Elinde satırla hücum eden niçin bırakıldı...

 

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu’nun ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Arınç, bir gazetecinin "Türkiye’nin diplomatik olarak bir yaptırım uygulama konusunda bir kararlığı var mı?" şeklindeki soru üzerine, "Mısır’da olan bitenlere karşı ilkeli ve ahlaki tavrımızı devam ettireceğiz. Bunu bütün dünyaya ilan ediyoruz. Mısır’da yönetime geldiğini zannedenlere de bunu yüksek sesle söylüyoruz" diye konuştu.
Mısır’da demokrasinin gereklerinin ifa edilmesi konusundaki açıklamaları sürdüreceklerini ifade eden Arınç, "İnancımız itibariyle, tarihimiz itibariyle, coğrafyamız itibariyle geçmişten bu yana yaşadığımız ortak değerler itibariyle Türkiye ve Mısır birbirinin ayrılmaz parçasıdır. Bu ilkeden hareket etmek ve Mısır halkı ile dayanışmamızı sürdürmek, Mısır’ın meşru ve seçilmiş Cumhurbaşkanı ve hükümetleriyle dayanışmamızı sürdürmek bizim gayretlerimizin içerisindedir" şeklinde konuştu.
Mısır’da flu bir durum olduğunu, bu sebepten dolayı Mısır’daki darbe hükümetine karşı bir yaptırım uygulanmasının söz konusu olmadığını söyleyen Arınç, konuyla ilgili olarak şunları kaydetti:
"Şüphesiz orada flu bir durum var. Bir; anayasa mahkemesi başkanıyken Cumhurbaşkanı yetkileriyle donatılan kişinin durumu. ikincisi; Başbakan olarak atandığı ifade edilen ama geç saatlerde vazgeçildiği söylenen Bareday ve ondan sonra geldiği ifade edilen kişinin durumunun da netleşmemesi. Üçüncüsü; bu açıklamalar yapılırken Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı’nın koltuklarda oturan kişiler arasında da bölünme ve parçalanmanın olması. Bildiğiniz gibi Selefiler’in Nur Partisi’nin ileri gelenleri de özellikle bu sabah yaşanan olaylardan sonra darbecilerle birlikte olmaktan ayrıldıklarını ve buna karşı olduklarını ifade etmişlerdir.
Yine Selefiler’le birlikte diğer koalisyon ortakları da tutuklamaların gözaltıların derhal kaldırılmasını, seçimlere biran evvel gidilmesini talep etmektedirler. Ve bu toplantılar eğer miting olarak halkın kitlesel olarak katıldığı büyük toplantılara dikkat edilirse bunların sayılarının 1 milyonu aştığı görülmektedir. Hatta 8 milyona kadar muhtelif illerde yapılan toplantılarla darbeye karşı olduğunu ifade eden halk sayısı 8 milyon civarındadır.
Bu olaylardan sonra Tahrir Meydanı’nda darbeyi alkışlayanın sayısında gittikçe azalma meydana gelmiştir. Orada havai fişek kutlamaları, yerini bomboş bir meydana bırakmak üzeredir. Dolayısıyla iş başına geldiğini zanneden hükümete karşı bizim şuanda ekstra bir yaptırım uygulamamız söz konusu değildir. Ortada bir flu durum var, dolayısıyla bu flu durumu Dışişleri Bakanlığımız süratle, her gün, her an değerlendirmektedir. Biz de işin takibindeyiz."
"MURSİ’DEN TALEP GELMEDİ"
Bülent Arınç, bir gazetecinin Mursi’nin Türkiye’ye geleceği şeklinde iddialar olduğunu, böyle bir durum söz konusu olduğunda Türkiye’nin tavrının ne olacağı sorulması üzerine Arınç şunları söyledi:
"Spekülasyondur. Sayın Mursi seçilmiş bir cumhurbaşkanıdır. Türkiye’ye daha önce gelmiştir. Türkiye’ye dost bir insandır. Türkiye ve Mısır tarihini ok iyi bilen bir insandır. Ancak ne var ki bir darbeyle görevinden uzaklaştırılmıştır. Böyle birisinin Türkiye’ye ihtiyaç duyduğu anda şüphesiz olumlu bir şekilde değerlendirmek bize düşen ahlaki bir görevdir. Ama ne kendisinde böyle bir talep gelmiştir ne de bir başkasından böyle bir ihtiyaç olduğu bize söylenmiştir."
HAKİME SORMAK LAZIM
Bülent Arınç, İstanbul’da Gezi Parkı eylemcilerine elindeki palayla saldıran kişinin serbest bırakılması sorulması üzerine şu değerlendirmelerde bulundu:
"Elinde bir pala satır olan herkese sataşan kimisine tekme atan görüntü korkunç bir görüntü... meşru görmek, buna farklı anlamlar yüklemek doğru değil. Kamu düzenin bozan bir harekettir. İnsanların hayatına can ve malına tehdit kokan bir harekettir. Kim yaparsa yapsın Türk Ceza Kanunu’nda karşılığı vardır. Uzun süre ekranlarda kaldı polisin müdahalesi daha sonra oldu. Savcılık tutuklama talebiyle göndermiş fakat mahkeme serbest bırakmıştır.
