takımlarından Sivasspor'da yapılan olağan genel kurulunda mevcut başkan Mecnun Otyakmaz yeniden göreve seçildi. Kongrede şike süreciyle ilgili açıklamalar yapan Başkan Otyakmaz, Trabzonspor'un Sivassporlu futbolculara 1 milyon dolar teşvik primi teklif ettiğini belirterek, "Ben şike yapmadığıma dair namusumu ortaya koydum ve bu sözümün ölene kadar arkasındayım. Onlarda bu söylediklerimi namuslarını ortaya koyup yalanlasınlar. Bu söylediklerimi onurum ve şerefimle teminat altına alıyorum" dedi.
Geçen hafta çoğunluk sağlanamadığı için ertelenen Sivasspor olağan genel kurulu İl Özel İderi Meclis Salonu'nda gerçekleştirildi. Genel Kurula Sivas Valisi Alim Barut, Belediye Başkanı Sami Aydın, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Faruk Kocacık, İl Emniyet Müdürü Turgay Çalışkan, İl Müftüsü Recep Şükrü Balkan ve delegeler katıldı. Genel kurulda, yönetim ve denetim kurulu raporları okunmasının ardından bilanço ibra edildi. Kulübün 2014-2015 futbol sezonundaki tahmini bütçesi 50 milyon lira olarak belirlendi.
YÖNETİME 2 YENİ İSİM
Tek listeyle seçime gidelen genel kurulda, oylamaya katılan 117 delegenin tamamının oyunu alan Otyakmaz, yeniden başkanlığa seçildi. Mecnun Otyakmaz'ın başkanlığında oluşan yönetim kuruluna Elaattin Akyüz ve Mehmet Boyraz yeni isimler olarak girdi. Otyakmaz başkanlığındaki yeni yönetim kurulunda şu isimler yer aldı: 'Ekrem Munar, Elaattin Akyüz, Erdal Sarılar, Erdal Yılmaz, Erkan Bozatlı, Faruk Taşseten, Halit Yazıcı, Hayrettin Yıldırım, Mehmet Ali Topal, Mehmet Boyraz, Mehmet Oflaz, Murat Şahin, Ömer Sepet, Uğur Akkuş.'
İNŞALLAH YENİLİRSİNİZ, Mİ DİYECEKTİ?
Kongrede konuşan başkan Mecnun Otyakmaz şike süreciyle önemli açıklamalar yaptı. Düşme potasındaki takımlardan sadece Sivasspor'un dinlemeye alındığını ifade eden Başkan Otyakmaz, "Hepimizin bildiği gibi şahsım ve kulübümüz 3 Temmuz 2011'de büyük bir travma yaşadı. Bizler şike yapmak gibi onursuz bir suçla suçlandık ve yargılandık. Bu yargılanma sırasında bizim için iyi sayılabilecek gelişmeler de oldu. Bütün önyargılı incelemelere rağmen kulübümüzün 1 kuruşunun dahi suistmal edilmediği, aksine büyük bir hassasiyet gösterildiği ortaya çıktı. Bütün defterlerimiz, hesaplarımız didik didik edilmesine rağmen bizi bu manada suçlayamadılar. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) 3 yıllık defterlerimizi inceleyerek defterlerimizi ibra etti. Bu yargılama sırasında beni en çok üzen şey yargı sistemimizin ne hale geldiğini görmek oldu. Henüz yasal olarak şike diye bir suçun Türk Ceza Kanunu'nda yeri olmamasına rağmen küme düşme potasında olan Sivasspor'un şike yapabileceği öngörülerek dinleme izni alınmasıyla başlamıştı adaletsizlik. Bizden başka küme düşme tehlikesi yaşayan hiçbir takım dinlemeye alınmamıştı oysa ki. Ne Diyarbakır, ne Buca, ne de diğerleri. Akabinde