Gözdeki "sarı nokta" tarih oluyor

   Dünyada bir yıldır uygulanan göz içine prizmatik, teleskopik lens implantasyonu yöntemi, Türkiye’de ilk kez Profesör Doktor Tansu Erakgün tarafından uygulandı. Prof.Dr. Erakgün’ün yöntemi uyguladığı krimonolog ve İngiliz Dili Edebiyatı Uzmanı Tansu Şenol, yeniden görmenin mutluluğunu doktoruna, “Çok mutlu oldum, hayatımı geri verdi bana” sözleriyle özetledi.

  Prof. Dr. Tansu Erakgün, yöntemin halk arasında Sarı Nokta diye bilinen görme yetisinin tamamen ya da kısmen yitirildiği durumların dışında, aynı zamanda 10-20’li yaşlar arasında görülen Ştargat adlı genetik hastalıkla gece körlüğü hastalığında da kullanıldığını söyledi. Erakgün, teleskopik göz içi lenslerin tüm dünyada yaklaşık bir yıldır uygulanan bir yöntem olduğunu belirterek "Özellikle ABD’de ve Avrupa’nın belli merkezlerinde yaygın olarak giderek kullanımı artan bir uygulamadır. Türkiye’de ise hastane bazında ilk merkeziz diyebilirim” dedi.

"KATARAKT AMELİYATINDAN FARKSIZ"

  Prof. Erakgün, yöntemin nasıl çalıştığını şöyle anlattı: “Bu yöntemimizin adı göz içi prizmatik, teleskopik les implantasyonu. Yani gözün içerisine bildiğimiz teleskopik merceklerin bir minyatürize edilmiş halini, şeklini gözün içine yerleştiriyoruz. Bu, katarakt ameliyatından farksız. Ancak gözün içine konulan mercekler farklı. İki mercek koymaktayız gözün içerisine. Bir tanesi çok yüksek eksi değerde, bir tanesi de çok yüksek artı değerde mercekten oluşmakta bu sistemler. Bir Galile teleskopu denilen yöntemle çalışmaktadır.

   Bu hastalıkta normalde göz içine enjeksiyonlar, yani bir takım ilaçların verilmesiyle bu hastalığın belli aşamaları tedavi edilmektedir. Ya da bazı lazer müdahalesiyle bu hastalık belli aşamalara kadar tedavi edilebilmektedir. Ancak tüm çareler tükendiğinde, bir merkezi körlükle sonuçlanmaktadır. Hasta bu durumda karşısındaki insanın yüzünü göremez,sadece çevresel görmesi vardır, gazete okuyamaz, televizyon izleyemez, karşısındakinin yüzünü tanıyamaz.”

’’YÖNTEM SARI NOKTA DIŞINDA DA KULLANILIYOR’’

  Prof. Dr. Erakgün, yöntemi sarı nokta dışında kullanılabileceği durumlar hakkında da şu bilgileri verdi: “Sarı nokta hastalığı bu yöntemin en sık kullanılan endikasyonu olsa da, görme merkezinin doğuştan hasarlı olduğu durumlarda kullanılabilmektedir. Mesela ştargat hastalığı; onlu yaşlarda başlayıp yirmili yaşlara kadar görme merkezinde harabiyet yaratan genetik hastalıktır. Yine gece körlüğünün bazı türlerinde, görme merkezinin etkilendiği durumlarda yine bu yöntem yeni bir görme merkezi oluşturarak, yani yeni bir sarı nokta oluşturularak fonksiyon görme yaratmaktadır. Yine görme merkezinin çeşitli darbelerle zedelendiği durumlarda, yani bu iğne batması olabilir ya da başka sebepten dolayı görme merkezinin hasarlandığı durumlarda kullanılan bir yöntemdir.”

HASTAYA BU YÖNTEMİ BAŞARIYLA UYGULADIK

  Prof. Erakgün, yöntemi uyguladığı hastası Tansu Şenol’ün de sarı nokta hastalığından muzdarip olduğunu, tüm yöntemlere karşın görme yetisini kaybettiğini dile getirdi. Prof. Erakgün şöyle konuştu: “Hastamız sarı nokta hastalığının kanamalı tipinde olan bir hasta idi. İlerlemiş bir sarı nokta hastalığı mevcuttu. Uzun süre gözüne tedavi uygulandı. Göz içi enjeksiyonları, iğneler ve bir takım başka tedavilerin ardından hastaya artık herhangi bir bu hastalığın çaresi olmadığı, bu şekilde hayatını idame ettirmek zorunda olduğu söylenmiş idi. Bu yöntem geliştikten sonra bu hastamıza yaptığımız muayenede yönteme uygun olduğunu anladık ve görmesinin deneme muayenesinde hastanın görmesini tespit ettikten sonra bu yöntemi uygulamaya karar verdik.”

’’HAYATIMI GERİ VERDİ BANA’’

  Yeniden yaşama döndüğünü belirten hasta Tansu Şenol da, yavaş yavaş 12-13 yıldır gözünü kaybettiğini belirterek şunları söyledi: "Bir daha da bulamayacağımı düşünüyordum. Yaşam kalitem çok düştü, okuyamaz oldum, öyle bir oldum ki tüm kitaplarımı aldım bir kütüphaneye, çünkü okuyamayacağım, bağışladım. Bilgisayarımı bir öğrenciye verdim. Ve sürekli eşimle yapışık kardeşler gibi gezmeye başladım. Hiçbir zaman ümidimi kaybetmedim ama.Tedavi oldum. Yapılacak her şeyi yaptık.Marsta yaşıyormuş gibi size bakıyorum yani. Biraz dumanlı şu an. Ama katarak ameliyatından sonra bir ay sonra gözlük reçetesi veriliyor. Doktorumun dediklerini yapacağım, ona çok inanıyorum. Çok mutlu oldum, yani hayatımı geri verdi bana.”