Fındık diyarından Galatasaray Başkanlığına

Lig’ler yavaş yavaş toparlanıp tatile girmeye hazırlanırken, kulüpler yeni başkanlarını seçmeye başladı bile. Bursaspor’dan sonra, Galatasaray’da yeni başkanını seçti bile. Sıradaki gelsin diyelim… Gidişata bakacak olursak, kulüpleri 65 yaş ve üstü başkanların yönetim furyası, ya da modası başladı. Herhalde bu gidişle, tecrübe ve ekonomik durumu iyi olmayan genç başkanlar giderek tarih olacak desenize! Böylece, Galatasaray’da 3 yıllık yeni bir başkanlık dönemi de başlamış oldu. Daha önce Duygun Yarsuvat yönetimin de, başkan yardımcılığı görevini üstlenen ve benim de favori gösterdiğim, Dursun Özbek, tarihi bir fark ve ezici üstünlükle diğer iki genç başkan adayını geçerek 2 bin 800 oy aldı ve oyları ikiye katladı. Bununla birlikte kendisi bile,”Bu kadar farkı beklemiyordum” diyecek kadar da mütevazi ve medyatik olmayı sevmeyen birisi. Ancak bundan sonra istemese de medyatik olacak tabi.Seçim sırasında cep telefonunu yanına almayan başkan Özbek’e, kazandıktan sonra ilk ulaşan ismin ise eski yönetimde görev alan başkan yardımcısı Abdürrahim Albayrak olmuş.! Albayrak, Özbek’e,”I love you Dursun abi” demesi, bazı mevkilerin nasıl kazanıldığı göstergesini akıllara getiriyor ve insanları gülümsetiyor…

DARISI DİĞER KULÜPLERİN BAŞINA

Dursun Özbek,1950 fındık diyarından gelen, Giresun Şebinkarahisar doğumlu. Galatasaray Lisesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliğin de okurken İTÜ spor kulübünde hem üniversite takımında, hem de amatör 1.küme de top oynamış.Yani ayağına top değmemiş başkanlardan değil.! 1974 yılı’nda otomotiv sektörüyle iş hayatına atılmış.1988 yılı’ndan beri de, turizm sektöründe bulunuyor. Bunlardan bir tanesi, İstanbul’a gittiğim de konaklamaktan oldukça keyif aldığım ve çok sevdiğim sıra dışı bir Hotel olan Point Hotel. Başarılı bir genel müdür seçimiyle, ünlülerin ve elit kesimin tercih ettiği üst düzeyde bir hotel. Point Hotel’e ilaveten, bir de Nippon Hotel zincirleriyle de İstanbul’da haklı bir yer edinen Özbek, ayrıca Kimeros ve Mabiche otelleriyle de Antalya’da hem yatırımcı, hem de işletmeci olarak faaliyet gösteriyor. İki lisan bilen kültürlü bir başkan daha ne olsun değil mi? Umarız diğer kulüplerin başına da aynı başarılara imza atmış başkanlar göreve gelirler.