dönemin kulüpler birliği başkanı olan Aziz Yıldırım'la, yardımcısı olarak benim rutin telefon görüşmelerim suistimal edildi. Neymiş hastalığından dolayı ertelemek zorunda olduğu bir toplantıyı bana bildirdikten ve o hafta kiminle oynayacağımızı sorduktan sonra inşallah kazanırsınız demiş. Ne diyecekti, 'İnşallah yenilirsiniz' mi diyecekti? Ardından İl Güvenlik Kurulumuzun kararıyla, ki bu toplantıda dönemin Sivas Valisi, emniyet müdürü, spor müdürü ve yönetimimizin kararıyla Fenerbahçe'ye ayrılan biletler ve parasını tahsil için yapılan konuşmalar dosyada en büyük delil olarak sunuldu. Oysa ki tüm paralar kulüpten kulübe banka havalesi ile geçmişti ve makbuzlar dosyadaydı. İnsanların elbise çantaları para çantası diye gazetelere servis edildi. Havaalanında x-ray cihazlarından geçen bu çantanın hiç mi fotoğrafı yoktu, o çantada para olsa mutlaka fotoğrafı olurdu. Nitekim mahkeme de bu iddia çürütüldü. Faruk beyin elindeki çantada misafirler için ayrılan biletlerin olduğunu valimiz, belediye başkanımız ve garnizon komutanımızın yeminli ifadeleri sayesinde ancak ıspat edebildik" dedi.
DELİL OLMADAN CEZA VERDİLER
Tek bir delil olmadan cezalandırıldıklarını ifade eden Başkan Otyakmaz, şöyle devam etti: "Daha sonra mahkemede bana hiç sorulmayan 3'üncü bir çantayla suçladılar. Otel kamera kayıtlarını talep ettik, kabul etmediler. Neden etmediler bilmiyorum. O akşam orada neler yaşandıysa hepsi kamera kayıtlarında vardı. Biz İstanbul Teknik Üniversite'ne yolladık. Görüntüler sunucuda yoktu. Lehimize olan en önemli deliller buhar olmuştu. Maçtan önce takıma yaptığım maç konuşmasında futbolcu kardeşlerime neler söylediğimin sorulması için mahkemeye getirilmelerini istedik yine reddedildik. Bir tane Allah rızası için, tek bir tane delil olmadan bize ceza verdiler. Şimdi karar bozuldu ama adalet için adil yargılanma hakkımızı vermedikleri takdirde telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkması içten bile değildir. Kur'an-ı Kerim, 'Zan gerçeğin yanında hiçbir şeydir.' diyor. Kanunlarımız, 'Bir kişiye ceza verilmesi için yasal deliller olması gerekir.' diyor. Ama sayın savcımız Mehmet Berk avukatlarımın yanında bana, 'Maalesef ülkemizde masum olmak yetmiyor masum görünmekte lazım diyor.' Oysa sayın savcımızın görevi masum görünmese de masum olanı ayırıp hakkını iade etmek değil midir? Örnekleri çoğaltabilirim ama nasıl bir yargılama olduğu hakkında yeterli fikir verdiğini düşünüyorum. Ama bizi bu şekilde itham edenler bugün büyüğünden küçüğüne ya görevden atıldılar ya da görevden alındılar ve çok ciddi suçlamalarla karşı karşıya kaldılar. Bunları hak için adalet için yaptılarsa ve ben bir kazaya kurban gittiysem hakkım onlara helal olsun. Devletime canım feda. Ama kafalarının arkasında başka bir şey varsa mahkemeyi kübrada onlardan davacıyım."
