Dünyayı turlayanlar ülkelerine döndüklerinde eş - dostlarına hep gördükleri yüksek yapılardan söz ederler. Konu katları sayma faslına gelince de "vallahi 50 nci kattan sonrasını sayarken şapkamı düşürdüm gerisini göremedim!" derler! Örneğin Dubai' nin 160 katlı Burj'u, Tayvan'ın 101 katlı Taipi'si, yine Şangay'ın 101 katlı Ticaret Merkezi, Hong Kong'un 118 katlı ikiz kuleleri ile Malezya'nın 88 katlı binalarını öve öve bitirilemez değil mi? Bizim İzmir'e gelince, eskiden Fuar'daki paraşüt kulesi ve bir de Kadifekale' deki surlar işaret edilerek, Bayrağımızın 176 metre yükseklikte dalgalandığı söylenirdi...
Ya şimdi öyle mi?
Herkes hemen gözlerini Körfez'in doğu yakasına çevirip Önce Tepekule'yi, sonra da, Folkart'ın ikiz kulelerini şehrin "prestij binaları" olarak işaret edip, tam 43 kat olduğunu da zevkle anlatmaya başladı...
Geçtiğimiz aylarda Ege Koop'un Genel Başkanı Hüseyin Aslan'ın bir daveti dolayısı gittiğim Tepekule'den , biraz ilerisinde yükselen ikiz kuleleri zevkle seyretmiştim. İzmir'in, en yüksek yapısına gidip orada keyifli bir kahve içme fırsatını ancak dün bulabildim.Daha doğrusu, bu binada LİYAKAT Derneği Başkanı Berkay Eskinazi'nin "şiddetsiz bir dünya için adım atıyoruz." diyerek davet ettiği basın toplantısı dolayısıyla oradaydım.
Tabi bu arada, Folkart'ın Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak'la da keyifli bir sohbet en Batı'ya açılan ilk pencere İzmir'imizi buradan da seyrettim.
* * *
Aslında konumuz, gençleri ve kadınları girişimcilik alanında destekleyen,yönlendiren projeleri yürüten "Liyakat Derneği"nin toplumun genelini ilgilendiren problemlere dikkat çekmek , çözüm üretmek amacıyla gerçekleştirdiği projelerine bir yenisini daha ekleyişini duyurmak üzere düzenlediği Basın Toplantısı idi... Başkan Eskinazi, onbiri kadın, ikisi de erkeklerden oluşan 13 kişilik çalışkan yöneticileri ile söze sloganlarındaki gibi "ilk adım sizinle; şiddetsiz bir dünya bizimle olsun!" diyerek başladı. Ve de şu çarpıcı cümlesini ekledi: "Görüyoruz, Duyuyoruz, söylüyoruz. Ya siz?"
Evet, Liyakat Derneği'ni kurulduğu günden beri takip etmeye çalıştım. Onlar gençlerin ve kadınların hayatında "farklılık"yaratmak, onların girişimlerini desteklemek, öncü olabilmek, yaşadığı şehre, ülkeye ve dünyaya toplumsal, ekonomik alanlarda artı değer katmak amacıyla durmadan projeler üretiyorlar. Kısacası onlar, "şiddetsiz bir dünya için" yola çıkmışlar. Folkart' ın ana sponsorluğunda "25 Kasım Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için Uluslararası Mücadele Gününü" de fırsat bilerek, 26 Kasımda Kaya Termal Otel de düzenleyecekleri gecede elde edecekleri gelirin tamamını "kadına yönelecek şiddetin önlenmesi" yolundaki projelerinde kullanacaklarmış. Berkay Başkan ve arkadaşları bu kampanyadaki sloganlarını da 3 maymunun "Görmedim, Duymadım, Söylemiyorum" şeklindeki eylemini tersine çevirerek " Görüyorum, Duyuyorum ve söylüyorum" a çevirerek gerçekten büyük bir farkındalık yaratmışlar. Özellikle şiddetin azalmasına yönelik bu girişimlerini kutluyor ve de destekliyorum. Bakın ben de Berkay Hanım gibi ,Mesut Sancak' a hemen oracıkta sordum ve "Ya siz!" dedim. işte cevabı: " Biz de Folkart olarak 'Hayat buna değer' sloganı ile yola çıktık. Ancak İnşa ettiğimiz yapılar bir şehre, ülkeye katkı koymakla mümkün olmuyor. İnsana dokunan sosyal sorumluluk projelerine aktif olarak katılım sağlıyoruz. Liyakat' ın Bu projelerine destek olmaktan mutluluk duyuyoruz."