Kılıçdaroğlu, “Demokratik eylemler, çevreye zarar vermeyen eylemlerdir. Esnafa, kamu mallarına zarar vermeyen eylemlerdir" dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’i makamında ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, Başbakan Erdoğan’ın Afrika gezisi sonrası İstanbul’da yaptığı açıklamalar hakkındaki sorusuna şöyle karşılık verdi: “Bir ülkenin Başbakanı yasalara ve devletin yönetimine saygılı olmak zorundadır. İstanbul’da seçilmiş bir büyükşehir belediye başkanı var.
Halkın seçtiği belediye meclisi üyeleri var. Onlar niye konuşmuyorlar da başbakan konuşuyor. Hangi yetki ile konuşuyor. Başbakanlık’tan ayrıldı da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı mı yapıyor. O Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı mı, yoksa Gezi Parkı’nın Başbakanı mı?" Çevreye saygı duymanın herkesin hakkı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Özellikle başbakanların hakkı. Sayın Arınç, Taksim grubunu davet etti, dinledi onlar görüşlerini söylediler. Sayın Başbakan, ayağının tozuyla ‘ben şunu yapacağım, bunu yapacağım’ diye açıklamalar yapması doğru değildir."
"DEMOKRASİ UZLAŞMA REJİMİDİR"
Demokrasinin bir uzlaşma rejimi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakanın demokrasi nedir öğrenmesi lazım. Oradaki insanlar özgürlüğüne sahip çıkıyorlar. İnsanlar kentine sahip çıkıyor. Asıl üzerinde durulması gereken konu var. Demokrasilerde halkla inatlaşma olmaz. Bir yönetim halk ile inatlaşma sürecine girerse meşruiyet sorunu gündeme gelir. Başbakan Erdoğan yüzde 50 söylemleri çok tehlikedir. Yüzde 50’yi yanda yüzde 50’yi karşıt gören bir anlayış olmaz. Taksim Meydanında her siyasal görüşten insanlar var. AKP’liler de var orada. Bir Başbakan halkıyla konuşurken daha kapsayıcı bir dil kullanması lazım. İnatla dayatma ile ne elde edebilir. Bütün dünya ayağa kalktı. Bütün dünyanın gördüğü gerçeği bir kişi görmedi o da Başbakan Erdoğan. Bu doğru değildir arkadaşlar. Demokrasiye zarar veriyor. Demokrasiyi içselleştirmemiz gerekiyor. ‘Benim inadım inat, ben bunu yapacağım, Topçu Kışlasını yapacağım. Otel olarak kullanılacak’ Acaba birilerine söz mü veriliyor. Birilerine söz verdiler de mi dönmek istemiyor Biraz daha ayrıntı versin Başbakan. İstanbul’da otel yapılacak yer mi kalmadı. Birçok yere otel yapılabilir. ‘İki tane çanak çömlek çıktı bizim yatırımları engelliyorlar’ diye eleştireceksiniz ondan sonra var olmayan bir kışlayı yapmaya çalışıp halka karşı çıkacaksınız. Dünya kadar restore edilecek tarihi mekanlar var İstanbul’da. Surlar var her gün geçiyor oradan. AKP il binasının nerenin üstüne yapıldığını herkes biliyor. Tarihe saygı bu mu! Her düşünceye saygı duymak zor bir iştir. Sayın Başbakanı zor işe davet ediyorum. Gençlerin sesine kulak vermeli Başbakan” diye konuştu.
"FAİZ LOBİSİ"CEVABI
Kılıçdaroğlu, borsa ve ekonomide yaşanan olumsuzluklar hakkındaki soruya şöyle cevap verdi: “Başbakan faiz lobisi yapıyor.’ diyor. İzin verme buna o zaman. Ne olduğunu bilmiyor. Olayın önemini kavramış değil. Etrafındaki dar grup başbakana farklı bilgi veriyor. Bütün dünyanın gördüğü bir gerçeği bir ülkenin Başbakanının görmemesi körlüktür. Borsa düşüyor, faiz yükseliyor. Dolar yükseliyor hâla inadım inat. ‘Ben konuştukça bunlar oluyor’ diye kendisine söylemesi lazım. Toplumu aşağılayacaksınız, önerilere kulak tıkayacaksınız, ’ben bunu yapacağım’ diyeceksiniz dünyada böyle konuşan bir Başbakan var mı acaba. Halkın yüzde 50 oyunu çantada keklik gibi gören bir yönetim var mı? İstanbul Belediyesine saygı duyman lazım. Hayatımda hiç bu kadar beceriksiz bir yönetim anlayışına tanık olmadım. Kendi iktidarı döneminde gökdelen yaptılar, sonra niye yaptılar diye söylenirler. ‘Küstüm, niye yüksek bina yaptınız’ Sultan Ahmet’e saygın varsa kim ona izin verdi. Bunu sorması gerekmiyor mu Başbakanın. İstanbul’u rant alanına çevirdiler. Emin olun bu anlayış neye götürür biliyor musunuz, mezarlıkları da rant alanına dönüştürürler.”
"TEHLİKELİ BİR KUTUPLAŞMAYA GİDİYORUZ"
Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı ile ilgili yaşanan olaylar hakkında ise, “Tehlikeli bir kutuplaşmaya gidiyor korkum o. Bütün yurttaşlarıma şunu söylemek isterim; uzlaşmalı bir dil kullanmayan siyasetçiden bu ülkeye yarar gelmez. Halkına doğruları değil, yalanları söyleyen birisinden yarar gelmez. Kendisine oy vermeyen insanı sevmeyen bir insandan yarar gelmez. Taksim’deki çocuklar bu ülkenin geleceği. Kendi çıkarları için hiç bir şey istemiyorlar. Neredeyse bütün sivil toplum kuruluşları gençlere destek veriyor" dedi.
EYLEMCİLERE ELEŞTİRİ
Kılıçdaroğlu, "Gezi Parkı olaylarının şiddete dönüşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şöyle yanıt verdi: “Demokratik eylemler çevreye zarar vermeyen eylemlerdir. Esnafa kamu mallarına zarar vermeyen eylemlerdir. Demokratik eylem polisin elinde çivili sopayla halkın üzerine yürümeyen eylemlerdir. Polisin bir kadına biber gazı sıkmadığı eylemlerdir. Türkiye’de bir değişim ve dönüşüm var. Türkiye’de halk daha fazla demokrasi ve özgürlük istiyor. İnancına, kimliğine saygı istiyor. 10 yıllık baskıcı yönetim toplumu bu noktaya taşıdı.” ŞEHİT POLİS MEMURU Kılıçdaroğlu, Adana’da eylemler sırasında şehit olan polis memuru Mustafa Sarı için de “Bir polisimizin şehit olması, bazı yurttaşlarımızın hayatını yitirmesi acı olaylardır. Demokrasilerde bedel ödemeler vardır. Altın tabak içerisinde bir topluma demokrasi sunulmaz. Bizim mücadelemiz bedeller ödeyerek geçmiştir. Herkesin dikkatli ve özenli olması gerekiyor“ dedi.
Gezi Parkı olaylarına siyasi parti olarak katılmadıklarını yineleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Taksim’e bir yurttaş olarak katıldım. Yurttaşların eylemlerine saygı duymamız gerekiyor. Bu demokrasilerde temel bir kuraldır.“
FOTOĞRAFLAR: MEHMET ÖZDOĞRU
(