Savcılar ve hakimlerin verdiği kararlarla herkesi alabildiğince eleştirdiği bir ülkedeyiz. Elinde satırla sağa sola hücum eden insan neden serbest bırakılmış hatta bunu adli kontrol mekanizması niçin öngörülmemiştir hakime sormak lazım. Hükümetin bir işi değil ben de garip karşıladım. İnsanlara korku endişe salan hareket karşısında telkin etmesi. Bu saldırgan hakkında mutlaka TCK kapsamında yargının mutlaka süratle bir karar vermesi gerekir ama niçin serbest bırakıldı bunlar mahkemenin bildiği hususlardır."
Arınç, Başbakan Erdoğan’ın TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile ne zaman görüşeceğine ilişkin bir soru üzerine "Bilmiyorum ki, hiç gündeme gelmedi. Sayın Başbakanımızdan randevu talep etmişlerse, Sayın Başkan’dan böyle bir talep geldiğine göre bir cevap verilecektir" şeklinde cevap verdi.
"MISIR’DAKİ TÜRKLERLE İRTİBAT KURULMUŞTUR"
Arınç, Mısır’da yaşayan Türklerin tahliye edilip edilmeyeceği, durumlarının ne olduğuna ilişkin bir soruya da şöyle cevap verdi:
"Mısır ile ilgili bütün detayları görüştük. Bizim bilebildiğimiz kadarıyla büyükelçiliğimize ve konsolosluklarımıza kayıtlı vatandaşlarımızın sayısı 7 bin 98. Konsolosluğa kendisini bildirmeyen çeşitli amaçlarla Mısır’da bulunan vatandaşlarımız da vardır. Bunların 5 bin 500’ü Kahire’de yaşamaktadır. Diğerleri İskenderiye ve muhtelif şehirlerde. Ayrıca Arapça kurs amacıyla 400 öğrencinin de Mısır’da bulunduğunu biliyoruz.
Hepsi ile irtibat kurulmuştur. Fevkalade gelişme olur da yurttaşlarımızın tahliyesi söz konusu olursa süratle tahliye olabilecek noktadadır. Bununla ilgili bir endişe yaşamıyoruz. Ayrıca şirketlerimiz var, yatırımları var. Bu şirketlerimizin Mısır’ın istihdamına 50 bin kişilik katkısı var. Şüphesiz bunlara karşı bir hareket yönelirse en büyük zararı görecek Mısır ekonomisidir. Bun konuda akıllı olduklarını düşünüyoruz. Ne Türk vatandaşlarına karşı ne de Türk işverenlerine ve onların yatırımlarına karşı herhangi bir olumsuzluğun söz konusu olmadığına inanıyoruz. Farklı bir gelişme olursa da herkesin nerede olduğu biliniyor ve süratle tahliye edilebilecek bir durumda."
"ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARARI SORUNA ÇÖZÜM GETİRMEYE YÖNELİKTİR"
Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi’nin uzun tutukluluk süreleriyle ilgili verdiği kararı da değerlendirdi. Arınç, Anayasa Mahkemesi’nin henüz gerekçeli kararı yayımlamadığını, kısa kararın yayımlandığını hatırlatarak, düzenleme için verilen 1 yıllık sürenin ise gerekçeli kararın yayımlanmasının ardından söz konusu olabileceğini anlattı. "Anayasa Mahkemesi’nin kararına karşı da saygı duyuyoruz" diyen Arınç, "Ben zannediyorum ki Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı bu soruna çözüm getirmeye yöneliktir" dedi.
REFAH SINIR KAPISI’NIN KAPATILMASI
Arınç, Mısır’daki darbenin ardından Refah Sınır Kapısı’nın kapatılmasını ve Suriye’nin Kahire Büyükelçiliği’nin yeniden açılmasını da değerlendirdi. Arınç, "Darbe yoluyla bir hükümet devrilmişse, gazetelerin yazdığına göre Sayın Mursi’nin en büyük kabahatlerinin birisi olarak zaten Gazze’nin açılmış olması ve burayla Gazze-Filistin arasında bir irtibatın geçmişe göre daha kolay hale gelmesi. Bu ideolojik bir bakış açısıdır. Doğrudur veya yanlıştır deme noktasında değilim. Bunun mukabilinde de bildiğiniz gibi başka yaptırımlar da söz konusuydu. Onlar lehine de; bazı ülkeleri kastederek söylüyorum, adımlar atılmış olabilir. Bunların hiç birisi kalıcı değildir. Ancak Mursi’nin gitmiş olmasından ve ona karşı bir darbe yoluyla ellerinden bütün yetkilerin alınmış olmasından memnun olan ülkelere baktığımız zaman, özellikle Mısır’a komşu olan ülkeler başta olmak üzere bunun altında yatan sebepleri tek tek görmek mümkün. Bunları siz yazın, biz okuyalım. Ama Hükümet Sözcüsü olarak bunların üzerine müsaade edin ben bir şey söylemeyeyim" dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, açıklamalarının ardından vatandaşların Ramazan-ı Şerif’ini tebrik ederek, bu ayın huzur, sağlık ve mutluluk içinde geçmesini temenni etti.


Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu’nun ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

Arınç, bir gazetecinin "Türkiye’nin diplomatik olarak bir yaptırım uygulama konusunda bir kararlığı var mı?" şeklindeki soru üzerine, "Mısır’da olan bitenlere karşı ilkeli ve ahlaki tavrımızı devam ettireceğiz. Bunu bütün dünyaya ilan ediyoruz. Mısır’da yönetime geldiğini zannedenlere de bunu yüksek sesle söylüyoruz" diye konuştu.
Mısır’da demokrasinin gereklerinin ifa edilmesi konusundaki açıklamaları sürdüreceklerini ifade eden Arınç, "İnancımız itibariyle, tarihimiz itibariyle, coğrafyamız itibariyle geçmişten bu yana yaşadığımız ortak değerler itibariyle Türkiye ve Mısır birbirinin ayrılmaz parçasıdır. Bu ilkeden hareket etmek ve Mısır halkı ile dayanışmamızı sürdürmek, Mısır’ın meşru ve seçilmiş Cumhurbaşkanı ve hükümetleriyle dayanışmamızı sürdürmek bizim gayretlerimizin içerisindedir" şeklinde konuştu.

FLU BİR DURUM VAR

Mısır’da flu bir durum olduğunu, bu sebepten dolayı Mısır’daki darbe hükümetine karşı bir yaptırım uygulanmasının söz konusu olmadığını söyleyen Arınç, konuyla ilgili olarak şunları kaydetti:
"Şüphesiz orada flu bir durum var. Bir; anayasa mahkemesi başkanıyken Cumhurbaşkanı yetkileriyle donatılan kişinin durumu. ikincisi; Başbakan olarak atandığı ifade edilen ama geç saatlerde vazgeçildiği söylenen Bareday ve ondan sonra geldiği ifade edilen kişinin durumunun da netleşmemesi. Üçüncüsü; bu açıklamalar yapılırken Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı’nın koltuklarda oturan kişiler arasında da bölünme ve parçalanmanın olması. Bildiğiniz gibi Selefiler’in Nur Partisi’nin ileri gelenleri de özellikle bu sabah yaşanan olaylardan sonra darbecilerle birlikte olmaktan ayrıldıklarını ve buna karşı olduklarını ifade etmişlerdir.
Yine Selefiler’le birlikte diğer koalisyon ortakları da tutuklamaların gözaltıların derhal kaldırılmasını, seçimlere biran evvel gidilmesini talep etmektedirler. Ve bu toplantılar eğer miting olarak halkın kitlesel olarak katıldığı büyük toplantılara dikkat edilirse bunların sayılarının 1 milyonu aştığı görülmektedir. Hatta 8 milyona kadar muhtelif illerde yapılan toplantılarla darbeye karşı olduğunu ifade eden halk sayısı 8 milyon civarındadır.
Bu olaylardan sonra Tahrir Meydanı’nda darbeyi alkışlayanın sayısında gittikçe azalma meydana gelmiştir. Orada havai fişek kutlamaları, yerini bomboş bir meydana bırakmak üzeredir. Dolayısıyla iş başına geldiğini zanneden hükümete karşı bizim şuanda ekstra bir yaptırım uygulamamız söz konusu değildir. Ortada bir flu durum var, dolayısıyla bu flu durumu Dışişleri Bakanlığımız süratle, her gün, her an değerlendirmektedir. Biz de işin takibindeyiz."

