Cumhurbaşkanı Gül'den önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Mursi’nin ve arkadaşlarının serbest bırakılmasının geçiş sürecini kolaylaştıracağını belirterek “Tansiyonu düşürür, sokaklardaki, meydanlardaki kalabalığın normalleşmesine katkı yapar” dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin 3. Zirvesi’ne katılmak üzere geldiği Azerbaycan’ın Gebele kentinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Gül, Türk Konseyi Zirvesi için geldiklerini belirterek, “Türkçe Konuşan Ülkeler Topluluğu diye bir araya geliniyordu. 2009 yılında Nahçıvan’da toplandık. Bunu bir kurumsal çerçeveye oturtmamız gerekir diye orada Türk Konseyi Anlaşması imzaladık. Genel sekreterliğini İstanbul’da açtık. Her sene bir zirve toplantısı ve bir konu ele alınıyor; nasıl dayanışmamız geliştirilir diye. Bu seneki konusu ulaştırma konusu; özel gündem bu olmuş olacak. Bunun ötesinde diğer konularda da Kazakistan, Azerbaycan Kırgızistan, Türkmenistan da gözlemci olarak katılıyor” dedi.

“Hangi başkente giderseniz gidin oralarda en büyük işleri Türklerin yaptığını göreceksiniz” diyen Cumhurbaşkanı Gül, Türk dünyasında, Astana’nın tamamen bir çölken yeni bir şehir kurulduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:

“Bakü aynı şekilde, diğer yerlere gittiğinizde aynı şekilde… Ekonomik olarak işbirliğimiz çok gelişiyor. Önümüzde daha anlamlı, sadece hayali değil eşit münasebetleri olan çok sayıda bir Türk devleti dayanışmasını göreceğiz. Bu 3. zirve.”

“EN KISA SÜREDE MISIR TEKRAR DEMOKRASİYE NASIL ULAŞIR ONA BAKMAK LAZIM”

Cumhurbaşkanı Gül, Mısır’da yaşanan olaylarla ilgili ise, “Ben Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanıyım, sorumluluklarım var. Gazeteci olsam farklı konuşabilirim, hissiyatlarım var. Geleceği çok düşünmem gerekir. Mısır çok üzücü… Olup bitenler çok üzücü… Liderler istese bile kavgayı önleyemeyebilirler. Kalabalıkla asker, polis karşı karşıya geldiğinde bunlar kontrolden çıkar. Bir çıkış stratejisi ortaya koymak lazım. Darbe olmuş demokrasi askıya alınmış, en kısa sürede Mısır tekrar demokrasiye nasıl ulaşır ve Mısır en az zararla nasıl kurtulur ona bakmak lazım. Herkes bir sürü rakam söylüyor. 100’den bine giden rakamlar var” diye konuştu.

“GİRDAP GİBİ DEVAM EDERSE BÜYÜK BİR KAOS OLUR”

Cumhurbaşkanı Gül, olayların girdap gibi devam ederse büyük bir kaos olacağını vurgulayarak şöyle devam etti:

“ Mısır Arap dünyasının kalbi, İslam dünyasının en önemli merkezi. Sadece Mısır’ın geleceği değil Müslüman ülkeler, Afrika hepsi etkilenir. Mısır’ı bu kaos ve çıkmazdan çıkartmak, korumak lazım. Suriye bu şekilde başladı, bugün hayal edebilir misiniz gelinen noktayı. Hele demokrasi, çok partili geçmişi olmayan bir ülkede bu olaylar kontrol edilemez. 1 Mayıs Taksim olayları nasıl oldu? Böyle bir kaos ortamından Mısır’ı çıkartmak lazım. İlk hedefin de Mısır’ı demokrasiye geçirip ilk seçime herkesin seçime girmesi lazım.”

“Bunu kim yapacak” şeklindeki bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Gül, “Bunu Mısırlılar yapacak. Her ülkeyi uçurumdan o ülke çıkartır” diye cevap verdi.

