74 yaşındaki sanık: Eşimi seviyordum

 Bornova'da, kasada duran silahı kontrol ederken, balkonda tavuk temizleyen eşi 64 yaşındaki Didare Özel'i başından vurup, ölümüne neden olduğu iddiasıyla tutuklanan ve hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan müteahhit 74 yaşındaki Celal Özel, yargılanmaya başlandı. Özel, olayın kaza sonucu meydana geldiğini, eşiyle bir sorunu olmadığını, kendisini sevdiğini ve yaşlılıklarında mutlu bir yaşam sürdürdürdüklerini söyleyip beraatini talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Olay, geçtiğimiz 2 Mart'ta Çamdibi 5351 Sokak 61 numarada meydana geldi. Emekli Celal Özel, kasada duran 50 yıllık ruhsatsız silahını kontrol için evinin terasına çıktı. Özel, iddiaya göre silahı kontrol ederken tetiğe dokununca patladı. Tabancadan çıkan mermi, terasta tavuk temizleyen eşi Didare Özel'in başına isabet etti. Hastaneye yaralı kaldırılan kadın bir gün sonra öldü. Suç aleti tabanca ile polis merkezine giderek teslim olan Celal Özel, eşini silahı kontrol ederken yanlışlıkla vurduğunu söyledi. Tutuklanan Özel için Cumhuriyet Savcısı Nesrin Sumru Tunç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açtı.

11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya sanık Celal Özel, avukatı ile kendisinden şikayetçi olan oğlu Zeki Özel'in avukatı Ahmet Önerge ve tanıklar katıldı. Eşini çok sevdiğini ve ekonomik açıdan bir sıkıntıları bulunmadığını belirten Celal Özel, “Altı çocuğumun annesi olan ilk eşim 49 yıl önce ben evde yokken iki çocuğum tarafından av tüfeğiyle oynarken kaza ile vurup öldürüldü. 1972 yılında Didare ile evlendim. Kendisinden 7 çocuk sahibi oldum, bunlardan ikisi öldü. İki evliliğimden olan yedi erkek çocuğumla müteahhitlik yaptım. Çocuklarımın hepsine ev verdim. Ekonomik durumum çok yerinde idi. Mal varlığım çoktu. İşleri oğullarıma devrettim. Eşim ile bir sorunum yoktu. İddia edildiği gibi çapkınlığım da yok. Eğer öyle olsaydı bu zamana kadar bu mal varlığını edinemezdim. Olay günü eşim ile pazara gittik. Pazardan köy tavuğu aldık. Kendisi çatıya çıkıp tavuğu temizlemeye başladı. Kuyumcudan aldığı altınları kasaya koymamı söyledi. İçinde yüklü miktarda ziynet eşyası olan kasayı açtım. Silah dikkatimi çekti. Uzun süredir burada duruyordu. Silip, temizleyim diye alıp, çatıya çıktım. Şarjörü çıkartıp, taktım. Ancak namlusunda bir mermi varmış. Silahı temizlemeye çalışırken, birden ateş aldı ve yerde oturan eşimin yere düştüğünü gördüm. Malımın yarısı zaten ona aitti. Eşim ile aramızda bir husumet yoktur, yaşlılığımızı huzurla geçiriyorduk. Neden onu vurayım? Olay tamamen kazadır. Oğlum Zeki, hazırlık aşamasında benim annesini vuramayacağımı açıkça söylemiştir. Daha sonra ise neden fikir değiştirdiğini anlamış değilim. Bu olaydan sonra kendisi eve gidip, içerisinde bir kilo altın, 40 cumhuriyet ve 25 bin lira para olan kasayı götürüp içindekileri almış. Benim bu durumumdan istifade etmeye çalışıyor. Beni ve kardeşlerini bir takım miras hissesinden yoksun bırakmak için böyle iddialarda bulunuyor. Suçsuzum beraatimi istiyorum” dedi.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı erteledi.