UEFA YOLUNDA ENGEL KALMAYACAĞI GÖRÜŞÜNDEYİM
UEFA'nın Sivasspor için açtığı soruşturmaya değinen Otyakmaz, şöyle dedi: "Yine bugün bu şartlarda hazırlanmış bu dosya sebebiyle UEFA disiplin komitesi hakkımızda soruşturma açtı. Ve bizde maalesef ülkemizde adaletin içinde bulunduğu durumun vahametini anlatarak savunma yapmak zorunda kalıyoruz. Diğer taraftan UEFA'nın tahkim kurulu olarak adlandırılan CAS mahkemesi Fenerbahçe dosyasını görüşürken tanık olarak küçük bir ifade vermeme rağmen dosyayı incelediğinde, 'Sivasspor kulüp başkanı ve yöneticisinin şike yaptığına dair bir kanaat oluşmamıştır' kararı vererek adeta adaletin nasıl olması gerektiği yönünde herkese ders vermiştir. Sadece masumiyetine gönülden inandığım kalecimiz Korcan açısından bir takım iddialar söz konusudur. Önümüzdeki Haziran ayının 3'ünde İsviçre'nin Nyon kentinde yapılacak toplantıda gerekli savunmasının yapılmasından sonra UEFA kupası yolunda hiçbir engelin kalmayacağı görüşündeyim."
TRABZON'DAN BİRİLERİ 1 MİLYON DOLAR TEKLİF ETTİ
UEFA soruşturmasında birilerinin maillerg önderdiğini ifade eden Otyakmaz şöyle devam etti: "Tabi bununla birlikte hem sosyal medya hem de e-mail yoluyla bizim UEFA'ya alınmamamız yönünde yapılan birtakım gönderiler oluyor. Bu zamana kadar 'Dünyaya yeteri kadar rezil olduk bu yangına bir odunda biz atmayalım' düşüncesiyle olaylar daha da büyümesin diye, bildiğimiz ama konuşmadığımız bazı konuları da artık sizlerle paylaşma zorunluluğunu ortaya çıkardı bu gönderiler. Sabrında bir sonu vardır. 3 yıldır sabrediyorum, ama kim anlar. Sosyal medyada statlarda sürekli masum olmamıza rağmen şikeciler diye yazan ve tezahüratlar yapanlar, kendilerinin temiz olduklarını iddia edenler, bizimkiler yapsa onları Trabzon'a sokmayız diyenler bakalım aynı kararlılığı gösterebilecek mi? 19 Mayıs 2011 Perşembe günü Mehmet Yıldız geldi, 'Başkamın özel görüşebilir miyiz?' dedi. Odama geçtik, 'Başkamın ben takım kaptanıyım, bunu sana söylemek zorundayım. Ama bana nerden duydun diye sorma, benden isim isteme' dedi. Trabzon'dan birilerinin bazı arkadaşlara geldiklerini ve kendilerini şampiyon yapacak skoru elde ettikleri takdirde bir milyon dolar teşvik primi vermeyi vaat ettiklerini, kendilerinin ise böyle bir işe girilmeyeceklerini, çıkıp onurları için ellerinden geleni yapacaklarını, bunu söylenmemiş olarak farz edeceklerini söyleyerek konuyu kapattıklarını bana iletti. Bende gerekli cevabı verdikleri için konunun çok fazla üzerinde durmadım. Ama yinede Zeki Mazlum'u aradım, konuyu anlattım. Bunlar telefon tapelerinde mevcut. Savcılık sorunca bildiklerimi anlattım." RECEP DENİZER TARAFINDAN YOLLANDIĞINI SÖYLEDİ
Trabzonsporlu eski futbolcu Semavi'nin Sivassporlu futbolcuya 1 milyon dolar teşvik primi teklif ettiğini belirten Başkan Otyakmaz, şunları söyledi: "Cezaevinden çıktıktan sonra 2'inci başkanımız Erdal Sarılar, bana o Trabzonlu şahsın o hafta Abdurrahman Dereli'nin yanında Trabzonsporlu eski futbolcu Semavi'nin olabileceğini söyledi. Orduspor maçında Dereli'ye sordum. Evet, Semavi'nin bize bir milyon dolar teşvik teklif ettiğini, Recep Denizer tarafından yollandığını söyledi. Bu konu aramızda kalacaktı, fakat gelişen olaylar beni bu açıklamayı yapmak zorunda bıraktı. O sene Sivasspor-Trabzonspor maçından önceki akşam Trabzonspor yönetimine yemek verdik. Bu durumu, Sadri Şener, Hasan Yener, Nevzat Şakar, Zeki Mazlum ve Volkan Aydın ile bizim yöneticilerimizin olduğu bir ortamda Sadri başkana söyledim. İki şehir arasındaki gerginliği azaltacak açıklamalar yapmasını, birinin burnu kanasa sorumlu olacağımızı söyledim. Bu arada Recep Denizer Sivas'ta olduğu halde yemeğe katılmadı. Sadri bey 'Merak etme gerekli açıklamayı yaparım' dedi,ama hiçbir açıklama yapmadı. Aksine Sivasspor'a teşvik primi teklif etmenin, Trabzonspor'u yenmek için Ofspor'a teşvik primi teklif etmeye benzeyeceğini söyledi ve başkanlığı bıraktı gitti."
