Eski kayınpederine karşı polis koruması

   Karşıyaka'da oturan endüstri mühendisi Mete Mert, geçen yıl boşandığı bir çocuk annesi eşi B.A.'nın babası M.Ü.A.’ya karşı kendisini ölümle tehdit ettiği iddiasıyla, 3 ay polis koruması aldı. Mete Mert, ayrıca 4 yaşındaki çocuğu B.M.'nin velayetini de almak için hukuk savaşına başladı.

  Mete Mert ile B.A., 8 yıl önce evlendi. Bu evliliklerinden 2009 yılında B.M. adını verdikledri erkek çocuğu dünyaya geldi. Genç kadın, 3 Ağustos 2011'de iddiaya göre eşi Mete Mert'in 'Kusurlu davranışları, aşağılayacı ve rencide edici söylemleri, psikolojik ve fiziki şiddet uygulası ve ailesinin müşterek hayata müdahalelerde bulunduğunu', bu nedenle evlilik birliğinin temelden sarsıldığını öne sürerek Karşıyaka 2'nci Aile Mahkemesi'nde boşanma davası açtı. Mete Mert, avukatı aracılığıyla verdiği yanıtta, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle eşinin açtığı boşanma davasının reddine karar verilmesini istedi.

  Hakim Turgay Tokay, davalı Mete Mert'in eşine şiddet uyguladığını ve bunun raporlarla da tespit edildiğini, ağır kusurlu olduğunu belirtip, 28 Eylül 2012 yılında yapılan son duruşmada, B.A.'ya 1000 TL manevi tazminat ile ortak çocukları B.M.'ye 500 TL tedbir ve iştirak nafakası bağlanmasına ve velayetinin anneye verilmesine karar verip çifti boşadı. Boşanma davası ardından, mahkemenin çocuğunu görmesi için verdiği günlerde, icra görevlileri ile birlikte gittiğini ancak, eski eşinin birlikte yaşadığı babası M.Ü.A.'nın çocuğunu göstermemek için türlü yollara başvurduğunu ve kendisini ölümle tehdit ettiğini iddia edip, oturduğu semtteki karakol amirliğine başvuran Mert için kaymakamlık oluruyla 3 ay koruma kararı verildi. Mert, boşanmadan önce kayınpederinin parkta oğlunu kucağından alıp eve kaçtığını ve yaklaşık 1.5 ay oğlunu göstermediklerini, daha sonra eşinin boşanma davası açtığını öğrendiğini belirterek, şöyle dedi: "Bizi barıştırmak amacıyla eşimle görüşen komşu ve dostlarımız eşimin adeta bir robot gibi babasının otoritesine girdiğini ve Nuh deyip peygamber demediğini söylediler.

  İşin kötü yanı çocuğuma düşkünlüğümü ve onun bana düşkünlüğünü bildiği halde oğlumuzu da sadece mahkemenin verdiği sürelerde görebileceğim ve diğer zamanlar göremeyeceğimi belirtiyordu. Avukatlarımızn huzurunda uzlaşma amaçlı görüşmemizde bile ortaya çıkmıştı ki eşim ve ailesinin derdi benimle boşanmak değil bana acı çektirmek, çocuğumla ilişkimi koparmaktı." Mahkemeye başvurarak çocuğuyla görüşme sürelerinin arttırılamasını istediğini ve mahkeme uzmanlarının incelemesine istinaden hakimin oğluyla görüş sürelerini ayda 2 kez ancak, bu kez cumartesi günü saat 10.00'dan pazar günü saat 17.00'ye kadar olarak yatılı iki gün vermek suretiyle arttırıldığını anlatan Mert, şöyle konuştu: "Ancak, bu eşimi ve ailesini çok sinirlendirdi.

  Çünkü onlara kalsa çocuğumla hiç görüşmemem gerekiyordu. Bu, oğlumu her almaya gidişimde, eşim çalıştığı için babası, annesi ve kızkardeşi tarafından bana söyleniyor, beni kışkırtmak ve psikolojimi baskılamak için kullanılıyordu" diye konuştu. Mert, eski kayınpederinin tehditlerinin yoğunlaşması üzerine Bostanlı Polis Merkezi'ne şikayette bulunduğunu ve 3 ay süre için kendisinin koruma altına alındığını anlattı. Çocuğuma, 'Ebeveyne yabancılastırma sendorumu'nun yaşatıldığını savunan Mert, "Bu sendromla mücadele eden Boşanmıs Babalar Platformu ile iletişime gecerek bu konulara dikkat çekme çalışmalarına katıldım. Durumu Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığı'na şikayette bulundum. Tek derdim, oğumun saglıklı gelişimi ve mutluluğu. Velayetini geri almak için sonuna kadar hukuk mücadelemi sürdüreceğim" dedi.