Süte anayasa geliyor

Kuşadası’nda düzenlenen Anadolu EXPO 2. Canlı Hayvan Fuarı ile eş zamanlı düzenlenen 3. Ulusal Süt Zirvesi, sektördeki tüm mağduriyetin önüne geçecek süt anayasasına zemin oluşturdu.

Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Fatih Salih Okumuş, yılbaşından itibaren sütte yeni bir dönemin başlayacağını belirterek, “Süt Tedarik Yönetmeliği 2016 yılının ilk ayında yürürlüğe girecek. Bugüne kadar hukuku olmayan sütün artık bir hukuku olacak. Üretici mağdur olmayacak, parasını zamanında alacak, sanayicinin süt derdi olmayacak” dedi.

Efes Kongre Merkezi’nde düzenlenen Anadolu EXPO 2. Canlı Hayvan Fuarı’nın ikinci gününde düzenlenen 3. Ulusal Süt Zirvesi sektörün yoğun ilgisini gördü.

“Süt sektörünün yeniden yapılandırılması” temasıyla düzenlenen zirve öncesinde konuşan Türkiye Süt Ürecileri Merkez Birliği Başkanı Fatih Salih Okumuş, yılbaşından itibaren sektörde yeni bir dönemin başlayacağını söyledi. Okumuş, en büyük sıkıntılarının girdi maliyetlerindeki artışa karşın süt fiyatında herhangi bir artışın olmayışının sanıldığını ancak bunun en önemli sorun olmadığını söyledi.

Okumuş, “Sorunların başında öncelikle 365 gün süt satabilmenin geliyor. Sonrasında ise sattığınız sütün parasını ‘garanti’ alabilmek ve sonra da sütün fiyatı geliyor” dedi. Yeni dönemin ise “Süt Tedarik Yönetmeliği”nın yılbaşında devreye girmesiyle başlayacağını ifade eden Okumuş, bu yönetmeliğin de bu sorunların reçetesi olduğunu belirtti.

Okumuş şöyle devam etti:

Bu çalışma 2 yıldır sürüyor. Sütte ilk defa bir hukuk oluşacak. Daha önce sütün hukuku yoktu. Artık bir anlamda sözleşmeli üretim dönemi başlayacak. Alanın satanın hakkı, belirli bir akitle ortaya konulacak. Daha önceki üreticilerimiz ve sanayicinin mağduriyetleri oluyordu. Talep fazla olup süt bulunamıyor ya da arz fazlalığı nedeniyle sanayici sütü satamıyordu. Satan parasını alamıyordu. Hatta Türkiye’de süt tatilleri uygulanıyordu. Bu yönetmelik, bunların hepsinin önüne geçecek. İki tarafın hakkının hukukun korunması sağlanacak. Üretici üretirken alıcı alırken neyi nasıl yapacaklarını bir anlaşmaya dökecek ve her iki taraf da o anlaşma doğrultusunda adımlarını atacak”

GÜÇBİRLİĞİ ÇAĞRISI

Türkiye’nin 19 milyon ton süt üretimi gerçekleştirdiğin ve artık kendi kendine yeten bir ülke konumunda olduğuna dikkat çeken Okumuş ayrıca küçük üreticinin, büyük ölçekli çiftliklerle rekabet edebilmesi için de bir çalışma içinde olduklarını söyledi. “İşletmelerdeki süt kalitesini iyileştirme projesi” ile bunun hayata geçebileceğini söyleyen Okumuş, “ Bunu da ancak birlikte başarabiliriz. Birim hayvanlardan elde edilen sütü, hayvan ırkımızı da geliştirerek yapmamız gerekiyor ki karlılık oranı artsın. Girdi maliyetlerimiz ve her bölgede ürün çeşitliliğimiz aynı değil. Onun için el birliğinde çalışmamız gerekiyor” diye konuştu.