NAMUSLARINI ORTAYA KOYUP YALANLASINLAR
Başkan Otyakmaz, söylediklerini onuru ve şerefiyle teminat altına aldığını ifade ederek, şöyle konuştu: "Ben şike yapmadığıma dair namusumu ortaya koydum ve bu sözümün ölene kadar arkasındayım. Onlarda bu söylediklerimi namuslarını ortaya koyup yalanlasınlar. Bu konuşmalara saydığım isimlerin hepsi şahit, biz öyle bir şey yapmadık diyemediler. Başlarını bile kaldıramadılar. Bu söylediklerimi onurum ve şerefimle teminat altına alıyorum. Biz 3 yıldır taraftarımızı mutlu edecek sportif başarılara konsantre olmamız gerekirken bu konularla uğraşmak zorunda kaldık. Bundan sonra inşallah Sivasspor'umuzun sportif başarılar elde etmesine yoğunlaşacağız ve değerli hemşerilerimizi mutlu edeceğiz." Konuşması esnasında gözleri dolan Otyakmaz, salondakilerin alkışları eşliğinde yerine oturdu.
takımlarından Sivasspor'da yapılan olağan genel kurulunda mevcut başkan Mecnun Otyakmaz yeniden göreve seçildi. Kongrede şike süreciyle ilgili açıklamalar yapan Başkan Otyakmaz, Trabzonspor'un Sivassporlu futbolculara 1 milyon dolar teşvik primi teklif ettiğini belirterek, "Ben şike yapmadığıma dair namusumu ortaya koydum ve bu sözümün ölene kadar arkasındayım. Onlarda bu söylediklerimi namuslarını ortaya koyup yalanlasınlar. Bu söylediklerimi onurum ve şerefimle teminat altına alıyorum" dedi.
Geçen hafta çoğunluk sağlanamadığı için ertelenen Sivasspor olağan genel kurulu İl Özel İderi Meclis Salonu'nda gerçekleştirildi. Genel Kurula Sivas Valisi Alim Barut, Belediye Başkanı Sami Aydın, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Faruk Kocacık, İl Emniyet Müdürü Turgay Çalışkan, İl Müftüsü Recep Şükrü Balkan ve delegeler katıldı. Genel kurulda, yönetim ve denetim kurulu raporları okunmasının ardından bilanço ibra edildi. Kulübün 2014-2015 futbol sezonundaki tahmini bütçesi 50 milyon lira olarak belirlendi.
YÖNETİME 2 YENİ İSİM
Tek listeyle seçime gidelen genel kurulda, oylamaya katılan 117 delegenin tamamının oyunu alan Otyakmaz, yeniden başkanlığa seçildi. Mecnun Otyakmaz'ın başkanlığında oluşan yönetim kuruluna Elaattin Akyüz ve Mehmet Boyraz yeni isimler olarak girdi. Otyakmaz başkanlığındaki yeni yönetim kurulunda şu isimler yer aldı: 'Ekrem Munar, Elaattin Akyüz, Erdal Sarılar, Erdal Yılmaz, Erkan Bozatlı, Faruk Taşseten, Halit Yazıcı, Hayrettin Yıldırım, Mehmet Ali Topal, Mehmet Boyraz, Mehmet Oflaz, Murat Şahin, Ömer Sepet, Uğur Akkuş.'
