Hikaye şu: Bilinmeyen bir zamanda patavatsızlığı ile bilinen bir şehzade varmış. Padişah demiş ki lalaya, “şu oğlanı terbiye et. Cemiyet içinde bir daha patavatsızlık yapmasın. Terbiye edemezsen kellen gider.”
Lala, can havliyle almış şehzadeyi hızlandırılmış patavat derslerine…Artık bir daha saçma sapan konuşmalarla kendisini ve babasını küçük düşürmüyecek kıvama getirmiş şehzadeyi… Ama tabii sözde…
Derken çok mühim bir mevzunun ele alındığı bir mecliste şehzade sallamış: “Bir ok attım kebap oldu”
Herkes ne demek bu tuhaf laf diye birbirine bakarken Lala can havliyle yine atmış kendini ortaya:
“Efendim! Beraber ava gitmiştik. Şehzademizin önüne bir tavşan çıktı. Oklarıyla nişan aldı, attılar. Ok, tavşanı delerek bir taşa isabet etti. Taştan bir kıvılcım çıktı. Otlar alev aldı. Tavşan yandı kebap oldu. Biz de tavşanı afiyetle yedik. Hadise budur.. Bunda anlaşılmayacak bir şey var mı acaba?”
Herkes ikna olmuş, Padişah da memnun.
Derken, Şehzade patlatmış ikinci bombayı:
“Bir ok attım göl oldu.”
Lala yine toparlamış mevzuyu:
“Şehzademizle kırlarda gezinirken, ne görelim, büyük bir kaya parçası gölün yatağını kapatmış, göl kurumak üzere. Şehzademiz hemen bir ok attı ve kayayı tam ortasından vurup parçaladı ve göl yine suyla doldu. İşte sözündeki hikmet budur.”
Lakin üçüncü bomba çok geçmeden gelmiş
“Bir ok attım aşure oldu”
Soğuk soğuk terleyen Lala, Padişaha dönerek, “İşte” demiş “Kelllem”
“Lakin Allah aşkına söyleyin ben dağın başında şekeri, buğdayı, inciri, fındığı, fıstığı.,nereden bulacakmışım da aşura yapacakmışım sorun şu hergeleye”
“Önüne yatmak” ifadesinin hakaret içermediğine, sorunun bu ifadeyi dile getiren siyasetçide değil, “yatmak” denilince akıllarına “cinsellik” gelenlerde olduğuna (sanki kendilerinin aklına aynı şey gelmiyor) bizleri ikna etmeyi çalışanlar bu hikayeyi getirdi aklıma.
Tam “Bir ok attım aşure oldu” vaziyetiyle karşı karşıyayız. Zira aynı siyasetçi, 7 gün aradan sonra söylemini biraz daha geliştirdi: “Bunlar hırsızların altına yatmadılar mı?”
Haydi bakalım şimdi modern lalalarda sıra “altına yatmak” denilince aklımıza neyin gelmesi gerektiğini düşünüp bulacaklardır herhalde. Kendinden geçmiş halde küfür ve hakaret dili kullanan malum kişinin nezaketine ve zarafetine ikna etmeye çalışacaklardır bizi. Kolay gelsin…