KÜÇÜKBAŞTA TÜRKİYE’YE İZMİR MODELİ

İzmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Özer Türer, ise küçükbaş hayvancılıkta İzmir’in Türkiye’ye bir model olacağını söyledi. İzmir dışında bugüne kadar Türkiye’nin hiçbir yerinde koyun keçi sütü toplama organizasyonu yapılmadığına dikkat çeken Türer, “Soğuk zinciri de devreye alarak İzmir’de 5 yıldır üreticilerimizin sütünü alıyoruz. Eskiden mandıralar Nisan ya da Mayıs ayında süt toplar Temmuz ayında da bu toplamayı bitirirdi. Biz ise bunu 10 aya yaydık. İzmir birliği olarak kar gütmedik ve Ocak ayından itibaren kapılarımızı açıp Ekim ayına kadar süt alımına devam ettik. Bütün üreticilerden süt topladık. Üretici de Pazar sorunu olmadığı için süt sağımı gerçekleştirdi. Durum böyle olunca hem verim arttı, hem üretici kazandı. İzmir modelinin artık Türkiye geneline yayılması gerekiyor ve bunun da tam zamanı” dedi.

Türkiye’de sığır sütünden yapılan yoğurdun yerine artık tüketicinin koyun yoğurdu ve keçi peynirini rağbet etmeye başladığını da belirten Türer, “Elbette inek sütü lezzetli ama bizim geleneğimizde koyun sütünden yoğurt yapmak var. Son 4 yıldır da bunun farkına yeniden vardık. Artık marketlerde tüketici koyun yoğurdunu ve keçi peynirini arıyor. İstihdamın ve ve üretimin artması için bu gelişim şart. Çünkü inek sütüyle dünya ülkeleriyle rekabet edemeyiz. Avrupa’da inek sütü her zaman bizden daha ucuz. Ancak oralarda koyun keçi sütü bulamazsınız. Dolayısıyla koyun ve keçi sütüyle çok iyi rekabet edebiliriz. Türkiye’de iyi bir islahla bu hayvan sayısı artırırsak koyun ve keçi sütü ürünlerini satarız ve rekabette de lider ülke durumuna geliriz” dedi.

SÜT SEKTÖRÜNÜN ÖNDERLERİ ZİRVEDE

Platform Fuarcılık Genel Müdürü Gül Ceylan ise zirvenin üreticinin en önemli sorunu "pazarlamaya" çözüm önerileri getireceğine dikkat çekti. Sektörün 300 bin kişiyi doğrudan ilgilendirdiğini ve Türkiye’de sektöre yön veren kooperatif ve birlik yönetimi olarak 350 ismin zirveye katıldığını belirten Ceylan, "Süt sektörüne devlet desteğiyle ciddi katkı sağlandı ve üretim arttı. Ancak sektörün bu kadar gelişmiş olmasına karşın maliyet artışı nedeniyle üretici istediği karı elde edemiyor. Bu zirve sütün doğru şekilde pazarlanamamasının nedenleri ortaya koydu" dedi. 3. Ulusal Süt Zirvesi’nde Doç. Dr. Ömer Tömet’in moderatörlüğündeki ilk oturumda Danimarka Çifti Birliği Bakanı Kjartan Poulsen sektördeki organik üretim konusunda bilgi verdi. Barbaros Buyrukbilen ise süt analizlerinde dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. Ulusal Süt Konseyi Üyesi Ahmet Ertürk başkanlığındaki ikinci oturumda ise süt üretimindeki desteklemeler masaya yatırıldı

KEMERALTI GİBİ FUAR

Anadolu EXPO 2. Canlı Hayvan Fuarı, ikinci gününde büyük ilgiyle karşılaştı. Fuar standlarındaki ziyaretçi yoğunluğu, İzmir’in tarihi çarşısı Kemeraltı gibi görüntülerin oluşmasına neden oldu. Fuarın yarınki bölümünde ise en güzel sığır yarışması ile yine renkli görüntüler oluşacak.