İNŞALLAH YENİLİRSİNİZ, Mİ DİYECEKTİ?
Kongrede konuşan başkan Mecnun Otyakmaz şike süreciyle önemli açıklamalar yaptı. Düşme potasındaki takımlardan sadece Sivasspor'un dinlemeye alındığını ifade eden Başkan Otyakmaz, "Hepimizin bildiği gibi şahsım ve kulübümüz 3 Temmuz 2011'de büyük bir travma yaşadı. Bizler şike yapmak gibi onursuz bir suçla suçlandık ve yargılandık. Bu yargılanma sırasında bizim için iyi sayılabilecek gelişmeler de oldu. Bütün önyargılı incelemelere rağmen kulübümüzün 1 kuruşunun dahi suistmal edilmediği, aksine büyük bir hassasiyet gösterildiği ortaya çıktı. Bütün defterlerimiz, hesaplarımız didik didik edilmesine rağmen bizi bu manada suçlayamadılar. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) 3 yıllık defterlerimizi inceleyerek defterlerimizi ibra etti. Bu yargılama sırasında beni en çok üzen şey yargı sistemimizin ne hale geldiğini görmek oldu. Henüz yasal olarak şike diye bir suçun Türk Ceza Kanunu'nda yeri olmamasına rağmen küme düşme potasında olan Sivasspor'un şike yapabileceği öngörülerek dinleme izni alınmasıyla başlamıştı adaletsizlik. Bizden başka küme düşme tehlikesi yaşayan hiçbir takım dinlemeye alınmamıştı oysa ki. Ne Diyarbakır, ne Buca, ne de diğerleri. Akabinde dönemin kulüpler birliği başkanı olan Aziz Yıldırım'la, yardımcısı olarak benim rutin telefon görüşmelerim suistimal edildi. Neymiş hastalığından dolayı ertelemek zorunda olduğu bir toplantıyı bana bildirdikten ve o hafta kiminle oynayacağımızı sorduktan sonra inşallah kazanırsınız demiş. Ne diyecekti, 'İnşallah yenilirsiniz' mi diyecekti? Ardından İl Güvenlik Kurulumuzun kararıyla, ki bu toplantıda dönemin Sivas Valisi, emniyet müdürü, spor müdürü ve yönetimimizin kararıyla Fenerbahçe'ye ayrılan biletler ve parasını tahsil için yapılan konuşmalar dosyada en büyük delil olarak sunuldu. Oysa ki tüm paralar kulüpten kulübe banka havalesi ile geçmişti ve makbuzlar dosyadaydı. İnsanların elbise çantaları para çantası diye gazetelere servis edildi. Havaalanında x-ray cihazlarından geçen bu çantanın hiç mi fotoğrafı yoktu, o çantada para olsa mutlaka fotoğrafı olurdu. Nitekim mahkeme de bu iddia çürütüldü. Faruk beyin elindeki çantada misafirler için ayrılan biletlerin olduğunu valimiz, belediye başkanımız ve garnizon komutanımızın yeminli ifadeleri sayesinde ancak ıspat edebildik" dedi.
