FUTBOLCULARIN PAZARTESİ SENDROMU YOK !
Göz ve yaş’ın arasındaki ilişki neyse İstanbul ve gece hayatı arasındaki ilişki de odur ! Tabi böylece, futbolcu-gece hayatı tartışmaları da sık sık gündeme taşınıyor. Çünkü Konya’da oynayan futbolcu bile atlıyor uçağa, ver elini İstanbul geceleri. Sonra da ”Pazartesi sabahı da eğlence mi olur ”yorumlarını tartışıp duruyoruz. Futbolcular cumartesi değil, Pazar gecesi gecelere çıkıp, pazartesi sabahını karşılarlar. Şimdiler de Akhisarspor’un başına gelen Roberto Carlos’un,”Dünyanın her yerini gezdim, ama İstanbul kulüpleri gibisini görmedim, inanılmaz eğlendiriyorlar” sözü aklıma geliyor. Carlos’un bahsettiği kulüplerden biri Ortaköy’de, diğeri de Gayrettepe’de. Yabancılardan tutun da amatör futbolculara kadar her kategoriden futbolcu bulunuyor. Öyle ki, bir futbol organizasyonunda olabilecek kadar çok futbolcu. En az on tane 11 çıkarabilecek futbolcu kitlesi burada yerini alıyor. Türkiye’nin en doğusunda veya güneyinde o akşam maçını bitiren futbolcuyu buralar da görmek mümkün. Kuşkusuz en yoğun geceler cumartesi geceleridir. Ancak bu yoğunluğa kapılmak istemeyen, cumartesiye nazaran daha sakin olan Pazar geceleri, yıllardır ”futbolcuların günü” olarak yerleşmiştir. O nedenle “Pazartesi sabahı ne işin var orada” diye şaşıranlar daha fazla şaşırmamalı. Beşiktaş bu yıl buna önlem olarak pazartesi sabahına antrenman koysa da alışkanlıklar değişmiyor işte! Bir de şu sıralar futbol camiası için ön plana çıkan Bebek ve Kuruçeşme’de 3 tane daha mekanlar var. Yöneticilere benden söylemesi…
SABAHLARA KADAR EĞLENMEK DOĞRUMU?
Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan? paradoksuna denk bir durumdur aslında. Futbolcu işini
yapıyorsa, performansında bir düşüş yoksa, karşı bir tavır göstermeyen teknik adamlar vardır. Ancak Türkiye gibi çok çabuk gündem değişen bir ülkede futbolcu olmak kolay değildir. Çünkü taraftar,”kazandığın paranın hakkını ver, kendine bakmayıp ihanet edemezsin” deme hakkına sahip. Her şeyin bir zamanı var, 5 saat sonra idmanın varsa disco’da olmayacak futbolcu. Bir de olayın sağlık kısmı var tabi. Onu da eski bir futbolcunun anlattığını aktarmak istiyorum adını vermeden. “1.lig’e oynuyordum, yaşım 25’ti.Haftanın 3 günü eğlenceye çıkıp, hiç uyumadan antrenmana gidiyordum. Baktım antrenmanlar da şov yapıyorum, bu şekilde devam ettim; Eğlence-antrenman-eğlence şeklinde.2 yıl sonra peşpeşe adale sakatlıkları geldi ve 30’uma geldiğim de amatöre düşmüştüm. O zaman anladım ki,vücut cepten yiyormuş” Eminim Türk futbolu neden kötüye gidiyor, neden bu kadar sık sakatlıklar, hatta uzun süreli sakatlıklar yaşanıyor sorusunu cevaplamışımdır. Keşke futbolcular da pazartesi sendromu yaşasalar. Belki o zaman başarılı olma şansları kadar,futbol yaşam süreleri de artacağına kalıbımı basarım.