Göztepe'nin gelgitlerle dolu geçen bir sezonun ardından play offtan çıkmayı başardığı Süper Lig'de neler yapacağı merak konusuydu.
Fenerbahçe, Kayseri ve Trabzonspor maçlarının ardından şu anlaşıldı ki bu takım kazansa da kaybetse de taraftarına saçlarını yoldurtmaz.
Lige yeni çıkmış ve yeni kurulmuş bir ekip, yüksek bütçeli "büyük" diye anılan takımlar karşısında hele sezonun başıysa, ezilir büzülür. Sekiz oyuncusuyla savunma yapar. Tempoyu düşürmeye çalışır. Öncelikle gol yememeye odaklanır. En azından biz hep böyle gördük.
Ancak önce Fenerbahçe sonra da Trabzonspor maçlarında Göztepe, rakiplerine açıkça meydan okudu. "Sizin kadar ben de oynarım bu oyunu" mesajını verdi. Mesaj vermekle kalmadı oynadı da. Mıy mıy futbolla sonuç alma ucuzluğuna takılmayan teknik direktör Tamer Tuna'yı bu cesur tutumundan dolayı kutluyorum.
Fenerbahçe maçı bittiğinde herkes galibiyeti Göztepe'nin kaçırdığının farkındaydı. Trabzonspor müsabakasında da son 10 dakikalık bölüm dışında Göztepe her bakımdan rakibinden üstündü. 3-2'den çok daha farklı bir skorun ortaya çıkmasını direkler, kaleci Onur, bir de tam Jahoviç'lik pozisyonlar bulan Jahoviç'in gününde olmaması engelledi. Lige verilen arada Göztepe'nin oyununu bir adım daha öteye taşıyacağını, sakatlığı biten Selçuk Şahin'in de tıpkı Sabri Sarıoğlu gibi takıma önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum.
Görünen o ki Göztepe, bu sezon Bornova Stadı'nda seyir zevki yüksek maçlar oynayacak, taraftarını mest edecek.