“BENİM MISIR İÇİN ÇOK BÜYÜK KAYGILARIM VAR”

Cumhurbaşkanı Gül, Mısır’ın demokrasiden kopmasının hem Mısır için hem de İslam dünyası için büyük bir kayıp olacağına dikkat çekerek, “Olaylar önlensin diye hepimiz çok çağrılar yaptık. Benim Mısır’la ilgili çok büyük bir kaygım var. Ekonomik sıkıntıları olan bir ülkede dökme suyla da hiçbir zaman değirmen dönmez, kendi değirmenini kendisinin döndürmesi lazım. Bütün bunları Mısırlıların düşünmesi lazım. Çok üzücü bir durum var ortada” şeklinde konuştu.

“BU ÜLKEYİ KENDİ SİYASETÇİLERİ KURTARABİLİR”

Bir gazetecinin “İslam dünyası niye sessiz kalıyor” şeklindeki sorusuna ise Cumhurbaşkanı Gül, şöyle cevap verdi:

“Sessiz kalıyor diye bir şey yok. Bu ülkeyi kendi siyasetçileri kendi liderleri kurtarabilir. Tabii ki destek olunur dayanışma içinde olunur. Doğrusu Mısırlıların bunu görmesi lazım.”

“MURSİ’NİN VE ARKADAŞLARININ SERBEST BIRAKILMASI GEÇİŞ SÜRECİNİ KOLAYLAŞTIRIR”

Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mursi’nin ve arkadaşlarının serbest bırakılması bu işi ve geçiş sürecini kolaylaştırır, tansiyonu düşürür, sokaklardaki, meydanlardaki kalabalığın normalleşmesine katkı yapar. Kendi siyasi tarihimizi gözden geçirin. 60’ı saymazsanız bütün olup bitenlere baktığınızda bu sokak olaylarında kanlı şeyler olmadı, hepsi demokrasi ile aşıldı. Demokrasi uzun soluklu işler. Mısır böyle bir kaos içerisindeyken, Mısır’ın geleceği belirsizken sağlıklı bir Filistin - İsrail görüşmesinin olabileceğini düşünür müsünüz? Onun için Mısır’la ilgili bizim yapabileceğimiz şey onlara çok şeylerle anlatabiliriz. Bunlar olmazsa uzun bir otoriter dönem başlar. Demokrasinin askıya alınmaması, kendi içinde noksanlıkların düzeltilmesi, en erken, açık, düzgün herkesin katılacağı İhvan’ın da katılacağı, -İhvan’ın seçimlerin dışında tutulma korkusu var bende, bu kadar örnek var ortada, bu kadar insanın ölmesi-”

“Bu yara kapanır mı” şeklinde bir başka soru üzerine Gül, “Bir ülkeyi kendi liderleri kurtarır, kendi liderlerinin basiretleri kurtarır veya batırır. Bu kadar sivil insanlara karşı asker polis böyle kullanırsan bu kadar ölüm olayının olacağı gayet ortada” karşılığını verdi.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Çözüm süreciyle ilgili ise Cumhurbaşkanı Gül, görüşlerini şöyle açıkladı:

“Herkes bir şey söyler. Hükümetin gayet iyi niyetli olarak başlattığı bir politika var; herkesi kazanmak, herkesin silahtan şiddetten vazgeçmesi… Bu toprakların insanıysa silahı şiddeti bırakacak. En gelişmiş ülkelerde demokrasi nasılsa Türkiye’ye de öyle yapılması için uğraşılıyor. Çok cesur bir çalışma var. Önce bunun takdir edilmesi ve kıymetinin bilinmesi lazım. Bu takdir edilmez ve bunlar bir olgunlukla karşılanmazsa bu politikalar da devam edemez. Toplumun büyük bir kısmının kafasını karıştırıcı şeylerden, sözlerden ve davranışlardan herkesin uzak durması gerekir.”

