"Tanrı sıvısı" zeytinyağı ve Akhisar Hasat Şenliği

ÜNAL TÜMİN

Sevgili dostlar, önümüzdeki hafta boyunca bu köşemden "Akhisar, zeytin, zeytinyağı, zeytinağaçı, zeytin hasadı" diye bahsedersem, ne olur beni kınamayın! Çünkü Zeytin' in yağı, yani zeytinyağı "bütün tek tanrılı dinlerde kutsal kabul edilmiş ve kutsanmış, insanlık için vazgeçilmez" olmuş. İşte bu yüzdendir ki, "Tanrı sıvısı" diye adlandırılmıştır... Akhisar, Manisa ilimizin en büyük ilçesidir; ama başta Ticaret Borsası , kaymakamlık, belediye, tüm odalar ve tüm ticari firmaların çalışkan yöneticileri "Tanrı sıvısını" kanatları altına alıp, sonsuza dek tüm insanlığın yararına şarıl, şarıl akıtmak için tek kelimeyle ant içmişler...

Ege Bölgesi'nde yarım asrı aşkın olarak gazetecilik yapıyorum. Mesleğimde fiziksel yaşımı unutup, Akhisar'ın zeytin kokulu insanlarının birinci, ikinci kuşak müteşebbislerinden sonra üçüncü kuşak yöneticilerinin davetlerini de kabul edip bu ilçeye koştum. Nitekim, Akhisar Ticaret Borsası'nın genç Başkanı Alper Alhat ve arkadaşlarının 24- 26 Ekim tarihlerinde düzenledikleri " 6. Zeytin Hasat

Şenliklerine" katıldım. Deniz seviyesinden 106 metre yükseklikte, 450 bin dekar alanda 13 milyon adet kutsanmış "ağaç denizine" giderken, 113 ton zeytin ve 6782 ton zeytinyağı üreten, 450 üyesi bulunan Ticaret Borsası'nın güler yüzlü insanlarının halkla kaynaşıp ilçe sokaklarında kol kola girip düzenlediği resmi geçitte yaptıkları şovlar inanın bundan sonraki anlatacaklarımın bir özeti olsa gerek...

Evet, İzmirli gazetecileri taşıyan Albaş Turizmin kaptan şoförü İsmail Kılıçal'ın kullandığı araçla şenliğin 2. durağı Şaban Taşkıran'ınGülbeyaz "Ziyafet" adlı tesislerine girerken Çamdibi Orkestrası'nın çaldığı Akhisar oyunları ile bizi yağmurla birlikte karşılayan Belediye Başkanı Salih Hızlı, Ticaret Borsası Başkanı Alper Alhat, Zeytin Dostu Derneğinin halef-selef Başkanları Mustafa Alhat , Abidin Tatlı ve Meclis Başkanı Bahattin Alkin, Genel Sekreter Gökben Dikili Altaş, Sanayi Odası Başkanı Abdurrahman Yılmaz , Meclis Başkanı Şenol Ürgüp, Genel Sekreter Ali Özkervancı, Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbuğa, Meclis Başkanı Mehmet Ali Çokdinç, EIBZZ yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kadri Gündeş, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Renklidağ, Şerif Şerifoğlu ve diğer ilgililerin güler yüzlü "hoş geldiz, bereket getirdiniz!" demeleri herkesi tek kelimeyle büyüledi!..

"İlk intiba , son intibadır" derler ya, işte öyle bir şey... Zaten bu ekip,3 gün boyunca hep yanımızda idi. Egea, Akhisar müzesi, Bakır'daki 1652 yıllık "Anıt Ağaç", İlyaslar' daki Toplanan Zeytinlerin sıkılması, Keskioğlu tesisleri içinde yer alan Ravika’da tarihi otomobil müzesinde TSM eşliğinde verilen Gala Yemeği, Tireli Çiftliğine gezi ve Mermercilerin kurduğu Kastro Tireli Şaraphanesinde üretim , şarap tadımı, ve tabi Akhisar' ın özelliklerinden biri olan Ramiz Köfte’de uğurlama faslına kadar Akhisar'ın amatörce koşan bu zeytin diyarı insanlarının kulaklarına şunu fısıldadım;

Bu samimi tanıtımlarınızla Sizler 250 zeytin , 36 yağ sıkım, 9 zeytinyağ dolum tesisinizle inanıyorum ki, ulaştığınız 36 farklı ülkeye olan ihracatınızı daha da artırırsınız. Çünkü siz tanıtımın önemini Aydın'dan da, Ayvalık'tan da daha iyi anlamışsınız; yolunuz açık olsun...

Tabi bu arada Bakır'daki 1652 yıllık "Anıt Ağacı" da merak ettiniz değil mi? Rehberimiz Kefalettin Öz'ün anlattıkları ve de bu ağacın çevresindeki tabelalarda şunlar yazıyordu:

Dikim yılı: 362, yaşı: 1652, Gövde çapı:10,6 m., Boyu: 6,84 m, Tepe çapı: 13 m.

* * *

1652 yıllık ağaca elimi dayadım ve gözlerimi kapayıp trans haline girdim. MS. 362'den buyana kimler gelmiş, kimler geçmiş diye düşündüm. Romalılar, Bizanslılar, Osmanlılar vb... Acaba bu ağacı kim dikmiş? İşte o an Kubat'ın "Kara Ağaç" şarkısındaki gibi "Yar, gidiyor musun? Gurbete giden döner mi, dönmez mi belli değil, bilirim." diye mırıldandım...

Hemen aklıma TRT İzmir Bölge Müdürlerinden değerli abimiz Süleyman Saylan' ın geçenlerde bana gönderdiği slayttaki Sir Winston Churchill'le ilgili ilginç görüntülere düştüğü "Birisi bir seferinde bana söylemişti; giden geri döner" notu aklıma geldi.

"Giden geri dönüyor" deyişini ben bu ağaç altında şöyle değerlendirdim;

MS. 362 yılında dikilen bu ağaç öylesine "geri dönmüş" ki, şu anda yalnız Akhisar'da çevresine topladığı 13 milyon meyve ve 113 bin ton " Tanrı sıvısı" veren ağaçla birlikte yaşıyor.

Bu konuya istek olursa dönerim...