CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Reyhanlı’da ölen 51 kişinin katili Recep Tayyip Erdoğan’dır" dedi.
Kılıçdaroğlu, Belçika temasları çerçevesinde Avrupa Parlamentosu’nun Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda ile bir araya geldi. CHP lideri, görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevapladı.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın ABD’ye hareketinden önce kendisi hakkında yaptığı açıklamaların sorulması üzerine, "Herhalde Amerika’ya giderken Aziz Nesin’in bir öyküsünü okumuş olacak herhalde. Benim Esad rejimini desteklediğimi nereden çıkarıyor. Hayal dünyası bu kadar sapmış bir insan hiç görmedim. Esad rejimini desteklemedim, Esad’la tatil yapmadım, Esad’a ‘kardeşim’ demedim. Diyen kim, kendisi. Tatil yapan kim, kendisi. Esad’la tokalaşmadım, bir araya gelmedi, sohbet etmedim, kendisi yaptı. Biz ne istiyoruz. Suriye’de barış istiyoruz. Kendisine yol yordam önerdim. Uluslararası konferansı Türkiye’de toplayın dedim. Suriye’nin iki tarafını da bu konferansa davet edin dedim. Reddetti. Şimdi Amerika ile Rusya anlaştı, uluslararası konferans düzenleyecekler. Kimin görüşü çerçevesinde, biz de aynı şeyi savunduk, bakın onlar da aynı şeyi savunuyorlar. Türkiye zemin kaybediyor" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
"Silahlı radikal unsurları Türkiye’de besleyip, cebine para koyup, eline silah verip, Suriye’ye göndermek ne zamandan beri Türkiye’nin işi oldu, ne zamandan beri başbakanının işi oldu. Reyhanlı’da ölen 51 kişinin katili Recep Tayyip Erdoğan’dır. Onun sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. İstiyorsa Reyhanlı’da yurttaşlara sorsun, Hatay’da sorsun, Kırıkhan’da sorsun, Samandağ’da sorsun, İskenderun’da sorsun. O masum insanların ne günahı vardı. Kalkmış CHP’yi suçluyor. ’CHP Esad rejimini destekliyor’. Hiçbir zaman baskıcı hiçbir rejimi desteklemedik, tıpkı AKP hükümetini desteklemediğimiz gibi. Esad’la Erdoğan arasında ton farkı var. İkisi de baskıcı. İkisi de medya üzerinde baskı kuruyor. İkisinin de özel mahkemeleri var, ikisinin de özel savcıları var, ikisinin de özel hapishaneleri var, ikisi de medya patronlarına şunu at, şunu atma diye talimat verebiliyor. Ne farkı var aralarında demokrasi açısından? Onun için diyorum ya, herhalde kendine göre mizah yapmak istemiştir ama başarılı bir mizah değil."
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Reyhanlı’da ölen 51 kişinin katili Recep Tayyip Erdoğan’dır" dedi.
Belçika'da Avrupa Parlamentosu’nun Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu, ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevapladı.
Başbakan Erdoğan’ın ABD’ye hareketinden önce kendisi hakkında yaptığı açıklamaların sorulması üzerine Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
''Amerika’ya giderken Aziz Nesin’in bir öyküsünü okumuş olacak. Benim Esad rejimini desteklediğimi nereden çıkarıyor. Hayal dünyası bu kadar sapmış bir insan hiç görmedim. Esad rejimini desteklemedim, Esad’la tatil yapmadım, Esad’a ‘kardeşim’ demedim. Diyen kim, kendisi. Tatil yapan kim, kendisi. Esad’la tokalaşmadım, bir araya gelmedi, sohbet etmedim, kendisi yaptı.
Biz ne istiyoruz. Suriye’de barış istiyoruz. Kendisine yol yordam önerdim. Uluslararası konferansı Türkiye’de toplayın dedim. Suriye’nin iki tarafını da bu konferansa davet edin dedim. Reddetti. Şimdi Amerika ile Rusya anlaştı, uluslararası konferans düzenleyecekler. Kimin görüşü çerçevesinde, biz de aynı şeyi savunduk, bakın onlar da aynı şeyi savunuyorlar. Türkiye zemin kaybediyor.
Silahlı radikal unsurları Türkiye’de besleyip, cebine para koyup, eline silah verip, Suriye’ye göndermek ne zamandan beri Türkiye’nin işi oldu, ne zamandan beri başbakanının işi oldu. Reyhanlı’da ölen 51 kişinin katili Recep Tayyip Erdoğan’dır. Onun sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. İstiyorsa Reyhanlı’da yurttaşlara sorsun, Hatay’da sorsun, Kırıkhan’da sorsun, Samandağ’da sorsun, İskenderun’da sorsun.
O masum insanların ne günahı vardı. Kalkmış CHP’yi suçluyor. ’CHP Esad rejimini destekliyor’. Hiçbir zaman baskıcı hiçbir rejimi desteklemedik, tıpkı AKP hükümetini desteklemediğimiz gibi. Esad’la Erdoğan arasında ton farkı var. İkisi de baskıcı. İkisi de medya üzerinde baskı kuruyor. İkisinin de özel mahkemeleri var, ikisinin de özel savcıları var, ikisinin de özel hapishaneleri var, ikisi de medya patronlarına şunu at, şunu atma diye talimat verebiliyor. Ne farkı var aralarında demokrasi açısından? Onun için diyorum ya, herhalde kendine göre mizah yapmak istemiştir ama başarılı bir mizah değil."