Türeli'den ince mesajlar

CHP İzmir Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Rahmi Aşkın Türeli, AKP iktidarı döneminde demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin ayaklar altına alındığı, ekonomik alanda ciddi çöküntünün olduğu, üretim gücünün zayıfladığı, bölüşüm ilişkilerinin bozulduğu, yoksulun daha yoksul zenginin ise daha zengin olduğu bir dönemin yaşandığını söyledi.

Türeli dış politika alanında da Türkiye'nin Ortadoğu’daki çatışmalarda taraf haline geldiğini ve ülkelerin rejimlerine müdahale eden bir ülke görüntüsü çizdiğine dikkat çekti. CHP'li Vekil ayrıca, kamu kaynakları kullanımında toplumun denetiminin şart olduğunu belirterek ne yazık ki AKP'nin bunu yerine getirmediği gibi "Allah'tan başkasına hesap vermem" anlayışında olduğunu ifade etti. Türeli, önümüzdeki yerel seçimlerin önemine de değinerek aday adaylarının birbirlerini eleştirerek üstünlük kurma çabaları yerine çıkıp kendi projelerini anlatarak aday olmaya çalışmalarının daha doğru olacağının altını çizdi. 
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, Karşıyaka'da tam gün mesai verdi. CHP'li Vekil CHP Karşıyaka İlçe Başkanlığı ziyareti ile başladığı programını sırasıyla Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Karşıyaka Şubesi, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Karşıyaka Şubesi, Emekli-Sen Karşıyaka Şubesi'ni ziyaret ederek sürdürdü. Ziyaretlerin ardından CHP Karşıyaka İlçe Eğitim Komisyonu tarafından düzenlenen toplantıya katıldı.
Eğitimden sağlığa, ekonomiden dış politikaya, yerel seçimlerden gündemdeki pek çok konuya önemli açıklamalarda bulunan Rahmi Aşkın Türeli konuşmasının önemli bir bölümünü AKP'nin kötü yönetimine ve Türkiye'nin AKP'den kurtulması gerekliliğine ayırdı. Yaşamın her alanında gidişatın ürkütücü boyuta ulaştığına dikkat çeken Türeli bu süreçte herkese önemli görevler düştüğünü, partililerin tüm güçlerini ve enerjilerini ortaya koyarak çalışmaları gerektiğini ifade etti. 
Türeli şunları söyledi:
Demokrasi tehdit altında
"AKP iktidarı ülkeye çok ciddi zararlar vermektedir. Ekonomik, sosyal, siyasal ve dış politika alanlarında Türkiye bir çıkmazın içindedir. Laik Cumhuriyet'in tehdit altında olduğu, Cumhuriyetin dokularıyla ve ülkenin genetiği ile oynandığı bir süreçten geçmekteyiz. Bunların hiçbirini tasvip etmiyoruz ve doğru bulmuyoruz. Bugün Türkiye'de hukuk devletinden bahsetmek mümkün değildir. Gelinen noktada Türkiye'de yasama yürütme yargı ayrılığından söz edilebilir mi? Bireylerin özgürlüğünden, basın özgürlüğünden söz etmek mümkün müdür? Bugün Türkiye'de iktidarın kontrolünde olan yandaş medya vardır. Tutuklu gazeteci sayısı açısından Türkiye bugün dünyada birinci sıradadır. AB ilerleme raporlarında bunlar açıkça yer almaktadır. Demokrasinin ayaklar altına alındığı, insan hak ve özgürlüklerinin ve anayasada tanımlanmış temel hakların ayaklar altına alındığı bir süreçle karşı karşıyayız. Ekonomik alanda ciddi çöküntünün olduğu, üretim gücünün zayıfladığı, bölüşüm ilişkilerinin bozulduğu, yoksulun daha yoksul, zenginin daha zengin olduğu bir dönemden geçiyoruz. Dış politika alanında da tablo ortadadır. Türkiye bugün başka ülkelerin rejimlerine müdahale eden bir ülke konumdadır. Ne yazık ki Suriye'deki iç savaşın da tarafı olmuştur. Suriye'ye gidip savaşan militanların bir kısmı Türkiye'deki kamplarda eğitilmektedir. Bunun dışında Mısır'da ve Irak'taki çatışmalara taraf olan bir siyasi iktidar vardır. Atatürk'ün 'Yurtta barış dünyada barış' şiarı göz ardı edilmektedir.
AKP halkı yanıltma konusunda oldukça usta
AKP'nin ekonomi alanındaki politikalarını da eleştiren Rahmi Aşkın Türeli, hükümetin dışarıdan gelen sıcak parayla ekonomiyi büyütmeye çalıştığını ancak gelinen noktada hayal kırıklığına uğradığını söyledi. Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğini ve bunu tüm Türkiye'nin gördüğünü belirten Türeli cari işlemler açığının da her geçen gün arttığını, ülke ekonomisinin iflasa doğru sürüklendiğini ifade etti. Türeli şöyle konuştu:  "Ekonomik anlamda ülke ciddi bir çöküntü içindedir. Dolar her geçen gün yükselmektedir. Hükümet sıcak parayla ülke ekonomisi büyütmeye çalışmıştır ancak taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğini herkes bir kere daha görmüştür. İzlenen yanlış politikalar sonucunda cari işlemler açığı günden güne artmaktadır. Ekonomide durum böyle olmasına rağmen AKP toplumu yanıltma konusunda oldukça usta olmuştur. 2002 yılında Türkiye’nin IMF’ye olan borcu 23,5 milyar dolardı. Şimdi bu borç sıfırlanmıştır. Ancak Türkiye'nin toplam dış borcu AKP iktidarı döneminde 130 milyar dolardan 337 milyar dolara yükselmiştir. AKP iktidarı döneminde 38 milyar dolarlık özelleştirme yapılmasına rağmen Türkiye'nin borcu 10 yılda 207 milyar dolar artmıştır. Toplumun gözünden bu tabloları kaçırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Ülkede ne yazık ki üretim ilişkileri bozulmuştur. İşçi, memur, emekli ve çiftçinin hali perişandır. Tarım bitmiş durumdadır. Türkiye birçok üründe ithalatçı konuma getirilmiştir. Çiftçi ürününü ekemez hale getirilmiştir. 'Türkiye dünyanın 16. büyük ekonomisi' denmektedir. Nüfusa bakıldığında böyle görülebilir ancak BM'nin insani gelişmişlik endeksine bakıldığında kişi başına gelir, eğitim ve sağlıkla ilgili göstergeler de dikkate alındığında Türkiye 90. sıradadır."
