Türk sporu, daha geniş anlamda söylemeyi görev bilerek Türk Spor Adamları ve de Türk Spor Basını " Adam gibi" adamlarından birini, kısacası Erdoğan Sungur ağabeyini kaybetti...
Gerek İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC), gerek Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD), gerekse Türkiye Futbol Adamları Derneği(TÜFAD) ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) üst üste geçtiği bu acı mesajı geçerken ben maalesef,Urla Ada Hastanesi'nde
yılların yükü ile atan belimdeki fıtığı rahatlatmak için fizik tedavi bölümünde çeşitli tıbbi müdahalelerle pençeleşiyordum. Eşimin karşıdan ikazı ile cep telefonuma düşen mesaja Ayşe Hemşirenin müsaadesi ile bir göz atabildim. İnanın sadece ayağıma vuran acı onda tüm sinir ve kas sistemime yayılmıştı.
Tedavim Hastanede beyin ve kalp cerrahlarının müsaadesi ile devam ederken yılların dostu, adam gibi adam Erdoğan Sungur' un acısını ailesi ile paylaşmak için tedavi masasından kaçıp iki adımlık İzmir'e ulaşamamamın da acısı acılarıma acı kattı!
Tek tesellim, ailesine, TSYD' ye, TÜFAD' a , Urlalı dostlardan Öcal Uluç, Yaşar Eyice, Yener Özkesen Dr. Şaban Acarbay'atelefonla ulaşarak perşembe günü Alsancak Hocazade Camiindeki cenaze töreni- cenaze namazında, dolayısı ile kabrine naklinde beni de temsil etmeleri idi!..Bu konuda "vekalet" ne kadar geçerli olur bilemiyorum; inanıyorum ki, yıllar yılı birlikte spor olaylarının peşinde omuz omuza koştuğum Türk Spor camiasının bu nazik, beyefendi ve de camiaları birleştirici özelliğine sahip Erdoğan Sungur ağabeyimin manevi huzurunda yerimi almışımdır! Allah kabrini ışıklar içinde donatsın...
* * *
Onbir yaş büyüğüm Erdoğan Sungur'la spor gazeteciliğine başladığım 1957'den buyana birlikte oldum. Aynı çizgideki değerli büyüklerimden bugün her biri rahmetli olan Çetin Esenkaftan, Aydın Sevgel, Cezmi Zallak, Şahap Mete, Süha Aknur, Ahmet Gültaş, Hüseyin Baradan, Cemil Devrim gibi değerli büyüklerim Erdoğan Sungur'la birlikte önümüze düşüp Türk Spor Yazarlığı' nın ilerlemesi için hem hocalık, hem de gerçek anlamda ağabeylik yapmışlardı...
Erdoğan Sungur ağabeyimiz, ben ve Çetin Gürel, Gürkan Ertaç, rahmetli Şevket Özçelik, bazı arkadaşlarımla Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Merkezi ve de Spor Yazarları İzmir Şubemizin TSYD çatısı altında birleşip bugünlere gelmesinde büyük rol oynadı. Çünkü o, spor içinden gelen biriydi. Demirspor forması altında tozlu zeminlerin çilesini çekti. Hele O'nun Demirspor kalesinde oynarken yediği bir golü abartarak anlatırken "Abi santradan gol yiyen tek kaleci sensin!" diye neşelenmemiz sanırım dönem arkadaşlarımın da hatıralarını süslemektedir. İzmir Akdeniz Oyunları sırasında spor yazarları arkadaşlarımızı Yüzme, atletizm ve bazı dallarda eğiterek "olimpik ruhu" aşılaması bile önemlidir. Nitekim, beni de Sutopu hakemlik kursuna sokması, bu konuda bilgi sahibi olmamı sağlamakla kalmadı, o yıllarda Tercüman Gazetesi' nde birlikte spor yazarlığı yaptığım değerli gazeteci- spiker Orhan Ayhan'ın naklen sutopu maçlarını anlatırken bile yanında yardımcılık yapmama sebep oldu. Ama o, hep"Ünal Tümin eğer Su Topu Hakemliği lisansını alsaydı ona altına bir kayık vererek maçı yönetmesini sağlardım!" demesi bile yıllarca dillerden düşmedi. Bir küçük not düşmek isterim; galiba Erdoğan abimizin bana bu espri ile, yıllar öncesi "santradan gol yediğini" anımsatışımın bir rövanşı olsa gerek...
İzmir Spor Yazarları Derneğimizin kurucularından olan Erdoğan Sungur, 8 yıl İzmir Şube Başkanlığı ile 4 yıl da Türkiye Spor Yazarları Derneği Merkez Yönetim Kurulu üyeliği yapması galiba bugünün genç Spor Yazarları kardeşlerime ileteceğim notlar olur...
Sungur, yılların spor birikimi ve hatıralarını bir kitapta toplamak için çok arzulu idi. Nitekim sevgili kardeşim Okan Yüksel' in teşviki ile bu da oldu; Sungur, 2002 yılında "İzmir Spor Tarihi" adı altında bu kitabını yayınladı.
Değerli ağabeyim, gerek bana, gerek spor camiasına ve genç spor yazarları arkadaşlarıma örnek olan davranışlarınla dün seni layık olduğun törenle ebedi istirahatgahına uğuladık...
Sen çok şeyler yaptın, rahat uyu...