Çalışan kadına müjdeli haber

   Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, çalışma hayatına ilişkin önemli düzenlemelerin 1 Ekim itibariyle Parlamentoya geleceğini belirtti. Hak-İŞ Konfederasyonu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında 2013 yılı Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi imzalandı.

   İmza töreninde gazetecilerin sorularını cevaplayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Kamu Toplu İş Sözleşmesi’nden doğan farkların bayramda verilmesi ile ilgili bir soru üzerine, “Mümkün olabilir bu çalışmayı şuanda söyledim arkadaşlara yapıyorlar. Amacımız çalışanlarımızın memnuniyetini arttırmaktır. Bu konuda süre itibariyle bir sıkıntıyla karşı karşıya kalmayacaksak bu gayret içerisinde olunacak. Ama sürenin yeterli olup olmadığı konusunu şuanda kesin bir şey söylemem mümkün değil. Niyet olarak bayram öncesinde vermeye gayret edeceğiz” yanıtını verdi.

“1 EKİM İTİBARİYLE ÇALIŞMA HAYATIYLA İLGİLİ YENİ BİR DÜZENLEME OLACAK”

6 ay doğum izniyle ilgili bir soru üzerine de Bakan Çelik, şunları kaydetti:

“1 Ekim itibariyle çalışma hayatıyla ilgili yine önemli düzenlemeler parlamentoya gelecek. Bu 2013’ün son yarısını yine çalışma hayatı kapsayacak gibi görünüyor. Bunları dizayn ederek, seri olarak yasalaşmasını, seçimlerden önce bu beklentilere cevap verilmesi gayreti içerisinde olacağız. Bu anlamda kadın istihdamının artırılması, kadınlarımızın pozitif bir ayrıma tabi tutularak çalışma hayatında var olmaları konusunda atmamız gereken adımlar, doğum izinleri ve benzeri bir çok konuyu içine alan çalışmalarımızı aslında bakanlıklar olarak tamamlamış bulunuyoruz. Sayın Başkanımıza da bu konu ayrıntılı bir şekilde ele alındı ve şimdi teknik düzeyde çalışmalar tamamlanmak üzeredir.”

“ARA BİR FORMÜL BULUNACAK”

4 aylık doğum iznin 6 aya çıkartılması konusunun herkesin talep ettiği bir konu olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, “Acaba bu bizim çalışma hayatımızdaki gerçeklerle ve kadın istihdamıyla ne kadar paralellik arz ediyor. Bizi yoran hadise budur. İnşallah burada sağlıklı bir noktaya geleceğiz diye düşünüyorum. 6 ay olabileceği gibi 4 aydan da fazla olabilir. Bir ara formül bulunacak ve Ekim ayında TBMM’ye sevk edilince nihai şeklini almış olacaktır” şeklinde konuştu.

“BURADAKİ PROPLEM 6 AY DEĞİL”

Doğum izniyle ilgili farklı formül arayışlar olup olmadığının sorulması üzerine de Bakan Çelik, “Buradaki problem 6 ay meselesi değil. Çocuk ve anne ilişkisinde 6 ay bile yeterli olmadığını söyleye biliriz. 8 ay veya 10 ayda olabilir ama bir taraftan istihdam diyeceksiniz, bir taratan bu süreleri uzatacaksanız meydana gelecek olan istihdamla ilgili sorunu çözecek başka bir formül bulmanız gerekir. Onun için Bu gerçekten süresi hassas bir konu. Ekim ayını beklemeniz gerekiyor. Ekim ayında nihai şekli alınarak parlamentoya gönderilecek” dedi.

“YÜZDE 52’DEN YÜZDE 36.8’E KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN GERİLEMESİ SON DERECE OLUMLU”

Sigortasız çalışan Kadınların azaltılması için yeni çalışmaların bulunup bulunmadığının sorulması üzerine de Bakan Çelik, şunları kaydetti:

“Şimdi Türkiye’nin kronik sorunlarından bir tanesi Kayıt dışı istihdam bu ay itibariyle 36.8’e geriledi. Önemli gelişme bu. Fakat yeterli bir gelişme olmadığını söylememiz gerekiyor. Yani yüzde 52’den yüzde 36.8’e kayıt dışı istihdamın gerilemesi son derece olumlu ama daha yapılması gereken çalışmalarımız var. Bu anlamda çok yönlü bir şekilde kayıt dışılığının önüne geçme konusunda kurumlar arası yoğun bir çalışma var. Ben bu başarılı seyrin kayıt dışında elde edilen bu başarının devam edeceği inancı içerisindeyim. Kadın istihdamında ve kadındaki kaşıt dışılığa gelince; ağırlıklı olarak önümüze çıkan ev hizmetleri ve benzeri mevsimlik işçiler, tarım kesiminde yoğunluk arz etmekte. Bunun karşısında önlemleri almakta aslında tarafların masa etrafında yapacakları sağ duyulu bir netice çerçevesinde ciddi anlamda kayıt dışının önüne geçilebilir.”

“EĞİTİM DÜZEYİ ARTTIKÇA KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIMI DA ARTIYOR”

“Bu kayıt dışılığı bilmemize rağmen ve nereden kaynaklandığı bilinmesine rağmen artık klasik metotlarla değil buradaki hak kayıplarını ortadan kaldıracak yeni bir bakış açısını, yeni bir örgütlenme, yeni bir sendikal bakış açısını ortaya koymamız gerekiyor” diyen Bakan Çelik, aski takdirde yerlerinde kalmaya devam edeceklerini söyledi.

