Turizmde Datça farkı

Muğla’nın Gökova’yla Hisarönü körfezleri arasında bir tarafta Akdeniz, öte yanda Ege Denizi’nin açıklarına doğru uzanan 70 kilometrelik bir yarımadanın ortasında yer alan Datça, temiz denizi ve mavi bayraklı plajlarıyla ülkenin turizmde parlayan yıldızı haline geldi.

Marmaris’ten, karayoluyla Türkiye’nin görülmeye değer en güzel 10 yolundan biriyle gidilebilen Datça, şimdilerde hızlı feribotlar sayesinde de deniz yoluyla Bodrum’dan Anadolu’ya açılarak yerli ve yabancı turistlerin cazibe merkezi oldu.

Datça, sahip olduğu yedi mavi bayraklı plajıyla da dikkat çekiyor. CHP’li Belediye Başkanı Şener Tokcan, Datça’nın her yerinden denize girmenin mümkün olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi:

"Datça’da yıllardır mavi bayraklı olan Hastanealtı Plajı’na, son üç yıldır Kumluk ve Taşlık plajları da eklendi. Aktur Tatil Sitesi’nde üç, Billurkent Devre Mülk Tesisleri’nde bir mavi bayraklı plajımız daha var. Bu da Datça’nın denizinin temiz olduğunun kanıtı. Bebekleri bile denizimize gönül rahatlığıyla sokabilirsiniz. Halkımızın duyarlılığı, belediye ve kaymakamlık olarak bizim de gereken önlemleri almamız sayesinde denizlerimizi korumaya çalışıyoruz. Datça’da daha önce kapanan önemli turistik tesisler yeniden açıldı. Perili Köşk bunlardan biri. Ayrıca yeni oteller de birbiri ardına hizmete giriyor. Yatak kapasitemiz beş bine yükseldi. Yazlıklar ve sitelerde kiraya verilen yerleri de hesapladığımızda köylerle birlikte yatak kapasitesi 6 bin 500 dolayında." Datça’nın damak zevkine farklı lezzetler sunacak restoranlara da sahip olduğunu vurgulayan Tokcan, 'Bal-Badem-Balık' üçlemesiyle tanınan ilçenin çeşitli otlardan yapılan yöresel yemek çeşitleriyle de Türk mutfağında ayrı bir yere sahip olduğunun altını çizdi.