DELİL OLMADAN CEZA VERDİLER
Tek bir delil olmadan cezalandırıldıklarını ifade eden Başkan Otyakmaz, şöyle devam etti: "Daha sonra mahkemede bana hiç sorulmayan 3'üncü bir çantayla suçladılar. Otel kamera kayıtlarını talep ettik, kabul etmediler. Neden etmediler bilmiyorum. O akşam orada neler yaşandıysa hepsi kamera kayıtlarında vardı. Biz İstanbul Teknik Üniversite'ne yolladık. Görüntüler sunucuda yoktu. Lehimize olan en önemli deliller buhar olmuştu. Maçtan önce takıma yaptığım maç konuşmasında futbolcu kardeşlerime neler söylediğimin sorulması için mahkemeye getirilmelerini istedik yine reddedildik. Bir tane Allah rızası için, tek bir tane delil olmadan bize ceza verdiler. Şimdi karar bozuldu ama adalet için adil yargılanma hakkımızı vermedikleri takdirde telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkması içten bile değildir. Kur'an-ı Kerim, 'Zan gerçeğin yanında hiçbir şeydir.' diyor. Kanunlarımız, 'Bir kişiye ceza verilmesi için yasal deliller olması gerekir.' diyor. Ama sayın savcımız Mehmet Berk avukatlarımın yanında bana, 'Maalesef ülkemizde masum olmak yetmiyor masum görünmekte lazım diyor.' Oysa sayın savcımızın görevi masum görünmese de masum olanı ayırıp hakkını iade etmek değil midir? Örnekleri çoğaltabilirim ama nasıl bir yargılama olduğu hakkında yeterli fikir verdiğini düşünüyorum. Ama bizi bu şekilde itham edenler bugün büyüğünden küçüğüne ya görevden atıldılar ya da görevden alındılar ve çok ciddi suçlamalarla karşı karşıya kaldılar. Bunları hak için adalet için yaptılarsa ve ben bir kazaya kurban gittiysem hakkım onlara helal olsun. Devletime canım feda. Ama kafalarının arkasında başka bir şey varsa mahkemeyi kübrada onlardan davacıyım."
UEFA YOLUNDA ENGEL KALMAYACAĞI GÖRÜŞÜNDEYİM
UEFA'nın Sivasspor için açtığı soruşturmaya değinen Otyakmaz, şöyle dedi: "Yine bugün bu şartlarda hazırlanmış bu dosya sebebiyle UEFA disiplin komitesi hakkımızda soruşturma açtı. Ve bizde maalesef ülkemizde adaletin içinde bulunduğu durumun vahametini anlatarak savunma yapmak zorunda kalıyoruz. Diğer taraftan UEFA'nın tahkim kurulu olarak adlandırılan CAS mahkemesi Fenerbahçe dosyasını görüşürken tanık olarak küçük bir ifade vermeme rağmen dosyayı incelediğinde, 'Sivasspor kulüp başkanı ve yöneticisinin şike yaptığına dair bir kanaat oluşmamıştır' kararı vererek adeta adaletin nasıl olması gerektiği yönünde herkese ders vermiştir. Sadece masumiyetine gönülden inandığım kalecimiz Korcan açısından bir takım iddialar söz konusudur. Önümüzdeki Haziran ayının 3'ünde İsviçre'nin Nyon kentinde yapılacak toplantıda gerekli savunmasının yapılmasından sonra UEFA kupası yolunda hiçbir engelin kalmayacağı görüşündeyim."
