CHP'li Güler Büyükşehir Yasası'nı eleştirdi

CHP Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili ve Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Büyükşehir Yasası'nı eleştirerek, “Bu yasayı yapmak Anayasa'ya aykırı, uluslararası sözleşmelere de aykırı. Anayasa Mahkemesi’nin bu yasayı iptal etmesini istedik. Ben Anayasa Mahkemesi’nin iyi bir karar vereceğini ve Türkiye’nin bu büyük yanlıştan döneceğini düşünüyorum” dedi. 
İzmir Milletvekili ve CHP Parti Meclisi Üyesi Birgül Ayman Güler, İzmir’in en fazla köy ve köy nüfusuna sahip memleketi Bergama’da köyleri ziyaret ediyor. CHP İzmir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen köy çalışma programının üçüncü gününde Güler; Çeltikçi, Sarıcaoğlu, Akçenger, Dereköy ve Ürkütler köylerine gece geç saatlere kadar süren ziyaret gerçekleştirdi.
Ziyaretlerinde konuşmasına, "Biz CHP’liler sadece seçim varken ziyarete gelmiyoruz" diyerek başlayan Güler, “Biz CHP’liler seçim dönemi yokken de ziyaretler yapıyoruz. Bergama’da önce Kozak yöresini daha sonra ova köylerini son olarak da siz yöre köylerini ziyaret ediyoruz. Sizlerin sorunlarını dinlemeye, yaşadığınız sıkıntıları çözmeye yardım etmeye geldik. Köylerimizin en büyük sıkıntısı 7 ay sonra yapılacak olan yerel seçimler ile birlikte hayata geçecek olan bütünşehir yasası. Bu yasa ile birlikte köylerin muhtarlıklarına son veriliyor. Bu demektir ki köye son veriliyor. Köyler mahalle yapılıyor. Hayata geçirilecek olan kanuna göre nüfusu 500 altında olan köyler mahalle de olamayacak. İzmir’de 600'e yakın köy var. Tüm bu köylerin muhtarlığı kapanıyor. Türkiye’de 16 bin 500 köyü kapatıyorlar. Bu demek oluyor ki Türkiye’de köylerin yarısına kilit vuruluyor. Köyler mahalle oluyor iktidar ise bu değişikliğe 'yine muhtar seçeceksin canım gene ihtiyar heyeti var işte' diyor. Bu ayrımı en iyi sizin bilmeniz gerekir; köy başka şey mahalle başka şeydir. Köy muhtarı nikah da kıyar, cenazeyi defneder, muhtarlığın mallarını ihaleye verir, köy mallarını yönetir, zeytinliği ihaleye çıkarır parasını alır, yani köy muhtarının bütçesi vardır. Mahalle muhtarının bu anlattıklarımızın hiçbirini yapma imkanı yok. Mahalle muhtarlığı mal sahibi olamayacağı için köyün bütün malları doğrudan bağlandığınız belediyeye geçecektir” dedi. Köylerin su işleri muhtarlık eliyle takip edilir. 'Bütünşehir kanunu' geldiği zaman su işleriniz de belediyeye geçiyor ama; Bergama Belediyesi’ne değil İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne geçiyor. Köylerimizde su ihtiyacı 10 kuruş, 250 kuruş ya da biraz daha fazla bir maliyetle hallediliyor. Biliyor musunuz? Bugün büyükşehir sınırları içerisinde suyun tonu 4 lira. 10 kuruş nerede 4 lira nerede, köylerde kimse musluk açamaz. İktidar ‘5 yıl boyunca kapatılan köyler, büyükşehirlerden alınan su parasının dörtte birini ödeyecek’ dedi. Yani dört liraysa sen bir lira ödeyeceksin. Ama bu durum 5 yıl böyle, 5 yıl sonra ne olacak? İktidara göre ne olacaksa olacak. Mezarlıklarınız da Bergama Belediyesi’ne geçmiyor o da İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne geçiyor. Artık cenaze işlerinizi de İzmir’den merkezden halledeceksiniz. Artık bakkalınız, kahvehaneniz götürü usulü değil yazar kasa ile çalışacak. Bütünşehir yasası uygulanacağı için gelir vergisi sistemi falan değişiyor. Tamam güzel de bizim köylerimizin bunu yapacak takati yok” ifadelerini kullandı. 

"BU YASA İLE KÖYLER BOŞALACAK"
Büyükşehir Yasası'nın hükümet tarafından kimseye sorulmadan yapıldığını ileri süren Güler, “Yasa 16 bin 500 tane köyü ve bin 500 kadar belediyeyi kapatıyor. Bu köylerden bir tanesine dahi gelip ‘seni kapatıyorum ne diyorsun?’ diye sormuyorsun. AKP’nin burada yaptığı şey; ben yaptım oldu ve kanun çıktıdır. Köylüler bu yasadan şikayetçi memnun değiller. Bu yasadan önce İzmir’de biz 4 bin kişiyi sandıktan çıkarıyorduk şimdi ise 800 kişi seçeceğiz. Bu yasa seçim hakkına da el koydu. Ha şunu da söyleyelim gel buraya sandık koy sor köyünü kapatalım mı diye. Bazı köyler artık köy olmak istenmiyor, köy olmak istemeyeni de bağla nasıl istiyorsan. Ama yok ben köy olarak devam edeceğim diyene de karışma bu eski kadim bir hak olmuş nasıl el koyuyorsun? Köylerde zaten tarım ölmüş, hayvancılık ölmüş bir de sen köy hayatını pahalılaştıracaksın. Sonuç olarak köyler boşalacak. Bu yasayı yapmak Anayasa'ya aykırı, uluslararası sözleşmelere de aykırı. Anayasa Mahkemesi'nin bu yasayı iptal etmesini istedik. Mart ayında verdik Anayasa Mahkemesi’ne hale cevap bekliyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin kafası ile Başbakan'ın kafası her ne kadar aynı olsa da ben gene de orada hukukçu, hukuka inanan insanlar olduğunu düşünmek isterim. Anayasa Mahkemesi'nin iyi bir karar vereceğini ve Türkiye’nin bu büyük yanlıştan döneceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.