İzmir Milletvekili YGS'yi Sordu

İZMİR(DHA) - CHP İzmir Milletvekili Hülya Güven, Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı (YGS) sorularının açıklanmamasını Meclis gündemine taşıdı.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Güven, yanlış ya da tartışmalı soruların gizlenme çabasıyla bunun yapıldığını savundu. Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından 23 Mart’ta yapılan YGS’de, soruların sadece yüzde 20’sinin açıklanmasına CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven tepki gösterdi.

Konuyu TBMM gündemine taşıyan ve Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Güven, soruların açıklanmamasının aday ve ailelerinde, sınav sonuçlarının güvenirliğine ilişkin endişe yarattığını söyledi.

Güven şöyle dedi:

"Zaten yıllardır şaibelerle, çalınan sorularla gündeme gelen ÖSYM’nin yaptığı sınavlar bu kararlarla iyice güvenilirliğini yitirmiştir. Artık adayların hak ettikleri puanı aldıklarına, haklarının yendiğine ilişkin endişelerini gidermek bu uygulama ile daha da zorlaşmıştır. Soru havuzu yapmak için soruların gizlenmesi anlamsız. AKP yönetiminden önce de soru havuzları oluşturulmuştu, ama açıklamama diye bir durum söz konusu değildi."

'BAZI KİŞİLERE TORPİLLE KONTENJAN AÇILMASI'

Hülya Güven, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yanıtlaması istemiyle şu soruları sordu:

"İktidarınızda kamuoyunda uzun süredir güvenirliğini yitirmiş bir kurum görüntüsü veren ÖSYM’nin soru havuzunu genişletme çalışmaları neden 12 yıllık iktidarınızdan bu yana ilk defa düşünülmüştür? ÖSYM tarafından düzenlenen sınavlarda soruların yüzde 10’unun ve YGS’de yüzde 20’sinin açıklanacak olması, yanlış veya tartışmalı soruları gizleme çabası mıdır? ÖSYM soru kitapçıklarında yer alan soruların açıklanma oranları neye göre saptanmıştır? Soru kitapçıklarının açıklanmamasıyla, üniversitelerde bazı kişilere torpille kontenjan açılması arasında bir bağlantı var mıdır? Aday ve ailesinde sınav sonuçlarının güvenirliğine ilişkin endişe yaratacağı düşünülmemiş midir? Adayların hak ettikleri puanı aldıklarına, haklarının yendiğine ilişkin endişelerini gidermek bu uygulama ile daha da zorlaşmamış mıdır?"