TRABZON'DAN BİRİLERİ 1 MİLYON DOLAR TEKLİF ETTİ
UEFA soruşturmasında birilerinin maillerg önderdiğini ifade eden Otyakmaz şöyle devam etti: "Tabi bununla birlikte hem sosyal medya hem de e-mail yoluyla bizim UEFA'ya alınmamamız yönünde yapılan birtakım gönderiler oluyor. Bu zamana kadar 'Dünyaya yeteri kadar rezil olduk bu yangına bir odunda biz atmayalım' düşüncesiyle olaylar daha da büyümesin diye, bildiğimiz ama konuşmadığımız bazı konuları da artık sizlerle paylaşma zorunluluğunu ortaya çıkardı bu gönderiler. Sabrında bir sonu vardır. 3 yıldır sabrediyorum, ama kim anlar. Sosyal medyada statlarda sürekli masum olmamıza rağmen şikeciler diye yazan ve tezahüratlar yapanlar, kendilerinin temiz olduklarını iddia edenler, bizimkiler yapsa onları Trabzon'a sokmayız diyenler bakalım aynı kararlılığı gösterebilecek mi? 19 Mayıs 2011 Perşembe günü Mehmet Yıldız geldi, 'Başkamın özel görüşebilir miyiz?' dedi. Odama geçtik, 'Başkamın ben takım kaptanıyım, bunu sana söylemek zorundayım. Ama bana nerden duydun diye sorma, benden isim isteme' dedi. Trabzon'dan birilerinin bazı arkadaşlara geldiklerini ve kendilerini şampiyon yapacak skoru elde ettikleri takdirde bir milyon dolar teşvik primi vermeyi vaat ettiklerini, kendilerinin ise böyle bir işe girilmeyeceklerini, çıkıp onurları için ellerinden geleni yapacaklarını, bunu söylenmemiş olarak farz edeceklerini söyleyerek konuyu kapattıklarını bana iletti. Bende gerekli cevabı verdikleri için konunun çok fazla üzerinde durmadım. Ama yinede Zeki Mazlum'u aradım, konuyu anlattım. Bunlar telefon tapelerinde mevcut. Savcılık sorunca bildiklerimi anlattım." RECEP DENİZER TARAFINDAN YOLLANDIĞINI SÖYLEDİ
Trabzonsporlu eski futbolcu Semavi'nin Sivassporlu futbolcuya 1 milyon dolar teşvik primi teklif ettiğini belirten Başkan Otyakmaz, şunları söyledi: "Cezaevinden çıktıktan sonra 2'inci başkanımız Erdal Sarılar, bana o Trabzonlu şahsın o hafta Abdurrahman Dereli'nin yanında Trabzonsporlu eski futbolcu Semavi'nin olabileceğini söyledi. Orduspor maçında Dereli'ye sordum. Evet, Semavi'nin bize bir milyon dolar teşvik teklif ettiğini, Recep Denizer tarafından yollandığını söyledi. Bu konu aramızda kalacaktı, fakat gelişen olaylar beni bu açıklamayı yapmak zorunda bıraktı. O sene Sivasspor-Trabzonspor maçından önceki akşam Trabzonspor yönetimine yemek verdik. Bu durumu, Sadri Şener, Hasan Yener, Nevzat Şakar, Zeki Mazlum ve Volkan Aydın ile bizim yöneticilerimizin olduğu bir ortamda Sadri başkana söyledim. İki şehir arasındaki gerginliği azaltacak açıklamalar yapmasını, birinin burnu kanasa sorumlu olacağımızı söyledim. Bu arada Recep Denizer Sivas'ta olduğu halde yemeğe katılmadı. Sadri bey 'Merak etme gerekli açıklamayı yaparım' dedi,ama hiçbir açıklama yapmadı. Aksine Sivasspor'a teşvik primi teklif etmenin, Trabzonspor'u yenmek için Ofspor'a teşvik primi teklif etmeye benzeyeceğini söyledi ve başkanlığı bıraktı gitti."
NAMUSLARINI ORTAYA KOYUP YALANLASINLAR
Başkan Otyakmaz, söylediklerini onuru ve şerefiyle teminat altına aldığını ifade ederek, şöyle konuştu: "Ben şike yapmadığıma dair namusumu ortaya koydum ve bu sözümün ölene kadar arkasındayım. Onlarda bu söylediklerimi namuslarını ortaya koyup yalanlasınlar. Bu konuşmalara saydığım isimlerin hepsi şahit, biz öyle bir şey yapmadık diyemediler. Başlarını bile kaldıramadılar. Bu söylediklerimi onurum ve şerefimle teminat altına alıyorum. Biz 3 yıldır taraftarımızı mutlu edecek sportif başarılara konsantre olmamız gerekirken bu konularla uğraşmak zorunda kaldık. Bundan sonra inşallah Sivasspor'umuzun sportif başarılar elde etmesine yoğunlaşacağız ve değerli hemşerilerimizi mutlu edeceğiz." Konuşması esnasında gözleri dolan Otyakmaz, salondakilerin alkışları eşliğinde yerine oturdu.