Kayıt dışılığın özellikle kadın emeğinin istismarı açısından önü geçmenin çok kolay olmayacağı inancı içerisinde olacaklarını dile getiren Çelik, part time çalışmaların olduğunu ve bunların tümünü içine alacak bir düzenlemenin yapılmasının gerektiğini vurguladı.

Çelik, “Eğitim düzeyi arttıkça kadınlarda hem iş gücüne katılım oranı çok yükseliyor hem de kayıt dışılığı ile mücadele konusunda birey olarak da bir duruş ortaya konabiliyor. Eğitim düzeyi düştükçe hak arama konusunda sıkıntılarla karşı karşıya kalıyorsunuz” dedi.

“EV TEMİZLİĞİ YAPAN KADINLARI KAYIT DIŞINDA İZLEMEK DOĞRU DEĞİL”

Bakan Çelik, “Ev temizliği yapan bayanların sigortalanarak kayıt dışılığın önlenmesi için bir adım atılacağı yönünde bir sinyal mi?” sorusuna ise, “Gelmesi gerekiyor. Yalnız ev temizliği değil, çocuk bakımı ve yaşlı bakımı gibi bir çok hizmet alanları var. Mevsimlik çalışanlar gibi bunları kayıt dışında izlemek bugünün Türkiye’nde doğru değil. Onun içinde sosyal taraflarla birlikte bunun önüne geçmemiz gerekiyor. Bakın biz bir iki adım attık Türkiye’de ev hizmetleri için yurt dışından gelen şuanda çalışan sayısı kayıtlı olarak 16 bine yükseldi. 16 bin şuanda yurt dışından gelen kayıt altında çalışan var. Kayıt dışında yine var ama çok hızlı bir şekilde kayıt altına alındıklarını görüyoruz. Ülke içerisinde kadınlarımızın böyle bir pozisyonu var mı bu çok daha negatif seyrediyor. Bunu giderecek önlemleri şuanda masamızda değerlendiriyoruz. Ekimle birlikte kayıt dışılıkla birlikte yine birlikte uzlaşma içerisinde birlikte kararlar alırız” diye konuştu.

“SAYIN BAKAN ÇOK KIVRAK BİR ZEKAYA SAHİP”

Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, konfederasyona bağlı yaklaşık 30 bin üyeleri adına sürdürdükleri Toplu İş Sözleşmesi müzakerelerinin sona erdiğini ve protokolün imzalanacağını söyledi. Bu sürecin bu noktaya gelmesinde iki gün boyunca yoğun bir çalışma yaptıklarını ifade eden Arslan, “Sayın Bakanımızın burada yoğun çabaları ve gayretleri bugün bizim bu protokolü imzalamamızı sağlayan en önemli etkenlerden bir tanesidir. Hak-İş ailesi olarak Sayın Bakanımıza ilettiğimiz yine kamu işverenlerine ilettiğimiz taleplerimizin tamamının arzu ettiğimiz düzeyde gerçekleşmemesi ortada” dedi.

Toplu pazarlık sisteminin ruhunun böyle olduğunu kaydeden Arslan, kamunun ve çalışanlarının bir noktada uzlaşması gerektiğine dikkat çekti. Arslan, buluştukları noktanın önemli olduğunu düşündüklerini belirterek, Türkiye’nin hem içinde geçtiğini önemli bir sürecin olduğunu ve dünyada yaşanan ekonomik krizin hala bütün yönleriyle hissedildiği bir süreç yaşandığını dile getirdi.

Bütün bu süreçlere rağmen Türkiye’nin kamuda çalışanların ücretlerinin enflasyonun altında kalmayacak şekilde bazı iyileştirmelerde yapılarak bu noktaya gelmesini önemli bulduğunun altın çizen Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Burada sayın bakanın hem kıvrak zekası hem uzlaşmadan yana olan çabalarını, gayretlerini bu konudaki başarısı takdir etmek gerekiyor. Bu nedenle toplu iş sözleşmelerini grev kararı alınmadan, bir dizi eylemlere yol açmadan masa başında ve daha önce ifade edildiği gibi ‘Bayrama çifte bayramla’ girelim konusuna sağlayacak bir noktaya gelinmesini ben önemli buluyorum. Bizi de işçileri de ikna ederek bugün burada protokolün imzalanmasında emeği var. Sendikalarımıza teşekkür ediyorum.”

Önlerinde bir sorunun daha bulunduğunu dile getiren Arslan, “Çaykur İşletmeleri olmak üzere yargıda olan toplu sözleşmeleri yapılamayan iş yerlerinde arkadaşlarımızda işçilerden kaynaklı olmayan bu yargı süreçleri nedeniyle mağdur durumdadır. Toplu sözleşmeleri yapılamadığı için bu protokolden yararlanamıyorlar. Ben sayın Bakanımızdan talebimiz yetki davaları devam eden arkadaşlarımızın toplu iş sözleşmeleri yetkileri alınıp sözleşmeleri imzalanıncaya kadar aradan geçen sürenin farklarının aynen onlara uygulanmasını istiyoruz” dedi.