"MURSİ’DEN TALEP GELMEDİ"

Bülent Arınç, bir gazetecinin Mursi’nin Türkiye’ye geleceği şeklinde iddialar olduğunu, böyle bir durum söz konusu olduğunda Türkiye’nin tavrının ne olacağı sorulması üzerine Arınç şunları söyledi:
"Spekülasyondur. Sayın Mursi seçilmiş bir cumhurbaşkanıdır. Türkiye’ye daha önce gelmiştir. Türkiye’ye dost bir insandır. Türkiye ve Mısır tarihini ok iyi bilen bir insandır. Ancak ne var ki bir darbeyle görevinden uzaklaştırılmıştır. Böyle birisinin Türkiye’ye ihtiyaç duyduğu anda şüphesiz olumlu bir şekilde değerlendirmek bize düşen ahlaki bir görevdir. Ama ne kendisinde böyle bir talep gelmiştir ne de bir başkasından böyle bir ihtiyaç olduğu bize söylenmiştir."

HAKİME SORMAK LAZIM


Bülent Arınç, İstanbul’da Gezi Parkı eylemcilerine elindeki palayla saldıran kişinin serbest bırakılması sorulması üzerine şu değerlendirmelerde bulundu:
"Elinde bir pala satır olan herkese sataşan kimisine tekme atan görüntü korkunç bir görüntü... meşru görmek, buna farklı anlamlar yüklemek doğru değil. Kamu düzenin bozan bir harekettir. İnsanların hayatına can ve malına tehdit kokan bir harekettir. Kim yaparsa yapsın Türk Ceza Kanunu’nda karşılığı vardır. Uzun süre ekranlarda kaldı polisin müdahalesi daha sonra oldu. Savcılık tutuklama talebiyle göndermiş fakat mahkeme serbest bırakmıştır.Savcılar ve hakimlerin verdiği kararlarla herkesi alabildiğince eleştirdiği bir ülkedeyiz. Elinde satırla sağa sola hücum eden insan neden serbest bırakılmış hatta bunu adli kontrol mekanizması niçin öngörülmemiştir hakime sormak lazım. Hükümetin bir işi değil ben de garip karşıladım. İnsanlara korku endişe salan hareket karşısında telkin etmesi. Bu saldırgan hakkında mutlaka TCK kapsamında yargının mutlaka süratle bir karar vermesi gerekir ama niçin serbest bırakıldı bunlar mahkemenin bildiği hususlardır."
Arınç, Başbakan Erdoğan’ın TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile ne zaman görüşeceğine ilişkin bir soru üzerine "Bilmiyorum ki, hiç gündeme gelmedi. Sayın Başbakanımızdan randevu talep etmişlerse, Sayın Başkan’dan böyle bir talep geldiğine göre bir cevap verilecektir" şeklinde cevap verdi.