Emeklilerin hakları verilmeliKarşıyaka programında emeklilerin de karşılaştıkları sorunlara değinen Türeli, emekli maaşlarının yaşanabilir bir seviyeye getirilmesi gerektiğini söyledi. Çalışma hayatında emeklilerin de hak ettikleri gelire sahip olamadıklarına dikkat çeken Türeli İntibak Yasası'nın beklentilere çare olmadığını, yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Türeli, " Büyüyen, üreten ve yatırım yapan bir Türkiye istiyoruz. Aynı zamanda da bunu adil, eşitlikçi bir şekilde paylaşan bir Türkiye'ye ihtiyaç vardır. CHP olarak tüm vatandaşların insan gibi yaşadığı bir düzeni kurma sorumluluğumuz vardır. Emekli maaşlarının da yaşanabilir bir seviyeye getirilmesi gerekmektedir. Hükümet katsayıları düşük tutarak bir miktar para artışı yapmıştır ancak bizim savunduğumuz model bu değildir. Biz aynı sürede çalışan ve aynı primi ödeyenlerin,  aynı işi yaptığı bir gösterge tablosuna bağlanmış bir intibak sistemi önermiştik. Ancak çıkarılan İntibak Yasası emekliler için hüsran olmuştur." dedi.CHP olarak Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 2013 Yılı Bütçesini eleştiren kapsamlı bir "Muhalefet Şerhi" hazırladıklarını ve bunu kitaplaştırdıklarını belirten Rahmi Aşkın Türeli, AKP'nin yanlış politikalarını kamuoyuna anlatmaya devam edeceklerini ifade etti. Türeli, "Türkiye'de ekonominin yurtdışından gelen sıcak paraya bağlı olduğunu, kırılgan olduğunu ve her an yeni bir krize girebileceğini komisyon çalışmalarımızda ortaya koyduk. Hazırladığımız muhalefet şerhinde de bu görüşlere yer verdik. Ayrıca çalışma hayatının kuralsızlaştırıldığı, bölüşüm ilişkilerinin son derece bozulduğu, işgücü piyasasının esnekleştirildiği ve güvenceli çalışma yaşamından güvencesiz çalışmaya, taşeronlaşmanın yaygın olduğu bir çalışma modeline doğru gidildiğini de muhalefet şerhinde vurguladık" diye konuştu.
Yerel seçimler önemliMilletvekili Türeli yaklaşan yerel seçimlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak bu seçimin önemine dikkat çekti ve partililere dayanışma içerisinde çalışma çağrısında bulundu. Türeli, " Son derece renkli, canlı ve hareketli bir süreç yaşıyoruz. Bu süreçte partililerimizin üsluplarına dikkat etmeleri ve CHP'nin tüzel kişiliğine zarar verecek yaklaşım içerisinde olmamaları gerekir. Bu çerçevede, aday adaylarının birbirlerini eleştirerek üstünlük kurma çabaları yerine, kendi projelerini anlatarak aday olmaya çalışmaları daha doğru olacaktır. Aday belirlendikten sonra da o adayın etrafında kenetlenip birlikte çalışılması önemlidir. Bu seçim ülkemiz adına çok önemlidir çünkü bu seçim AKP'nin 11 yıllık politikalarının benimsenip benimsenmediğinin de bir göstergesi olacaktır. AKP'nin ülkeyi ne kadar kötü yönettiğini vatandaşlarımıza anlatacağız. Bu doğrultuda tüm gücümüzü, enerjimizi vererek çalışmak zorundayız. Bizim öncelikli hedefimiz CHP’yi iktidara taşımaktır. Önümüzdeki yaklaşık 2 yıllık süreçte yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler bulunmaktadır. Yerel seçimlerde alacağımız oy partimizin iktidara yürüyüşünün ilk adımı olacaktır." diye konuştu.
Son olarak Gezi Parkı olayları hakkında da düşüncelerini açıklayan Rahmi Aşkın Türeli, gençlerin öncülüğünü yaptığı protestolarda Gezi Parkına ilişkin olarak ortaya çıkan çevreci kaygıların yanı sıra özgürlükçü, eşitlikçi ve demokratik bir Türkiye özleminin ön plana çıktığını ve AKP hükümetinin olaylar karşısında takındığı olumsuz tavrın ülkemize yakışmadığını söyledi. Ayrıca yıllardır apolitik olarak eleştirilen gençlerin hiç de öyle olmadığının ortaya çıktığını belirterek "Gençlerin kendileriyle ilgili, toplumla ilgili kararlara nasıl katılacağı ve o süreçte haklarına nasıl sahip çıkacağı ortaya çıkmıştır. Ancak bunun sonucunda da ne yazık ki birçok vatandaşımız kovuşturmalara uğramıştır ve uğramaya da devam etmektedir. Bunu tasvip etmemiz mümkün değildir" diye konuştu.