CHP'li vekilden çözüm süreci değerlendirmesi

CHP İşveren Sendikaları ve Meslek Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, çözüm sürecine ilişkin hükümete eleştirilerde bulundu.

CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ile birlikte il binasında bir toplantı düzenleyen Erdoğan Toprak, İzmir’de esnaf, sanayici ve iş adamları temsilcileriyle gerçekleştirecekleri görüşmeler öncesinde bir toplantı düzenledi. Toplantıda konuşan Toprak, çözüm sürecini ve dün İstanbul’da gerçekleşen olaylı 1 Mayıs kutlamalarını da değerlendirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, ana muhalefet partisi olarak kendilerinin ve parlamentonun sürecin dışında bırakıldığını ve yok sayıldığını iddia ederek, şöyle konuştu:

“Ana muhalefet partisini yok saymasını doğru bulmuyoruz. Süreci şu anda Tayyip Erdoğan değil Kandil ve İmralı yönetiyor. Silahı ne zaman bırakacaklarını, ne zaman çekileceğini, hangi kanunun çıkarılacağına onlar karar veriyor. İktidar partisi ve hükümet Kandil’e teslim olmuş durumda. Müzakere masası kuruluyor, mektuplar gidip geliyor. Aşk mektubu değil, pazarlık mektupları. Pazarlık devletler arasında olur. Ama şu anda gördüğümüz müzakere süreci sanki devletlararası müzakare imiş gibi. Bunu yanlış buluyoruz. Çözüm yeri parlamentodur.”

Toprak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Benim gördüğüm manzara; bir sonraki adımda Suriye’de uçuşa yasak bir bölge konacak. Bunu buradan söylüyorum. Bunu iki üç ay içinde Türkiye kamuoyu da duyacak. Ve orada da sözde bir kimyasal silah deyip oraya bir güç kaydırılacak, yabancı bir güç ve Suriye parçalanacak. Sonra orada bir uydu Kürt devleti olacak. Ama Türkiye kamuoyunda bir grup insan bilsin ki, bu ülkeyi yönetenler, Irak’tan ve parçalanan Suriye’den sonra sıra Türkiye’ye gelecek. Ve bunun da ev sahipliğini ne yazık ki bizim Başbakan kendi elleriyle yapacak. Bunun hepsini topladığımda Türkiye’yi yönetenler Türkiye menfaatine politikalar yürütmediğini bir kukla yönetim olduğunu ve burada da birileri talimat verip bizim Başbakanının da şak diye yaptığının göstergesidir. Türkiye kötü bir sürece doğru gidiyor. Gücümüz yettiğince bunun arkasında duracağız. Türkiye’nin parçalanmasına izin vermeyeceğiz.”

“Eğer Başbakan samimi ise bizim parlamentoda o bölgedeki yaşayan vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracak kanunları parlamento gündemine getirsin. Samimi ise gelsin beraber çözelim. Bu ülkedeki sorunları çözmenin yolu parlamentodur. Parlamentoyu yok saymak, bir grup terör örgütü mensubuyla bu işi götürmeyi ikiyüzlülük sayarız” diyen Toprak, basına da yüklendi. Toprak, sürecin arkasında arabulucu bir dış ülke olduğunu da savunarak, şunları söyledi:

“Bunu söylüyoruz diye CHP’yi ille de ‘sürecin içine girmiyor’ deyip kötü gösteren bir kısım medyayı da samimiyetsiz olarak görüyorum. Destekliyorlar. Bilmediğiniz bir konuda neye destek veriyorsunuz? İçeriğini bilmiyoruz. O aşk mektuplarının içinde ne var bilmiyoruz. İmralı’dan Kandil’e, Kandil’den İmralı’ya ne gidip geliyor bilmiyoruz. Başbakana hangi angajmana girdiğini bilmiyoruz. Ama bu işin iç dinamikleri olduğu kadar dış dinamikleri var. O dış aktörleri de doğru bilmemiz lazım. Burada arabulucu ülke kim? Onu bilmemiz lazım. Burada bir arabulucu ülke var. Durup dururken Sayın Başbakan’ın elini güçlendirecek İsrail’in sözde özrünün altında ne var? Batı Akdeniz’de bulunan o petrolün güvenli geçişi midir? Sözde bir özür ile Türkiye’nin elindeki kartların hepsinin geri iade etti.”

