek Sayın Cumhurbaşkanımız, gerek Diyanet İşleri Başkanımız, gerek biz, gerek Dışişleri Bakanımız hep beraber bu kararın değiştirilmesi konusunda, en azından bu sene uygulanmaması konusunda bir çalışmayı da yürütüyoruz. Umarız ki bu çalışma olumlu neticeler verir" şeklinde konuştu.

  Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’ye ziyaret gerçekleştiren Suudi Arabistan Prensi’ne bu konuyu aktardığını belirten Bozdağ, "Onlar da bu konuyu bir kez daha değerlendireceklerini söylediler. Oradan gelen son cevaba göre bakacağız. Eğer cevap olumlu olursa şuanda kurada ismi çıkan kardeşlerimiz hac ibadetlerini yapma imkanı bulacaklardır. Şu an girişimlerimiz devam ediyor, netice almazsak bu yüzde 20 oranında azaltma zorunluluktan dolayı kaynaklanacak. Diyanet İşleri Başkanlığı belirleyecektir. Ona dair bir karar büyük bir ihtimalle kurayla olabilir. Ama kararı Diyanet İşleri Başkanı verecektir" diye konuştu.

"PKK’NIN ÇEKİLME SÜRECİ DEVAM EDİYOR"

  Bir gazetecinin terör örgütü PKK’nın çekilmesinin durup durmadığını sorarak, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarını hatırlatması üzerine Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, şunları kaydetti: "Terör örgütü mensuplarının Türkiye topraklarının dışına çıkmalarına ilişkin süreç devam ediyor. Tabi bu sürecin bitmesi son derece önemli ama devam etmekte. Tabi çözüm süreciyle, yapılacaklarla alakalı Türkiye’de pek çok değerlendirme yapılıyor. Bundan sonrada yapılacaktır.

  Biz hep şunu söyledik; biz demokrasinin standartlarını yükseltme, insan hak ve hürriyetleri konusunda daha ileriye adımlar atma, hukukun üstünlüğünü tesis etme konusunda bu güne kadar çok iyi adımlar attık. Bundan sonra da bu alanları genişletip bu adımları atmaya devam edeceğiz. Bu sürecin içerisinde olsun olmasın, Türkiye’nin demokrasisini daha ileriye taşıma noktasında kararımız çok açıktır. Bu süreçle ilgili de bütün işlerin olup bittiği veya biteceği şeklinde değerlendirmesi de yanlış olur. Bu süreç devam eden süreçtir. Bu süreç içerisinde pek çok hadise olacaktır. Ama umarız ki çalışmalar konusunda terörün tamamen bittiği noktayla neticelenir."