İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen emniyette 'paralel yapı' soruşturması kapsamında 16 ilde operasyonlar düzenlendi. Aralarında eski Emniyet Müdür Yardımcıları Mahir Çakallı ve Hamza Tosun ile İstanbul eski Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı ve Mali Şube eski Müdür Yardımcısı Yasin Topçu'nun da bulunduğu 14'ü rütbeli 33 polis gözaltına alındı.
Gözaltına alınan polisler Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde doktor kontrolünden geçirildikten sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan Yerleşkesi’ne götürüldü.
Gözaltına alınan polislerden bazıları üzerlerinde Türkçe ve İngilizce 'Sıfır' yazılı tişört giydi. Bir polis, "Biz zaten sıfırız, buradayız. Ama haram para sıfırlanmaz" diye bağırdı.
Darbeye teşebbüsle suçlanıyorlar
Gözaltına alınan polisler gerçekleştirdikleri 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu nedeniyle hükümete karşı darbe yapmakla suçlanıyorlar. Casusluk, soruşturmanın gizliliğini ihlal ve resmi belgede sahtecilik de yapılan suçlamalardan diğerleri.
Operasyonu önceden duyurdu
Yakup Saygılı, operasyon öncesi saat 03.00 sularında Twitter hesabından gözaltına alınacağını ve kendisini takip eden polisleri atlatarak hastaneye gittiğini yazdı.
Operasyonlardaki 3. dalga
Daha önce Gülen Cemaati ile ilişkili oldukları iddia edilen 160 polis, 'yasa dışı dinleme' gerekçesi sunularak gözaltına alınmış, aralarından 42 kişi tutuklanmıştı. Serbest kaldıktan sonra savcının itirazıyla haklarında yakalama kararı çıkarılan 17 polis teslim olmuş, aralarından 5'i tutuklanmıştı.
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu
17 Aralık operasyonunda dönemin İçişler Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Kaan Çağlayan, Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Bora Bayraktar, İran asıllı Reza Sarraf, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın da aralarında bulunduğu isimler 'yolsuzluk ve rüşvet' suçlamasıyla gözaltına alınmış, Barış Güler, Kaan Çağlayan, Reza Sarraf, Süleyman Aslan ile birlikte bazı isimler tutaklanmıştı.
Bu isimler soruşturmayı yürüten hakim, savcı ve polislerin görevden alınması sonrasında nöbetçi hakimliklerce serbest bırakılmıştı.