Çözüm yerinin parlamento olduğunu vurgulayan Toprak, “Çözüm de Kürt halkımızın insan haklarını bir an evvel parlamento aracılığıyla vermesinden geçer. Yoksa birileri benim kafama silah dayayarak olmaz. Silah bırakılmıyor, silahlı bir güç bir yere çekiliyor. Tehdit olarak tepemde duruyor. Böyle bir şey olabilir mi? Türkiye’de bir silahlı birlik geri çekiliyor gibi bir hava esiyor. Yani bu bir devlet değil ki, bu bir terör örgütü. Sınır ötesine geçip Demokles’in Kılıcı gibi tepemde durup, ‘şunu da çıkar, bunu da çıkar, yoksa ben silahlı tekrar gelirim’ demek doğru değil. Şu anda iktidarın zaafı bu. İktidar teslim olmuş durumda. Süreci hükümet yönetmiyor. Süreci PKK, Kandil, İmralı yönetiyor. Biz buna karşıyız. Kendi vatandaşlarının haklarını biri benim başıma silah dayamadan, tehdit oluşturmadan vermeliyim. Benim siyaset yapma kanallarını oluşturmam lazım. Parlamentoya bu sorunların gelmesini yaratmam lazım. Onun da yolu seçim barajından tutun da basın özgürlüğüne kadar her konuda çalışmaktan geçer” dedi.

İSTANBUL’DAKİ OLAYLAR CHP

Genel Başkan Yardımcısı, dün İstanbul Taksim Meydanı’nda gerçekleşen olaylı 1 Mayıs kutlamalarını da eleştirdi ve işçilerin üzerine biber gazı sıkılmasını kınadıklarını söyledi.

“Diyarbakır ve diğer yerlerde gerçekleşen Nevroz’da gösterdikleri hoşgörüyü emeğe de göstermelerini de beklerdik” diyen Toprak, “Dün Türkiye’de yaşanan özellikle İstanbul’da yaşanan 1 Mayıs olayları nedeniyle üzüntülerimizi belirtmek istiyorum. 1 Mayıs meydanları sanki teröristlerin meydanıymış gibi işçilerin üzerine biber gazı sıkılmasını kınıyorum. İşçilerin elindeki tek özgürlüğü meydanlarda kutlamak ise bunu çok görmemeliyiz. Diyarbakır’da Nevroz kutlamalarında biber gazı sıkıldığını görmedim. Bu Başbakan’ın ikiyüzlülüğünü gösterir. Başbakan’ın Türkiye’deki faşizan yönetim anlayışı içinde olduğunu gösterir” şeklinde konuştu.

Toprak, parti olarak iş dünyası, esnaf ve sanayicinin sorunlarını dinlemek için Adana, Malatya, İstanbul, Kayseri, Trakya ve Bursa’nın ardından İzmir’de de ziyaretler gerçekleştireceklerini belirtti. Toprak, gerçekleştirecekleri esnaf, sanayici ve iş adamları ziyaretlerinin ardından sıkıntıları tek tek yerinde tespit edeceklerini, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da 30 Mayıs’ta İzmir’e geleceğini açıkladı.

Toprak, “İzmir’de sektörel bir toplantı yapacağız. Bir sonrakinde farklı bir sektörü ele alacağız. Susam ile birlikte ziyaretler yapıp fikir alışverişinde bulunacağız. 30 Mayıs’ta Sayın Kemal Kılıçdaroğlu gelecek. O sorunları masaya yatırıp Ankara’ya nasıl bir proje ile gideceğimiz belirlenecek. Tüm esnafları davet edeceğiz. Önce biz ziyaret edip yerinde göreceğiz, sonra akşam toplantısıyla sektör temsilcileri sorunlarını söyleyecek. Vekillerimiz aracılığıyla kanun teklifi haline getireceğiz” ifadelerini kullandı. Milli ve ulusal sanayiye sahip çıkılmasının şart olduğunu ancak Türkiye’nin sıcak paraya teslim olduğunu savunan Toprak, açıklamalarını şöyle sonlandırdı:

"İktidar partisinin son zamanlardaki yanlış politikalarından dolayı ülke ekonomisi sıkıntıya gidiyor. Büyüme hızı gerilemeye, yüzde 2,5’a düşmeye başladı. CHP olarak bize görev düştüğü inancındayız. Parlamento gündemine getirmek bizim sorumluluğumuz. Milli ve ulusal sanayimize sahip çıkmalıyız. Bu ülkede milli sanayinin güçlenmesi lazım ki Türkiye kendi politikalarını uygulayan bir devlet olsun. Öyle değil. Komşularıyla savaş mertebesine gelmiş olmasının nedeni Türkiye’nin sıcak paraya teslim olması. Birileri talimat veriyor Sayın Tayyip Erdoğan şak diye yapıyor. Üretim batıdan doğuya kaymaya başladı. Ama ABD farkında ve geri almaya çalışıyor. Türkiye yeşeren sermayesine sahip çıkamazsa üretim doğuya kayacak, işsizlik patlayacak. Zaten bütçe açıkları bir hayli artmaya başladı. İhracat ve ithalat arasında büyük açıklar var. Biz CHP olarak Türkiye’de üretimin gelişmesi için il il dolaşıp bu toplantıları yapıyoruz. Bu toplantılar ışığında onlara nasıl katkı veririzin çabası içinde olacağız. İktidardan daha kanun teklifi gelse destek vermeye hazırız."