"MISIR’DAKİ TÜRKLERLE İRTİBAT KURULMUŞTUR"


Arınç, Mısır’da yaşayan Türklerin tahliye edilip edilmeyeceği, durumlarının ne olduğuna ilişkin bir soruya da şöyle cevap verdi:
"Mısır ile ilgili bütün detayları görüştük. Bizim bilebildiğimiz kadarıyla büyükelçiliğimize ve konsolosluklarımıza kayıtlı vatandaşlarımızın sayısı 7 bin 98. Konsolosluğa kendisini bildirmeyen çeşitli amaçlarla Mısır’da bulunan vatandaşlarımız da vardır. Bunların 5 bin 500’ü Kahire’de yaşamaktadır. Diğerleri İskenderiye ve muhtelif şehirlerde. Ayrıca Arapça kurs amacıyla 400 öğrencinin de Mısır’da bulunduğunu biliyoruz.
Hepsi ile irtibat kurulmuştur. Fevkalade gelişme olur da yurttaşlarımızın tahliyesi söz konusu olursa süratle tahliye olabilecek noktadadır. Bununla ilgili bir endişe yaşamıyoruz. Ayrıca şirketlerimiz var, yatırımları var. Bu şirketlerimizin Mısır’ın istihdamına 50 bin kişilik katkısı var. Şüphesiz bunlara karşı bir hareket yönelirse en büyük zararı görecek Mısır ekonomisidir. Bun konuda akıllı olduklarını düşünüyoruz. Ne Türk vatandaşlarına karşı ne de Türk işverenlerine ve onların yatırımlarına karşı herhangi bir olumsuzluğun söz konusu olmadığına inanıyoruz. Farklı bir gelişme olursa da herkesin nerede olduğu biliniyor ve süratle tahliye edilebilecek bir durumda."

"ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARARI SORUNA ÇÖZÜM GETİRMEYE YÖNELİKTİR"


Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi’nin uzun tutukluluk süreleriyle ilgili verdiği kararı da değerlendirdi. Arınç, Anayasa Mahkemesi’nin henüz gerekçeli kararı yayımlamadığını, kısa kararın yayımlandığını hatırlatarak, düzenleme için verilen 1 yıllık sürenin ise gerekçeli kararın yayımlanmasının ardından söz konusu olabileceğini anlattı. "Anayasa Mahkemesi’nin kararına karşı da saygı duyuyoruz" diyen Arınç, "Ben zannediyorum ki Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı bu soruna çözüm getirmeye yöneliktir" dedi.

REFAH SINIR KAPISI’NIN KAPATILMASI


Arınç, Mısır’daki darbenin ardından Refah Sınır Kapısı’nın kapatılmasını ve Suriye’nin Kahire Büyükelçiliği’nin yeniden açılmasını da değerlendirdi. Arınç, "Darbe yoluyla bir hükümet devrilmişse, gazetelerin yazdığına göre Sayın Mursi’nin en büyük kabahatlerinin birisi olarak zaten Gazze’nin açılmış olması ve burayla Gazze-Filistin arasında bir irtibatın geçmişe göre daha kolay hale gelmesi. Bu ideolojik bir bakış açısıdır. Doğrudur veya yanlıştır deme noktasında değilim. Bunun mukabilinde de bildiğiniz gibi başka yaptırımlar da söz konusuydu. Onlar lehine de; bazı ülkeleri kastederek söylüyorum, adımlar atılmış olabilir. Bunların hiç birisi kalıcı değildir. Ancak Mursi’nin gitmiş olmasından ve ona karşı bir darbe yoluyla ellerinden bütün yetkilerin alınmış olmasından memnun olan ülkelere baktığımız zaman, özellikle Mısır’a komşu olan ülkeler başta olmak üzere bunun altında yatan sebepleri tek tek görmek mümkün. Bunları siz yazın, biz okuyalım. Ama Hükümet Sözcüsü olarak bunların üzerine müsaade edin ben bir şey söylemeyeyim" dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, açıklamalarının ardından vatandaşların Ramazan-ı Şerif’ini tebrik ederek, bu ayın huzur, sağlık ve mutluluk içinde geçmesini temenni etti.

 

DÖVİZLİ ASKERLİK'TE BEDEL 6 BİN EURO

Bakanlar Kurulu'nda dövizli askerlik konusunun da karara bağlandığını belirten Arınç, "Dövizli askerlik bedeli 10 bin Euro'dan 6 bin Euro'ya düşürüldü. Bu herhalde yarın veya diğer günlerde yayımlanacak" dedi.

TBMM'de yaşanan kavgaya da değinen Bülent Arınç, "Çok üzüntü verici bir olaydır" diyerek, olaya karışan CHP milletvekilleri için, "Bu milletvekilleri hakkında yargısal sürecin biran önce başlamasını ve sonuçlanmasını temenni ediyoruz" diye konuştu.