Bel Fıtığı Bu, Ne Valiyi, Ne Yazarı Dinliyor | Ünal Tümin

Bunca yıllık yaşantımda "bel fıtığı" muhabbeti yapılan ortamlarda yeterli bilgiye sahip olmadığım için pek fikir yürütmez, sadece anlatılan hastalık hikayesi ve fıkralarını dinlerdim. Tıpkı Aziz Nesin' in "Dur Bakalım Ne Olacak" adlı hikayesinde şeyh mi, prens mi bilinmez, Ebul - Fatık- El- Mışki adındaki zengin bir Arap'a "Fıtık Amca" denilmesi gibi "fıtık" hastalığına ve verdiği sancılı durumu pek anlayamaz, Fransız kalırdım! Ama, anlatılanlara göre de çalışma ortamımda beni zorlayan,işi savsaklayan birine çok sinirlenip“strese" girerken "Beni fıtık ettin yahu!” derdim...

Sinirlenince "fıtık" olunur mu? Bunun cevabını da Beyin ve Sinir cerrahı Dr. Aybars Akkor 'un bir makalesine göz atarken buldum.Akkor, bu deyimin doğru olduğunu belirtiyor. Yani "fıtığın temel sebeplerinden biri strestir diyordu. "Beni fıtık ettin" sözü sinirden değil, gerçekten "stres altında" söyleniyormuş! Yarım asırlık meslek hayatımın finalinde bu işin önemini "bel fıtığı"teşhisi konulduktan sonra yaşayıp gördüm...

* * *

Tıpa karşı oldum olası saygılıyımdır; Mustafa Kemal Atatürk'ün emrine uyarak ben de kendimi Urla Devlet Hastanesi'nde (Ada Hastanesi) Uz. Dr. Belkız Çolak 'a teslim ettim. Belkız Hanım Fiziksel Tıp ve Rehabilatasyon Uzmanı. Bel bölgemde 3 omurda fıtık tespiti yapıldı ve on gündür fizik tedavi görüyorum. Ameliyatlık durumdayım, ama Beyin Cerahı Aydın Canıtez ve Dahiliye UzmanıDr. Rasim Baknalı' nın müşterek görüşleri ile ameliyatımın "riskli" olacağı ifade edildi. İşte buyurun; bel fıtığına sebep olan "strese" karşı bir de "risk faktörü" yoluma çıktı.

* * *

Fizik tedavimin artan zamanlarda Urla'daki yazlığımdan bu güzel ilçenin dertleri, sevinçleri, güzellikleri ve güzel insanları ile bire bir temastayım .İzmir'e ve diğer ilçelerinden çeşitli kuruluşların Basın Danışmanı değerli kardeşlerimden basın toplantıları, açılışlar, kokteylerle ilgili davet ve devamlı bilgi alıp bu köşeyle değer olanlar üzerine kalem oynatıyorum.

İşte geçtiğimiz hafta ortasında Kamu Hastaneleri Birliği Güney Sekreterliği Basın Danışmanı değerli kardeşim Ferzan Yapkuöz'den gelen şu basın açıklaması dikkatimi çekti; "Vali Toprak Bel Fıtığı Ameliyatı Oldu"..

Hani "damdan düşenin halinden damdan düşen anlar!" sözündeki gibi, İzmir'imizin yeni valisi Mustafa Toprak, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Kliniği’nde bel fıtığı ameliyatı olmuş. Demek ki, bu derdin "genç-yaşlı" diye bir ayırım yaptığı yok!

Hastane Yöneticisi Prof. Dr. Mustafa Demirci den gelen şu açıklama da benim devam eden ağrılarımı biraz geçirir gibi oldu;"İzmir Valisi Sayın Mustafa Toprak, Hastanesi Beyin Cerrahi Kliniği’nde Doç. Dr. Kamil Sucu, Op. Dr. Ertan Sevim ve ekibi tarafından başarılı bir bel fıtığı ameliyatı geçirmiştir. Hastanemizde istirahat eden Sayın Mustafa Toprak’ın sağlık durumu iyidir"

* * *

İnşallah ben biraz iyiliğe kavuştuktan sonra makamında kendisi ziyaret edip geçmiş olsun demeyi umut ediyorum.Tabi bu arada hoşgörüsüne sığınıp bu "bel fıtığına neyin sebep olduğunu" soracağım.

Benimki de söz mü yani! Adı üstünde "Bel Fıtığı" bu yani; yeni valimiz 395 gündür İzmir' de medeni, uygar demokrasi aşığı insanların yaşadığı şehirde hizmet veriyor. Büyük Başkan Aziz Kocaoğlu ile "özel İdare'nin mal paylaşımı","Çeşme, Karaburun, Urla ve diğer ilçelerdeki diyanet İşlerine devredilen mekanlar- mallar" konuları O'nu çok çetin çatışmaların muhatabı olarak "mindere", pardon "yatağa" düşürmüş!..

Allah İzmir'imizin 105 günlük valisi Mustafa Torak ve bendenize de sağlık versin, dolayısı ile "Bel Fıtığı sohbetleri" yerine önümüzdeki günlerde Cumhur Başkalığı, Genel Seçimler ile şehrin "büyüme sancıları" konularında karşılıklı sohbetler edelim...

Ünal TÜMİN