Cemil Bayık’ın sözleriyle ilgili bir soru üzerine de Gül,

“Bizim terörle mücadele geçmişimiz de az değil. Neredeyse çeyrek asır, bunun içinde çok önemli” ifadesini kullandı.

“Affa sıcak bakıyor musunuz” sorusuna ise Cumhurbaşkanı Gül, “Şu an konuşulanlar bunlar değil” diye cevap verdi.

“İLLEGAL KIYAFETLERDE GÖSTERİLER FİLAN GÖRÜYORUM BUNLAR ÇOK YANLIŞ İŞLER”

Cumhurbaşkanı Gül, kendisinin her zaman bu problemin farklı metotlarla çözülmesini söylediğini ve destek verdiğine dikkat çekerek, “Çünkü terör ayrıştırıyor. Bu işlere bulaşanların da yol haritasını bizim çizmemiz gerektiğini savundum. Bu dünyanın birçok yerinde de böyle olmuştur. Bunu bozucu davranışlar içinde kimsenin bulunmaması lazım. İllegal kıyafetlerde gösteriler filan görüyorum bunlar çok yanlış işler, hepimizi tedirgin eder” şeklinde konuştu.

11 madde konusunu hatırlatan bir gazetecinin, “AK Parti ile cemaat arasında bir sorun mu var? Cemaatin bu açıklamayı yapması ne anlama geliyor” şeklindeki sorusu üzerine ise Gül, “Ben cumhurbaşkanı olarak bu işlere karışmak istemem. Devlet işleri tamamen ayrıdır, çeşitli sivil kuruluşlar, onların görüşleri, faaliyetleri ayrıdır. Söyleyeceğim bu, bunun ötesinde girmem bu işlere” cevabını verdi

“BU TİP BEKLENTİLERİ OLUŞTURMAK DOĞRU DEĞİL”

Gezi olaylarının Sonbahar’da tekrar yaşanacağı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, bu tip şeylerden korkunun doğru olmadığını vurgulayarak “Kanunları, kuralları belli bir demokrasi ile idare edilen, AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamış bir ülke... Karşı görüşler ifade edilebilir. Bütün bunların kanunlar çerçevesinde yapılması önemli. Bunlara fırsat vermeyecek şekilde varsa bir itiraz o dikkate alınır. Kurallara uygun şekilde demokratik ülkenin nizami çerçevesindeyse bunlar dikkate alınır. Bir illegal faaliyete fırsat vermemek lazım. Bu tip şeyleri görüyorum, çok gereksiz görüyorum. Bu tip şeyleri, beklentileri ve korkuları oluşturmak doğru değil” diye konuştu.

“ŞÜPHESİZ Kİ SAYIN GENELKURMAY BAŞKANI KANUNLAR VE HUKUK ÇERÇEVESİNDE YAPILMASI GEREKENİ YAPTI, SÖYLEMESİ GEREKENİ SÖYLEDİ”

Cumhurbaşkanı Gül, Ergenekon davasında eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasıyla ilgili ve Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in konuyla ilgili açıklamaları hakkında ise şunları söyledi:

“Bu konularla ilgili vaktiyle görüşlerimi paylaştım. Şimdi şu mahkemeler devam ediyor, üst mahkemeler var. Anayasa Mahkemesi var. AİHM var, bütün bu süreçlerin sükunet içinde devamını görmek gerekir. Hiç kimsenin haksızlığa uğramasını tabii ki istemem. Bir hukuk devletinde mahkemelerin adil bir şekilde verdikleri bir kararlar varsa onlara da söylenecek bir şey yoktur. Kimseye suçlusun da suçsuzsun da denemez. Ben de doğrusu kendi ülkemde olağanüstü şeylerden arınıp bütün gücümüzün, bütün vargılığımızı zenginleşme, kalkınmaya verilmesini isterim. Şüphesiz ki Sayın Genelkurmay Başkanı kanunlar ve hukuk çerçevesinde yapılması gerekeni yaptı, söylemesi gerekeni söyledi. Bütün gücüyle söyledi, dile getirdi, ben şahidim.”